Türkiye’nin bu PKK denilen belayı bir şekilde def etmesi gerekiyor. Ama bunun için “Akıllı devlet”in öncelikle problemi tanımlamak ve buna göre bir tedavi metodu ortaya koyması gerekiyor.
Önce teşhis, sonra tedavi. Hastalığı teşhis etmeden tedaviye kalkışmak hastayı sakat bırakmaktan, öldürmekten başka işe yaramaz.
“Akıllı Devlet” in artık başını ellerinin arasına alarak düşünmesi ve “PKK terörüyle bugüne kadar nasıl mücadele edildi” sorusunun cevabını vermesi gerekir.
Sonra da soruna bir teşhis koyup, hiç vakit kaybetmeden tedavisine geçilmelidir. Bugüne kadar ne yapıldı? Sadece ve sadece kavga edildi PKK ile. Hatta bu kavga sırasında öyle büyük hatalar yapıldı ki, bölgede yaşayan Kürt vatandaşlarımız çoğu zaman PKK ile Devlet arasında bir tercih yapmak zorunda bırakıldı. Bu devlet aynı hatayı dindar vatandaşlara yönelik uygulamalarında da yapıyor. Dindar insanları Allah ile Devlet arasında tercihe zorluyor!
Belki de bu devletin en büyük hatası budur! PKK olayı Türkiye için çok boyutlu bir sorun. İç ve dış destekleri var.
En önemlisi de 25 yıllık bir mücadele tarihi var artık.
Sayısız defa askeri karakollarımızı basmış, askerlerimizi pusuya düşürmüş, hatta esir etmiş, adam kaçırmış, eroin ticareti yapmış, gençleri zorla dağa kaldırmış, bölgeye götürülen hizmetleri engellemiş, doktorları öğretmenleri öldürmüş, okulları yakmış, iş araçlarını tahrip etmiş, elektrik trafolarını patlatmış, köprüleri uçurmuş, insanları acımasızca, bebek kadın yaşlı demeden kurşunlamıştır. Bütün bu yaptıklarından anlaşılan şu ki, PKK bütün bunları yaparken bir taktik, bir strateji izliyor.
Tabii biz bu taktiği stratejiyi, ya da adına ne derseniz deyin, dağdaki birkaç tane Kürt teröristin ürettiğini filan düşünüyoruz!
Örgüt bugün, Türkiye’nin iç dış politikalarını etkileyecek, eylemleri ile Türkiye’yi yönetenleri yönlendirebilecek konuma yükselmiştir! Böyle bir terör örgütünü Kandil Dağı’na bir kaç F16 göndererek çözmeyi düşünmek, Barzani’yi korkutarak, sindirerek yapmaya çalışmak sorunu ortadan kaldırmaz!
Çözmez!
Ahmet Türk’ün “PKK’yı neden kınamıyorsunuz” sorusuna verilen cevap gibidir bunun cevabı:
PKK’yi kınamak sorunu çözecekse bunu yaparız, ama sorunu çözmeyeceği ortada. Doğru... PKK Amerika’nın terörist örgütler listesinde ama bugün PKK Amerikan silahları ile şehit ediyor askerlerimizi...
Avrupa güya terör örgütünü kınıyor ama, PKK’ya akan paranın merkezi Avrupa... Türkiye’den kaçan teröristler Avrupa’da himaye görüyor.
Türkiye eğer PKK terörünü ciddi ciddi ortadan kaldırmak istiyorsa önce kendisine şu soruyu sormalı:
“Bu terörü elimizde her türlü imkan olduğu halde 25 yıldır neden ortadan kaldıramadık.” Adını bile doğru koyamıyoruz. Nedir bu?
Terör ama ne?
Neden bu kadar yıldır devam ediyor ve giderek güçleniyor?
Türkiye milyar dolarlarını bu terör örgütünü yok etmeye harcadığı halde neden neden neden?
PKK terörü ile mücadelede eksik noktalarımız nedir?
Kürt gençlerin dağa çıkmasını engellemek için neler yaptık, yapıyoruz?
PKK’ya katılımı neden önleyemiyoruz? Önce bu soruların cevabını vermeliyiz, sonra da şu sorunun:
“Kuzey Irak’a ABD ile girmekten kaçınıp şimdi tek başına girmenin ne tür bir faydası olacak?”
Son olarak: Varsayalım sonuçta PKK terörünü izole ettik, ortadan kaldırdık. Ülkemizin başına, başka terör örgütleri musallat etmeyecekleri ne malum!
Demek ki önce kendimize bakmalıyız ve “Neden, neden, neden, bu terörü 25 yıldır durduramıyoruz” sorusunun cevabını vicdanlarımızı tatmin edecek şekilde vermeliyiz! Nasıl oluyor da bir avuç eşkıya bölgesel bir güç konumuna geliyor?
Bir de Apo’nun kellesini aldık sorunu çözdük mü ki, Barzani’nin kellesini alıp PKK’yı bitirelim?
Bugün, 3.11.2007
|