Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV)’ın katkıları ile Sivil toplum kuruluşlarıçAfrika’nın en yoksul ülkesi Nijer için bir araya geldi.
UTESAV ve Kutup Yıldızı Doktorları kuruluşlarında Başkan yardımcılığı görevi yapan İbrahim Ceylan’ın öncülüğünde buluşan sivil toplum kuruluşları, İstanbul Ticaret Odası’nın Sosyal Tesislerinde Afrika’yı konuştular. İstanbul’da faaliyet gösteren yirmiye yakın kadın derneği de toplantıya katıldı.
Deniz Feneri Derneği, UTESAV, İHH, Kutup Yıldızı Doktorları, Dosteli, Yeryüzü Doktorları Derneği gibi sivil toplum kuruluşları çeşitli tarihlerde birlikte Nijer’e insanî yardım seyahatleri yapıyor. Kasım ayının sonunda sivil toplum kuruluşları Nijer’e takrar gideceklerini belirttiler. İTO Sosyal Tesisinde yapılan toplantıda, Nijer’e yapılan seyahatler hakkında bilgi verilirken, Afrika’nın kıtlık dönemleri dışında gıda yardımı görmediği kaydedildi. Sivil toplum buluşmasında bir konuşma yapan işadamı İbrahim Ceylan, Nijer’in Afrika’nın en fakir ikinci, Müslüman nüfusu itibarı ile birinci fakir ve kurak ülkelerinden birisi olduğunu belirterek bu bölgeye gösterilen ilginin yeterli olmadığını ve insanların hastalık, açlık ve susuzlukla varolma savaşı verdiğini söyledi.
İbrahim Ceylan, son yıllarda Afrika’da Türk kuruluşları tarafından başarılı çalışmalar yapıldığını ve hem Afrika’da hem de bütün dünyada bu çalışmaların ilgiyle izlendiğini ifade etti. Türkiye’de binlerce fakir varken Afrika’da ne işimiz olduğu sorusuna bazen muhatap olduğunu kaydeden Ceylan, “Olaya Müslüman kardeşliği ve insanlık açısından bakıldığında sorumluluklardan kaçılamaz. Sınırları aşıp insanlığın yardımına koşmak insanî bir borçtur” dedi.
İbrahim Ceylan konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Bizlerin Afrika’daki ateşi azaltmaya yetecek imkânları maalesef yeterli değil. Bu ateşin söndürülebilmesi için Türk kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekiyor. Dayanışma gücümüzü Afrika ateşini söndürmek için kullanalım. Orada insanlar sanıldığından daha fazla yoksulluk ve hastalıkla karşı karşıyalar. Örneğin yaptığımız katarakt ameliyatlarının yeterli olamadığını üzülerek gördük. Çünkü o kadar çok katarakt hastası var ki sadece tek bir gözün ameliyatını yapabiliyorduk. Halk yiyecek olarak sadece ‘milet’ adı verilen kuru sağlıksız bir yiyeceği tüketiyor. İleri derecede pek çok fıtık hastası var. İnsanlar susuzlukla baş edemiyor. Bir Nijerli her gün evine su götürebilmek için 2 – 7 km yürümek zorunda kalıyor. Nijer maalesef Türkler gidene kadar hiç ilgi görmemiş. Bu bölgenin her türlü yardıma ve ilgiye son derece ihtiyacı var. Bölgeye yaptığımız yardım seferleri ile su kuyuları açtık. Çeşitli tıbbî malzemeler götürüp ameliyatlar gerçekleştirdik. Bölge halkına milet ve keçi yardımında bulunduk. Afrikalı kardeşlerimize dokunup, onlara değer verdiğimizi hissettirmemiz gerekiyor. Biliyoruz ki, onların buna çok ihtiyacı var. Çünkü beyaz insan bu güne kadar hep almış ve hiç vermemiş. Türklerin vermeye geldiğini artık anlamaya başlamışlar ve sizleri bekliyorlar.”
Nijer’e giden yardım ekibinden Dr. Şenay Çetin de, geziler hakkında şu bilgileri verdi: “Nijer’in Tessaoua bölgesinde çalışmaları yoğunlaştırdık. Burada 600 çocuğu sünnet ettik. 115 ileri derecede kasık fıtığı ve hidrosel ameliyatı ve 388 katarakt ameliyatı gerçekleştirdik. Bununla birlikte 145 hastanın da diş tedavisi yapıldı. Faaliyetlerin orada kalıcı hale getirilmesi için uğraşıyoruz.”
|