Acımızı hiç unutmadan, unutturmadan, nasıl tepki verilmesi gerektiğini düşünürken; aklımızı da devreye sokmanın ve biraz soğukkanlı olmaya çalışmanın yurtseverlik görevi olduğunu düşünmekteyiz. Çünkü askerimize yapılan saldırı öylesine açık ve şeffaf anlamlar taşıyor ki, insan ‘ancak bir barbar böyle basit bir plan yapabilir’ diye düşünüyor
Yüreğimiz tekrar yandı. İnsan bu gibi durumlarda aynen ve hızla tepki vermek ihtiyacı ile dolup taşıyor.
Bugün, özellikle bugün soğukkanlı olunmasını tavsiye etmenin son derece riskli ve tepki de çekebilecek bir düşünce olduğunu da biliyorum. Son 24 saat içinde hemen tepki vermemizi isteyenleri ve içimizin rahatlatılmasını isteyenleri duyduk doğal olarak. Çoğunluğun hissiyatı bu yönde ve bu da çok doğal bir ‘acılı insan isyanı’.
Acımızı hiç unutmadan, unutturmadan, nasıl tepki verilmesi gerektiğini düşünürken; aklımızı da devreye sokmanın ve biraz soğukkanlı olmaya çalışmanın yurtseverlik görevi olduğunu düşünmekteyiz.
Çünkü askerimize yapılan saldırı öylesine açık ve şeffaf anlamlar taşıyor ki, insan ‘ancak bir barbar böyle basit bir plan yapabilir’ diye düşünüyor.
Şimdi düşünsenize tezkere TBMM’den büyük çoğunlukla çıkmış ve millet ordusunun arkasında duracağını belli etmiş ama devlet her yönüyle doğru hareket etmek için soğukkanlılığını koruyor, tezkerenin cebinde olmasını da fırsat bilerek planını acele etmeden hazırlıyor.
İşte böyle bir ortamda PKK’nın bir katliam daha yapmasının tek bir amacı olabilir. Soğukkanlılığımızı bozmak ve Türkiye’yi acele ettirerek Kuzey Irak’a çekmek istiyorlar.
Neden istiyor olabilirler bunu. Birincisi; Türkiye’yi Kuzey Irak’ta bölgenin Kürtleri ile karşı karşıya getirecekler ve o bölgede Türkiye için yeni bir savaş alanı oluşturacaklar.
İkincisi; bu dış planla birlikte Türkiye’de de etnik kökenli bir bölünmeyi ve çatışmayı tahrik edip, iç savaş benzeri bir felaketi de zorluyorlar.
Zaten acılı ve tepki içinde olan milleti tekrar acılara sevk edip, tahrik etmenin amacı mantıken başka olamaz. Elimizdeki verileri değerlendirince başka bir sonuca varmak imkansız.
Bazen içgüdülerimize uyup davranmamanın bizleri bir şekilde yönlendirmeye çalışmakta olan düşmana verilecek en büyük tepki olduğunu da lütfen düşünelim.
Dolayısıyla Başbakan Erdoğan’ın “Her olasılığı soğukkanlı olarak değerlendirmekteyiz” demesi son derece isabetli olmuştur. Bu doğru tavrı sürdürebilmek için hükümetin desteğe ihtiyacı var. (...)
Devletin zirvesinde gerek sivil kesim gerek askerler olsun soğukkanlı kalmaya çalışılıyor gibi.
Ülke meselesi söz konusu olduğundan muhalefetten de soğukkanlılığa katkılarını bekliyoruz.
Türkiye akıllı davranırsa bu işi kendisine kurulmuş tuzaklara düşmeden aşacak ve asıl o zaman şehitlerimizin kanı yerde kalmamış olacak.
Akşam, 22.10.2007
|