TSK’nın mevcut yapılanmasına ve sistem içindeki yerine bir süredir eleştirel bir pozisyon alan bizlere kimi köşe yazarlarının ‘asker takıntılı asker düşmanı’ diye nitelendirdiğini biliyoruz; bizim gibi koşullara sahip bir ülkede şayet radikal bir anti-militarist ya da daha vahimi PKK ya da TİKKO türü örgütlerin sempatizanı değilseniz ‘asker düşmanı’ olmanın ne kadar aptalca bir şey olduğu ortada ama bu durum askerin mevcut hukuksal konumuna ve konulara yaklaşımına itirazımızı engellemiyor.
Bu yazıda da bu son noktaya, askerin, ağırlıklı olarak yetişiş tarzına bağlı olarak, toplumsal konulara yaklaşımının eksiklik ve çarpıklığını, Aytaç Yalman Paşa gibi önemli bir örnek üzerinden değinmek istiyorum.
Yalman Paşa, manşete de çıkan açıklaması doğrultusunda, sosyal sorun dönemi diye adlandırdığı dönemde anadili kürtçe olan yurttaşlarımızın, kürtlerin ‘kendilerini ifade etmelerinin mesela dilini konuşmak, şarkısını, türküsünü söylemek, kültürünü yaşamak (A.Y.)’ gibi haklarının engellenmesini, bu hakların kullanımının ‘yıkıcı faaliyet’ olarak değerlendirilmesinin büyük hata olduğunu, sorunun sosyal boyutunun böylece ıskalandığını ifade ediyor.
Buraya kadar doğrusu benim kişisel olarak bir itirazım yok ama arkadan gelen açıklama beni çok şaşırtıyor ve askerin, üstelik klasik batı müziği hayranı bir Paşa’nın dahi aklının ne kadar karışık olabileceğini beni tedirgin edecek ölçüde gösteriyor.
Terörle arasına mesafe koymuş kürtlerin kendi kültürlerini (dil, türkü, şarkı vs.) özgürce yaşayabilmelerinin engellenmiş olmasını hata olarak gören Sayın Aytaç Yalman Paşa bir satır aşağıda kürtleri asimile edememiş olmamızı da bir eksiklik olarak değerlendiriyor.
Asimilasyon kelimesinin bizdeki anlamı da yabancı dillerdeki anlamı da benzeştirme, aynılaştırma, transforme etme, monopolize etme demek (Webster’s sözlük).
Diğer bir ifadeyle Aytaç Yalman Paşa bir yandan kürtlerin kendilerini ifade ediş tarzlarının engellenmiş olmasını bir hata olarak değerlendirirken öte yandan da aynı kürtleri asimile etme istiyor yani çoğunluk olan Türk kültürü ile aynılaştırma, benzeştirme, monopolize etme talebini dile getiriyor.
Emekli Paşamızın iki hedefinin yani kürtlerin kültürel hakları ve asimilasyon hedeflerinin bağdaşamaz olduğu ortada.
Burada aklıma gelen Paşa’nın asimilasyon kelimesinin anlamını çok net bilmediği ama buna da pek ihtimal vermek istemiyorum.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı yapmış bir kurmay subayın iki bağdaşması mümkün olmayan hedefi beraber talep etmesi siyaseten de, kurmay mantığı açısından da ilginç.
Paşa’nın eski yanlışları, mesela kürt kelimesinin dahi kullanımının engellenmesini bir hata olarak görmesi olumlu ama aklıma gelen kötü bir ihtimal de kurumsal bazda bugün de kimi değerlendirme hatalarının yapıldığı ve bu hataların da yirmi sene sonra nelere malolduğunu o dönemin emekli paşalarının konuşması.
Söz konusu geçmiş gelecek potansiyel hataları rahatça konuşabilseydik bundan kanımca en başta Türkiye, sonra da TSK kazançlı çıkardı.
Star, 6.11.2007
|