Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 04 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Terör haberleri stres kaynağı

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim üyesi Doç. Dr. Okan Çalıyurt, ‘’Terör ve şiddet haberleri, hemen hemen her dinleyende ve her okurda psikolojik olarak etkiler oluşturmakta, olumsuz duygudurum oluşturmakta ve zaman zaman da empati mekanizması ile huzursuzluk ve gerginliğe yol açmaktadır’’ dedi.

Çalıyurt, başta görsel medya olmak üzere, yazılı basını da içine alan habercilik sektöründe terör, şiddet, çatışma, ölüm ve yaralanma haberlerinin, bugünlerde her zamankinden daha fazla yayınlandığını bildirdi.

Dikkat çekici, ilgi odağı olması ve tabiatı sebebiyle bu tip haberlerin daha fazla dinlendiğini ve okunduğunu ifade eden Çalıyurt, ‘’Son dönemlerde, artan terör olayları sebebiyle ülkemiz medyasında özellikle bu tip haberlerin sayısında ve medyada yer alma oranlarında artışlar görülmektedir. Bu haberler hemen hemen her dinleyende ve her okurda psikolojik olarak etkiler oluşturmakta, olumsuz duygudurum oluşturmakta ve zaman zaman da empati mekanizmasıyla huzursuzluk ve gerginliğe yol açmaktadır’’ dedi.

Şiddet içeren, negatif örnek teşkil eden veya kişileri psikolojik olarak olumsuz etkileyen haberlerin, herkesin izleyeceği saatlerde yayınlandığını belirten Çalıyurt, yayın sırasında da hiçbir uyarıda bulunulmadığını söyledi.

Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun, yakın zamanda filmlerde başlattığı uyarı logoları ile filmleri sınıfladığını belirten Çalıyurt, sistemin haberlere de konularak şiddet muhtevası sebebiyle uyarının uygun olacağını ifade etti.

BİLİMSEL ARAŞTIRMA

Bireylerin şiddet muhtevası olan haberlerden psikolojik olarak ne şekilde etkilendiklerinin bilimsel araştırmalarla da gösterildiğini ifade eden Çalıyurt, şunları kaydetti: ‘’Haberleri seyreden bir grupla normal rutin günlük faaliyetlerini yapan gönüllüler karşılaştırılmıştır. Yapılan bu çalışmada sadece 15 dakika rast gele haberler izletilmiştir. Çalışma sonucunda, haberleri izleyenlerin negatif psikolojik etkiler yaşadıkları ortaya konulmuştur. Haber sunumlarının ülkemizde son dönemlerde sık kullanılan şekillerinden bazıları da canlı ve son dakika haberleridir. Her iki haber şekli de klasik olarak sunulan geçmişte olan bir haberin rutin anlatımından bazı farklılıklar içermekte ve insanları psikolojik olarak daha fazla etkileyebilmektedir. Bu tip haberler, izleyende daha en başta ön yargılı olarak, beklenmedik, önemli, acil ve programda yer almayan bir haberin izlenildiğini hissettirmektedir. Dolayısıyla daha fazla dikkat çekmekte ve bellekte daha kalıcı izleri olmaktadır. İzleyenlerde korku, kızgınlık, öfke veya iğrenme gibi duyguların daha derinden oluşmasına sebep olabilmektedir. Bu tip haberlerin genellikle olumsuz içerikte olması ilgili haber tipine karşı başka bir bakış getirmekte ve ‘şimdi yine ne olacak’ şeklinde olumsuz bir beklentiyi ve gerginliği peşi sıra oluşturabilecektir. Haber sonrasında ise diğer haberlerle kıyaslandığında hafızada daha derin bir etki bırakmakta ve daha uzun süre hatırda kalmaktadır.’’

ŞİDDET HABERLERİ VE ÇOCUK

Doç. Dr. Çalıyurt, ‘’Şiddet haberleri ile ilgili en önemli husus bu haberleri çocuk ve ergenlerin de izliyor ve okuyor olmalarıdır. Çocuklarda bu haberlerin çok önemli etkileri olabilmekte stres, anksiyete ve korkuya yol açabilmektedir’’ dedi.

Yapılan araştırmaların, televizyon izleme saatinin artmasıyla çocuklarda stres, kaygı ve çökkünlük semptomlarının da arttığını gösterdiğini belirten Çalıyurt, çocuğun odasında bir televizyon bulunmasıyla uyku sorunları arasında ilişki bulunduğunun da ortaya konulduğunu söyledi. (

/ EDİRNE

04.11.2007


 

Profesyonel orduya geçiş sürecek

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının bütçesi görüşülürken milletvekillerinin sorularını cevaplayan Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül şöyle konuştu: “Silahlı Kuvvetlerimiz strateji değiştiriyor. Profesyonel orduya geçilmesi için çıkarılan yasa var. Buna göre uzman elemanlar alınıyor. Bunların rakamları belli bir yere geldi.’’

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonununda bakanlığının bütçesi görüşülürken milletvekillerinin sorularını cevaplayan Bakan Gönül, ‘’Terörle mücadele için Bolu’dan, Foça’dan gidiliyor’’ eleştirilerine karşı da şunları söyledi: ’’O birliklerin adları... Orada devamlı görev yapıyorlar. Askerliğe alınan, eğitimden geçirilen asker oraya gönderiliyor. Silahlı Kuvvetlerimiz strateji değiştiriyor. Profesyonel orduya geçilmesi için çıkarılan yasa var. Buna göre uzman elamanlar alınıyor. Bunların rakamları belli bir yere geldi. Hala elimizde geçerli kadro var ve özellikle Kara Kuvvetleri, yeni açtığı sınavlarla bunları doldurmayı ve mümkün mertebe cephede uzman elemanları kullanmayı kendisine prensip edinmiştir. Bu proje gerçekleştikten sonra, bu çeşit uygulama, ümit ederiz olmayacaktır.’’

Gönül, sınır güvenliğini artıran projeler olup olmadığı sorusuna karşılık, ‘’Evet var. Terörle Mücadele Yüksek Kurulunda da görüşülüyor. Jandarma komutanlığının bunun için talep ettiği önemli bir para, kendilerine transfer edilmiştir. Projeleri hazırdır. Sanıyorum Jandarma Genel Komutanlığı, Komutanlık, en kısa zamanda buna başlayacaktır’’ dedi.

Bakan Gönül, teknoloji olarak Türkiye’nin yakın zamanda önemli mesafeler aldığını belirterek, buna şöyle örnek verdi: ‘’Size bir tanesini söyleyeyim; çok iftihar ettiğimiz.... İlk kez Türkiye, uçan platformlar için görev bilgisayarı yaptı. Bu görev bilgisayarı, yerine göre helikopteri, uçağı, zırhlı aracı hareket ettiriyor, hem de atış idare sistemini yönetiyor. 2 ay önce bir helikopterde bunu denedik, kilometrelerce uzaktan bir helikopter, bir tankı bir tek mermiyle imha edebildi. “

Türkiye’de üretilen savunma sistemleri hakkında bilgi veren Gönül, ismini vermediği bir özel sektör kuruluşunun Aralık ayında ürettiği mini insansız hava aracını, yılbaşında da TAI’nin, ürettiği insansız hava araçlarını teslim edeceğini bildirdi.

Gönül, şehit dul ve yetimlere, malul gazilere yapılan yardımlar konusunda bilgi verdi. Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi konusundaki soruları da cevaplayan Gönül, konunun devredildiği Maliye Bakanlığının, işi yap-işlet-devret modeliyle ihale etme aşamasında olduğunu söyledi.

Görüşmelerin ardından, Milli Savunma Bakanlığı ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı bütçeleri kabul edildi.

Komisyonunun sabahki oturumunda Başbakanlığa bağlı kuruluşların bütçe görüşmelerine katılan DTP’li üyeler, Milli Savunma Bakanlığı bütçe görüşmelerine katılmadı.

/ ANKARA

04.11.2007


 

Sivil Anayasada hükümet geri adım atmasın

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu 91. hafta eylemini Ankara’da gerçekleştirdi. Eylemde konuşan Mazlumder Ankara Yönetim Kurulu Üyesi Ali Dalaz, artan terör eylemlerinin sivil anayasa çalışmalarını engellemek amacıyla yapıldığını belirterek, hükümetin geri adım atmaması gerektiğini belirtti.

Ali Dalaz, artan şiddet olaylarının sivil anayasa çalışmalarını engellemek amacıyla tertiplendiğini belirterek: “Son günlerde meydana gelen şiddet olayları ve provakatif eylemler, sivil anaya çalışmalarını rafa kaldırmaya yönelik eylemler olduğunu belirtiyor ve hükümetten geri adım atmamasını ve özgürlüklerin ve adaletin teminat altına alınmasını istiyoruz” diye konuştu. Yeni anayasada başörtüsü yasağının tamamen kalkması gerektiğini belirten Dalaz: “Yeni hazırlanacak anayasada başörtüsünün ‘kısmi’ değil tamamen her alanda özgür kalması gerekmektedir. Özgürlükler temel birer haktır. Hak gaspına karşı hep birlikte karşı durmamız gerekmektedir” şeklinde konuştu. Başörtülü insanlara uygulanan baskıları da anlatan Dalaz: “1982 anayasası ile özgürlüklerin kısıtlandığından şikâyet edenlerin 20 yıldır hayatlarına pranga vurulan başörtülülerin de bu değişiklikten faydalanabileceği korkusuyla yasakçı bir tavır takındıklarına şahit olmaktayız” diye tepki gösterdi.

Eylemde ayrıca, Antalya İnanç Özgürlüğü Platformu katılımcılarının “çocukları eyleme getiriyorsunuz” gerekçesiyle gözaltına alınması protesto edilerek, hukuk dışı bu uygulamada tutuklananların serbest bırakılması istendi.

Cemil YÜZER / ANKARA

04.11.2007


 

Kutan: Rice, Türkiye’yi oyalamak için geldi

Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’nin verdiği 72 saatlik sürenin üzerinden 15 gün geçtiğini kaydetti.

Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, “Bu kanlı terör örgütü PKK’nın hak ettiği cevabı alması için gereken tüm önlemlerin alınmasını sabırsızlıkla bekliyoruz’’ dedi. Kutan, partisinin İl Başkanları Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin çok tehlikeli olayların cereyan ettiği, terörün tırmandığı bir dönemden geçtiğini söyledi. Kutan, “Türkiye tarihinin en büyük iç ve dış tehditleriyle karşı karşıyadır’’ dedi. TBMM tarafından kabul edilen tezkere ile hükümete, “sınır ötesi operasyon’’ yapma yetkisinin verildiğini anımsatan Kutan, bu konuda somut bir gelişme olmadığı gibi ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’nin verdiği 72 saatlik sürenin üzerinden 15 gün geçtiğini kaydetti.

/ ANKARA

04.11.2007


 

İşbirliği çerçeve anlaşması imzalandı

Türkiye ile Arap Birliği arasında “Türk-Arap İşbirliği Forumu Çerçeve Anlaşması” imzalandı.

Genişletilmiş Irak’a komşu ülkeler Dışişleri Bakanları Toplantısı çerçevesinde, Çırağan Sarayı Yıldız Salonu’nda yapılan törende, anlaşma belgesini, Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan ile Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa imzaladı. İmza töreni öncesinde iki tarafın heyetleri bir araya geldi.

Babacan, törende yaptığı konuşmada, köklü tarihî, kültürel ve sosyal bağlara sahip olan ve aynı coğrafyayı paylaşan Türkiye ve Arap Birliği’nin aynı zamanda aynı kaderi de paylaştığını kaydetti. Dost ve kardeş Türk ve Arap halkları arasındaki bağların, yüzyıllardır süregelen karşılıklı etkileşim sonunda pekişerek daha da geliştiğini belirten Babacan, dışişleri bakanlığı görevini üstlenmesinin ardından ilk ziyaretlerini Orta Doğu’ya yapmasının, bölge ülkelerinden üst düzey isimlerin Türkiye’ye gelmiş ve gelecek olması ve iki taraf arasındaki artan ekonomik ilişkilerin, Türkiye ile Arap Birliği arasında artan işbirliğinin göstergesi olduğunu belirtti. Orta Doğu bölgesinde Türkiye ve Arap birligi ülkelerinin aynı tehditlerle karşı karşıya kaldığını söyleyen Babacan, bu sebeple bazı hedeflerin de paylaşıldığını bildirdi.

/ İSTANBUL

04.11.2007


 

AB'nin 2007 karnesi hazır

Türkiye’nin son bir yılda AB yolunda kaydettiği ilerleme ve eksikliklerinin değerlendirildiği 2007 İlerleme Raporu, Salı günü açıklanıyor.

PKK eylemlerinin kınandığı raporda Genelkurmay bildirisi ve krize karşın Cumhurbaşkanlığı ve genel seçim sürecinin demokrasi standartlarına uygun bir biçimde yapıldığı belirtiliyor. Raporda 301. maddenin değiştirilmemesinden dolayı duyulan memnuniyetsizlik de yansıtılıyor.

Avrupa Komisyonu, Salı günü, AB genişlemesine ilişkin yeni Strateji Belgesi ile aday ülkelere ilişkin yıllık İlerleme Raporlarını yayınlayacak. Komisyonun genişleme stratejisinin anlatılacağı belgede ayrıca aday ülkeler Türkiye, Hırvatistan ve Makedonya ile potansiyel adaylar Arnavutluk, Bosnia, Karadağı, Sırbıstan ve Kosova’ın son 12 ayda performansları özet olarak değerlendirilecek.

Salı günü açıklanacak İlerleme Raporlarında her aday ve potansiyel adayın son bir yılda AB yolunda kaydettiği ilerleme ve eksikliklere ayrıntılı biçimde yer verilecek.

/ BRÜKSEL

04.11.2007


 

Din eğitimi bir realite

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, toplum olarak din eğitimi ihtiyacını realite kabul edip, bunun nasıl ve nerede karşılanması gerektiğinin ön yargısız tartışılmasını istedi. Bardakoğlu,yaptığı konuşmada, bireyin temel ihtiyacı olan din hizmetinin, toplumsal barışı ve doğru dini bilgiyi sağlayacak şekilde yürütülmesi gerektiğini belirtti.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, toplum olarak din eğitimi ihtiyacını realite kabul edip, bunun nasıl ve nerede karşılanması gerektiğinin ön yargısız tartışılmasını istedi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nca düzenlenen 1. Din Hizmetleri Sempozyumu’nun, açılışında konuşan Bardakoğlu, bireyin temel ihtiyacı olan din hizmetinin, toplumsal barışı ve doğru dini bilgiyi sağlayacak şekilde yürütülmesi gerektiğini belirtti. Bardakoğlu, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da cevapladı. Din eğitimi konusundaki görüşlerinin sorulması üzerine Ali Bardakoğlu, Diyanetin bir din kurumu değil, din hizmetleri kurumu olduğunu belirterek, amaçlarının da din hizmetlerinin topluma en iyi şekilde ulaştırılması olduğunu söyledi. Din eğitiminin, Diyanet İşleri Başkanlığının doğrudan görev alanına girdiğini vurgulayan Bardakoğlu, din eğitiminin bir yönünü üstlendiklerini, cami hizmetleriyle toplumu aydınlattıklarını, yaz Kur’ân kurslarıyla da din eğitimi faaliyetlerini sürdürdüklerini söyledi.

Başkanlığın, faaliyetleri ile toplumun din eğitimi ihtiyacını tamamen karşılayamadığını, ancak bunu karşılayacak başka bir kurumun da olmadığını belirten Bardakoğlu, ‘’Toplum olarak din eğitimi ihtiyacını realite olarak görüp bunun nasıl ve nerede karşılanması gerektiğini tartışmalıyız. Ön yargısız olarak tartışmalıyız’’ dedi. Ali Bardakoğlu, sempozyumu da bu amaçla düzenlediklerini söyledi.

‘’Diyanet İşleri Başkanlığı ve personelinin toplumu dinin önemi ve gereği konusunda ikna etme gayretine girmesi büyük bir talihsizlik olur’’ diyen Bardakoğlu, başkanlığın toplumu din konusunda ikna eden değil, din ihtiyaçlarını hisseden ve topluma sağlıklı din hizmeti sunan bir kurum olduğunu bildirdi.

Bir gazetecinin, din eğitiminde yaş sınırı olduğunu hatırlatarak, ‘’Avrupa’da anaokulundan itibaren din eğitimi var, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?’’ sorusuna Bardakoğlu, ‘’Din eğitimi konusunda ön yargılardan uzakta tartışmalıyız. Kim almalı, nasıl almalı, nerede almalı konularını tartışmalıyız? Bu sınırları gerekli görenler, görmeyenler olabilir. Bunu, toplum tartışmalıdır. Bu konuda karar verecek olan Diyanet İşleri Başkanlığı değildir. Bize görüş soracak olurlarsa, biz bu konudaki görüşlerimizi iletiriz’’ cevabını verdi. Bardakoğlu, dinin herkesi ilgilendirdiğine de işaret etti.

/ KIZILCAHAMAM

04.11.2007


 

İbadetten daha çok zevk alıyorlar

Diyanet İşleri Başkanlığı, eğitim seminerlerine katılan hacıların, kutsal topraklarda ibadetleri yerine getirme başarıları ve memnuniyet derecelerinin katılmayanlardan daha yüksek olduğunu belirledi.

Diyanet İşleri Başkanlığı Hac Dairesi Başkanı Seyfettin Ersoy, ilk hacı kafilesinin 11 Kasım Pazar günü yola çıkacağını belirterek, “280’i Başkanlık, geri kalanı ise seyahat acentaları aracılığı ile olmak üzere toplam 470 kafilenin gidişleri 14 Aralık’a kadar devam edecek. Hacılar, 23 Aralık- 24 Ocak tarihleri arasında Türkiye’ye dönecek.” dedi.

Hacı adaylarının eğitim faaliyetlerine büyük önem verdiklerini söyleyen Ersoy, “Kutsal topraklara gitmeden önce hacı adaylarının nerede ne yapacağını bilmesi, nasıl hareket edeceğinin bilincinde olması çok önemli. Bu nedenle seminerler son hacı kafilesinin yola çıkacağı 14 Aralık’a kadar devam edecek. Geçen yıl Arabistan’da bir anket çalışması yaptık. Düzenlenen eğitim seminerlerine katılanların hacdaki başarılarının, memnuniyetlerinin, ibadetlerinden zevk alma derecelerinin 8-10 kat daha fazla olduğu ortaya çıktı.” diye konuştu.

/ ANKARA

04.11.2007


 

Sit alanında otlatmaya 117 YTL ceza

Çorum’un Boğazkale ilçesinde bulunan Hattuşa Örenyeri’nde hayvan otlatan çobana Kabahatler Kanunu’na göre 117 YTL para cezası kesildi.

Türkiye’de Unesco tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınan 9 yerden biri olan Boğazkale-Hattuşaş Örenyerini ziyaret eden vatandaşlar, sit alanı içinde otlayan hayvanları görünce şaşkına döndüler. Hatti ve Hitit Medeniyeti’nin eşsiz kalıntılarının yer aldığı ören yerinde hayvanların bilinçsizce otlatılmasına duyarsız kalmayan vatandaşlar, jandarmayı arayarak ihbarda bulundular. Örenyerine gelen Boğazkale İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, ilçede çobanlık yapan A.B.’ye sit alanı içinde hayvan otlattığı gerekçesiyle işlem yaptı. Yasak bölgede hayvan otlatan çobana, 5326 saylı Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesi gereğince 117 YTL idarî para cezası kesildi.

/ ÇORUM

04.11.2007


 

Başesgioğlu, temel attı

Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, proje çalışmalarına 1998 yılında başlanan ancak, çeşitli sebeplerle ihalesi 7 yıldır ertelenen Kastamonu Mahalli İdareler Eğitim ve Kongre Merkezinin (MİEM) temelini attı.

Başesgioğlu, törende yaptığı konuşmada, Kadıdağı mevkiine yapılacak MİEM’in Kastamonu turizmine katkı sağlayacağını, bundan dolayı heyecan duyduğunu ifade etti. MİEM ile Kastamonu’nun hizmet yarışında standartlarını yükselteceğini bildiren Başesgioğlu, ‘’Bu eğitim ve kongre merkezi, 1998 yılında İçişleri Bakanıyken karar verdiğimiz ve altında imzam bulunduğu için gurur duyduğum büyük bir projedir. İnşallah proje bittiği zaman Kastamonu’ya ve Türkiye’ye önemli katkılar sağlayacaktır’’ dedi. Törene, Kastamonu Valisi Mustafa Kara, AKP Kastamonu Milletvekili Musa Sıvacıoğlu ile çeşitli sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve vatandaşlar da katıldı. Tesisin, yaklaşık 10 milyon YTL’ye mal olacağı bildirildi.

/ KASTAMONU

04.11.2007


 

Gül, Azerbaycan'a gidecek

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 6-8 Kasım tarihlerinde Azerbaycan’a resmî ziyaret gerçekleştirecek.

Alınan bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Gül, Bakü’de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüşecek. Aliyev, Gül’ün onuruna akşam yemeği verecek.

Başbakan Artur Rasizade’yi de kabul edecek olan Gül, Azerbaycan Parlamentosu’nu, Azerbaycan Devlet ve Kafkas üniversitelerini ziyaret edecek. Cumhurbaşkanı Gül, ziyaretinin son gününde ülkenin ikinci büyük şehri Gence’ye geçerek çeşitli temaslarda bulunacak.

/ ANKARA

04.11.2007


 

İnönü'nün cenaze töreni Teşvikiye Camiinde

Eski Başbakan Yardımcılarından Prof. Dr. Erdal İnönü için bugün İstanbul’da düzenlenecek cenaze töreni sebebiyle bazı yollar trafiğe kapatılacak.

İstanbul Emniyet Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, Prof. Dr. Erdal İnönü için Teşvikiye Camii’nde düzenlenecek tören dolayısıyla bazı cadde ve sokakların trafiğe kapatılacağı bildirildi. Açıklamada, Vali Konağı, Hüsrev Gerede, Maçka ve Teşvikiye caddeleri ile Amerikan Hastanesi önündeki Dr. Müfide Küley, Cami, Ahmet Feragi, Teşvikiye Bostan, Akkavak ve Atiye sokaklarının trafiğe kapatılacağı kaydedildi.

Ayrıca, Nişantaşı Bronz Sokak’ta trafiğin ters yönde işleyeceği belirtilerek, ihtiyaç duyulması halinde bildirilen yollar dışında bazı cadde ve sokakların da trafiğe kapatılabileceği uyarısında bulunuldu.

/ İSTANBUL

04.11.2007


 

Depremzedeleri yalnız bırakmadılar

Kimse Yok Mu Derneği, Denizli’nin Çameli ilçesine bağlı köylerde depremden hasar gören ailelere yardım eli uzattı. Dernek gönüllüleri Elmalı, Taşcılar ve Gürsu köylerinde deprem mağduru aileleri ziyaret etti.

Yardım kapsamında, evi hasar gören ailelere toplam 700 kişilik kumanya dağıtıldı. Çocukları da dernek üyeleri meşrubat, çikolata ve çeşitli hediyeler verdi. Ayrıca Gürsu ve Taşçılar’da mağdur üç aileye nakit yardımda bulunuldu. Mehmet Genç ve beraberindeki gönüllüler, Kalınkoz köyünde Sultan Dev’in evinin inşaatını da gezdi. Genç, “İnşâallah kış gelmeden Sultan teyzemizin evini yapıp teslim edeceğiz.” dedi.

/ DENİZLİ

04.11.2007


 

İstanbul’a yağışlı hava uyarısı

İstanbul Meteoroloji Bölge Müdürü Mustafa Yıldırım, İstanbul’un 5 Kasım Pazartesi gününden itibaren Orta Akdeniz ve Balkanlar üzerinden gelen yağışlı havanın etkisine gireceğini bildirdi.

Yıldırım, bazı basın yayın organlarında ‘’İstanbul’da Pazartesi günü itibariyle kar beklenildiği’’ şeklinde haberlerin yer aldığını belirterek, kentte şu an için kar yağışının beklenmediğini kaydetti.

‘’İstanbul Pazartesi günü Orta Akdeniz ve Balkanlar üzerinden gelen yağışlı havanın etkisine girecek’’ diyen Yıldırım’ın verdiği bilgiye göre, yağışlı hava Pazartesi ve Salı günü İstanbul genelinde etkili olacak ve sıcaklıklar 8 ile 10 derece azalarak mevsim normallerinin altına düşecek. Genellikle yağmur ve sağanak şeklinde olacak yağışların, İstanbul’da sonraki haftaya kadar zaman zaman etkili olması bekleniyor.

/ İSTANBUL

04.11.2007


 

Dünya yaşlanıyor, Alzheimer artıyor

Yaşlı nüfusun artması sebebiyle artan Alzheimer, giderek daha büyük bir sağlık problemine dönüşüyor.

Bugün dünyada yaklaşık 25 milyon olarak bilinen Alzheimerlı hasta sayısının 2050 yılında 100 milyonu geçeceği tahmin ediliyor. Alzheimer Derneği Genel Sekreteri ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Davranış Nörolojisi ve Hareket Bozuklukları Birimi Öğretim Üyesi Dr. Haşmet Hanağası, Alzheimer hastalığının dünyada giderek artan yaşlı nüfus sebebiyle her geçen yıl daha büyük bir sağlık problemine dönüştüğünü söyledi. Trabzon’da düzenlenen Ulusal Farmakoloji Kongresi’ne katılan Hanağası, Alzheimer hastalığının 65 yaşından sonra görülen en sık bunama sebebi olduğunu belirterek, Alzheimerın 65 yaş üstündeki hastalarla yapılan çalışmalarda bütün bunama sebeplerinin yaklaşık 3’te 2’sini oluşturduğunu kaydetti.

/ TRABZON

04.11.2007


 

Görme engelliler yemek yapmayı öğreniyor

Uygulamalı eğitimle görme engellilere umut olan Göreneller Görme Engelliler İlköğretim Okulu’nun öğrencileri, okulda yemek yapmayı da öğreniyorlar.

Yemek yaparken en büyük yardımcıları elleri olan görme engelliler, öğretmenlerinin de gözetiminde 2 yıldır eğitim aldıkları uygulama mutfağında kızartmadan menemene, kekten pilava kadar her türlü yemeği yapabiliyorlar. Sıcaklıkları elleriyle algılayan öğrenciler, demledikleri çayları bardaklara doldurup, öğretmenlerine ve arkadaşlarına servis yapabiliyorlar.

Altındağ’daki okulun Teknoloji ve Tasarım öğretmeni Gülseren Bayhan, uygulamayı 2 yıl önce yaz kursunda verdiklerini ve çocukların bu kurslardan çok mutlu ayrıldıklarını anlattı. Daha sonra bunu eğitim dönemine de yayma kararı verdiklerini belirten Bayhan, okul müdürü Salim Karadayı’nın da mutfağın kurulmasını sağladığını ve 2 yıldır okulda uygulamalı eğitim verdiklerini kaydetti. Yemek hazırlarken kendini çok daha rahat hissettiğini anlatan görme engelli Sabiha Öztürk ‘’Mutfakta pek çok şeyi dokunarak hallediyoruz. Artık anneme de yardımcı olabiliyorum. Az çok bütün yemekleri yapabiliyorum’’ diye konuştu.

/ ANKARA

04.11.2007


 

Pardus 2008 yolda

TÜBİTAK’ın geliştirdiği ücretsiz bilgisayar işletim sistemi Pardus’un 2008 sürümü için hazırlıkların sürdüğü bildirildi.

İşletim sistemini geliştiren ekibin başkanı TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsünden (UEKAE) Doç. Dr. Erkan Tekman, yaptığı açıklamada, 2003 yılı başında başlatılan ‘’e-dönüşüm Türkiye Projesi’’ kapsamında geliştirilen Pardus’un, bilgisayar yazılımlarında dışa bağımlılığın azaltılması, kişisel ve kurumsal güvenliğin artırılmasını amaçladığını kaydetti.

Pardus’un, RTÜK’ün yayın arşivleme sistemlerinde kullanıldığını, Millî Savunma Bakanlığının Türkiye genelinde askeralma dairelerindeki 4 binden fazla bilgisayarda kullanımının ise yakında devreye gireceğini ifade eden Tekman, ‘’Bireysel kullanıcıların sayısı ise 50 bin civarında. 2007’nin ikinci yarısında kurumsal kullanıcı sayısını artırmaya çok çalışmadık. Beklentimiz, ASAL gibi büyük kuruluşların Pardus’u kullanmaya başlaması ve bir örnek oluşturur hale gelmesi’’ dedi.

Gelecek 5-6 ayda, Pardus’la ilgili yazılım ya da hizmet sağlayan çeşitli çözüm ortaklarının ortaya çıkacağını kaydeden Tekman, şunları kaydetti: ‘’Şu anda çok yeni olduğu için bunların hangi konularda gerçekleşeceğini söylemek zor. Ancak, çözüm ortaklarının ortaya çıkması, projenin başından beri amaçlarımızdan biri. Pardus’la ilgili her şeyi TÜBİTAK’ın yapmasından çok, birçok kurum ve gönüllünün bilgi alış verişi içinde olması ve katkı sağlamasını istedik. Bu beklentilerimiz gerçekleşmeye başladı.’’

2008 PARDUS YILI OLACAK

Tekman, 3 ayda bir güncel sürümü çıkarılan ve adını soyu tükenmiş ‘’Anadolu Parsı’’ndan alan Pardus’un şu anda ‘’2007.2’’ sürümünün kullanımda olduğunu, Kasım ayında ‘’2007.3’’ sürümünü çıkaracaklarını belirterek, ‘’Bu sürüm, 2007.2 sürümünden beri yaptığımız güncelleştirmeleri içerecek. Ancak asıl hazırlığımızı, 2008’in ilk çeyreğinde çıkaracağımız sürüm için yürütüyoruz’’ dedi.

/ ADANA

04.11.2007


 

Afrika ilgi bekliyor

Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV)’ın katkıları ile Sivil toplum kuruluşlarıçAfrika’nın en yoksul ülkesi Nijer için bir araya geldi.

UTESAV ve Kutup Yıldızı Doktorları kuruluşlarında Başkan yardımcılığı görevi yapan İbrahim Ceylan’ın öncülüğünde buluşan sivil toplum kuruluşları, İstanbul Ticaret Odası’nın Sosyal Tesislerinde Afrika’yı konuştular. İstanbul’da faaliyet gösteren yirmiye yakın kadın derneği de toplantıya katıldı.

Deniz Feneri Derneği, UTESAV, İHH, Kutup Yıldızı Doktorları, Dosteli, Yeryüzü Doktorları Derneği gibi sivil toplum kuruluşları çeşitli tarihlerde birlikte Nijer’e insanî yardım seyahatleri yapıyor. Kasım ayının sonunda sivil toplum kuruluşları Nijer’e takrar gideceklerini belirttiler. İTO Sosyal Tesisinde yapılan toplantıda, Nijer’e yapılan seyahatler hakkında bilgi verilirken, Afrika’nın kıtlık dönemleri dışında gıda yardımı görmediği kaydedildi. Sivil toplum buluşmasında bir konuşma yapan işadamı İbrahim Ceylan, Nijer’in Afrika’nın en fakir ikinci, Müslüman nüfusu itibarı ile birinci fakir ve kurak ülkelerinden birisi olduğunu belirterek bu bölgeye gösterilen ilginin yeterli olmadığını ve insanların hastalık, açlık ve susuzlukla varolma savaşı verdiğini söyledi.

İbrahim Ceylan, son yıllarda Afrika’da Türk kuruluşları tarafından başarılı çalışmalar yapıldığını ve hem Afrika’da hem de bütün dünyada bu çalışmaların ilgiyle izlendiğini ifade etti. Türkiye’de binlerce fakir varken Afrika’da ne işimiz olduğu sorusuna bazen muhatap olduğunu kaydeden Ceylan, “Olaya Müslüman kardeşliği ve insanlık açısından bakıldığında sorumluluklardan kaçılamaz. Sınırları aşıp insanlığın yardımına koşmak insanî bir borçtur” dedi.

İbrahim Ceylan konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Bizlerin Afrika’daki ateşi azaltmaya yetecek imkânları maalesef yeterli değil. Bu ateşin söndürülebilmesi için Türk kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekiyor. Dayanışma gücümüzü Afrika ateşini söndürmek için kullanalım. Orada insanlar sanıldığından daha fazla yoksulluk ve hastalıkla karşı karşıyalar. Örneğin yaptığımız katarakt ameliyatlarının yeterli olamadığını üzülerek gördük. Çünkü o kadar çok katarakt hastası var ki sadece tek bir gözün ameliyatını yapabiliyorduk. Halk yiyecek olarak sadece ‘milet’ adı verilen kuru sağlıksız bir yiyeceği tüketiyor. İleri derecede pek çok fıtık hastası var. İnsanlar susuzlukla baş edemiyor. Bir Nijerli her gün evine su götürebilmek için 2 – 7 km yürümek zorunda kalıyor. Nijer maalesef Türkler gidene kadar hiç ilgi görmemiş. Bu bölgenin her türlü yardıma ve ilgiye son derece ihtiyacı var. Bölgeye yaptığımız yardım seferleri ile su kuyuları açtık. Çeşitli tıbbî malzemeler götürüp ameliyatlar gerçekleştirdik. Bölge halkına milet ve keçi yardımında bulunduk. Afrikalı kardeşlerimize dokunup, onlara değer verdiğimizi hissettirmemiz gerekiyor. Biliyoruz ki, onların buna çok ihtiyacı var. Çünkü beyaz insan bu güne kadar hep almış ve hiç vermemiş. Türklerin vermeye geldiğini artık anlamaya başlamışlar ve sizleri bekliyorlar.”

Nijer’e giden yardım ekibinden Dr. Şenay Çetin de, geziler hakkında şu bilgileri verdi: “Nijer’in Tessaoua bölgesinde çalışmaları yoğunlaştırdık. Burada 600 çocuğu sünnet ettik. 115 ileri derecede kasık fıtığı ve hidrosel ameliyatı ve 388 katarakt ameliyatı gerçekleştirdik. Bununla birlikte 145 hastanın da diş tedavisi yapıldı. Faaliyetlerin orada kalıcı hale getirilmesi için uğraşıyoruz.”

Yeni Asya / İSTANBUL

04.11.2007


 

İstanbul’da yarın su kesintisi olacak

Bayrampaşa’daki, ‘’Münzevi Terfi İstasyonu ve Ana İsale Hatlarında’’ yapılacak bakım ve iyileştirme çalışmaları sebebiyle 5 Kasım Pazartesi günü bazı semtlerde su kesintisi uygulanacak.

İSKİ Basın Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, 5 Kasım Pazartesi günü 09.00-21.00 saatleri arasında su verilemeyecek yerler şöyle:

Fatih ilçesi: Edirnekapı, Karagümrük, Draman, Fatih Camii civarı, İtfaiye, Zeyrek, Vezneciler, Süleymaniye, Horhor, Topkapı, Çapa ve Fındıkzade bölgeleri.

Eyüp ilçesi: Defterdar Mahallesi, Edirnekapı Halk Ekmek Fabrikası, Rami, Topçular, Yeni Mahalle ve Cuma Mahallesi.

Bayrampaşa ilçesi: Terazidere, Vatan, Altıntepsi, Orta, Yenidoğan, İsmetpaşa, Murat, Kartaltepe ve Kocatepe mahalleleri.

Esenler ilçesi: Davutpaşa, Mimar Sinan, Kâzım Karabekir, Menderes, Nenehatun, Fatih ve Birlik mahalleleri.

/ İSTANBUL

04.11.2007


 

Kızılırmak dereye döndü

Türkiye’nin en büyük ırmaklarından olan Kızılırmak, havaların sıcak seyri ve suların çekilmesi ile bu yıl belkide ilk kez dere görünümünü aldı.

Özellikle pirinç üretiminde büyük katkı sağlayan Kayseri`ye kadar uzanan Nehir Tosya Kargı ve Osmancık içinde çok önemli olduğunu belirten vatandaşlar, “Nehrin Dere Görünümünü alması ve suyunun neredeyse tükenecek durumda olması bizleri hem endişelendiriyor hemde çok üzüyor. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Bölgemizde de bu yıl yağışlar az ve tatmin edici yağmadı” dedi. Bölge halkı yağışların yağması için sık sık yağmur duâsına çıkarken, bu yılında yağış yönüyle bereketli olması için duâ ediyorlar.

/ KASTAMONU

04.11.2007


 

Evlerimiz televizyonlara teslim

Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde yapılan bir araştırma, televizyonun çocuklar üzerindeki etkilerini ortaya koydu. Çocukların televizyon izleme alışkanlıkları ve davranışları ile ilgili yapılan araştırma, 6-12 yaş grubundaki 500’ü kız, 500’ü erkek olmak üzere toplam bin ilköğretim öğrencisi ile yüz yüze görüşülerek gerçekleştirildi.

Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde yapılan bir araştırma, televizyonun çocuklar üzerindeki etkilerini ortaya koydu.

Doç. Dr. Metin Işık, Dr. Ayhan Erdem, Araştırma Görevlileri Özlem Güllüoğlu ve Ebru Akbaba tarafından yapılan araştırma ‘’Televizyon ve Çocuk’’ adı ile kitaplaştırıldı. Çocukların televizyon izleme alışkanlıkları ve davranışları ile ilgili yapılan araştırma, 6-12 yaş grubundaki 500’ü kız, 500’ü erkek olmak üzere toplam bin ilköğretim öğrencisi ile yüz yüze görüşülerek gerçekleştirildi.

Araştırmada elde edilen verilere göre, günümüzde her evde ortalama 2 televizyon bulunuyor. Çocukların televizyon izleme sıklıkları, evde bulunan televizyon cihazının sayısıyla artıyor. Çocuklar, günde en az 3 saat televizyon izliyor. Televizyonun en çok izlendiği zaman dilimlerini ise 09.00-12.00 ile 18.00-21.00 saatleri oluşturuyor.

Çocuğu televizyon izlemeye iten sebepler

Erkek çocuklar, kızlardan daha fazla süreyi televizyon ekranı karşısında geçiriyor. Televizyonda izlenecek kanal ve program tercihini akşam saatlerinde baba, gündüz saatlerinde ise çocuklar belirliyor. Aileler, çocuklarını televizyon izleme konusunda genelde sınırlandırmıyor. Çocuklar tarafından model alınan öğretmenler de, televizyon programı izleme tavsiyesinde bulunmuyor.

Araştırma sonuçlarına göre, çocuklar anne-babaları veya öğretmenlerinden çok televizyon kahramanlarını örnek alıyor. Çocukların yüzde 58.4’ü Süpermen, Örümcek Adam ve Selena gibi televizyon kahramanlarının yerinde olmak istiyor.

İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı ve Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Metin Işık, kitle iletişim araçları içerisinde sözlü ve yazılı mesajları aynı anda sunabilmesi, hem göze hem kulağa hitap edebilmesi sebebiyle televizyonun özel bir yeri olduğuna dikkati çekti.

Çocukların gerçek ve kurmaca arasındaki farkı yetişkinler kadar ayırt edemediklerini vurgulayan Işık, bu sebeple televizyonun içeriksel ve biçimsel anlamda çocuk üzerinde olumsuz etkilere sebep olabildiğini kaydetti.

Televizyonun olumsuz etkileri üzerinde çok konuşulduğunu, ancak bu olumsuz etkinin ortaya çıkmasında izleyicinin de rolünün olduğunun genellikle göz ardı edildiğini belirten Işık, şunları söyledi: ‘’Televizyonun olumsuz etkilerinden yalnız televizyonu sorumlu tutmak çok doğru bir yaklaşım değildir. Çocuğu televizyon izlemeye iten sebepler nelerdir? Televizyonda çocuğa eğlenceli gelen nedir? Acaba, çocuk kendisini yormadan eğlenmek, somut dünyadan, kurmacalarla dolu soyut bir dünyaya geçerek rahatlamak mı istemektedir? Çocuklar en çok hangi televizyon kanalını izlemektedir? Bu sorulara cevap bulabilmek için bu tür bir araştırma yaptık. Araştırma sonucumuz ilginç veriler ortaya koydu. Bu sonuçların televizyon programlarının hazırlanmasında göz önünde bulundurulması gerekir. Öte yandan, ailelerin ve öğretmenlerin çocuklarını, televizyonun zararlı etkilerinden korumak için bu sonuçları dikkate almaları faydalı olacaktır.’’

/ KAYSERİ

04.11.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri