Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fevzi Özgökçe, Doğu Anadolu Bölgesi’nde bitki örtüsü olarak sıkça rastlanan gevenlerin, erozyonu ve çölleşmeyi engellediğini söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Özgökçe, yaptığı açıklamada, Doğu Anadolu Bölgesi’nde toprağın ‘’son yılmaz bekçileri olan gevenlerin’’, bilinçsizce sökümü sonucu toprağın tamamen korumasız hale geldiğini kaydetti. Erozyonu, çölleşmeyi, selleri ve susuzluğu engellemenin en etkili ve kolay yolunun yeryüzünün mevcut bitki örtüsünü korumakla sağlanacağını belirten Özgökçe, bunun bireysel ve kurumsal olarak çok dar olan yeşil alanları artırmakla mümkün olduğunu dile getirdi.
Özgökçe, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yöresel olarak 4 farklı isimle bilinen gevenlerin soğuğa ve kuraklığa dayanıklı, geniş ve derin yayılışlı kök yapısına sahip olduğunu anlatarak, şöyle konuştu:’’Gevenler uzun yıllardır toprağın bekçiliğini yapıyor. Doğu Anadolu Bölgesi’nin ortalama yüzey eğimi yüzde 15’in üzerinde. Bu göz önüne alındığında, toprağın ana kaya üzerinde tutulması zorlaşıyor. Bölgede hayvan otlatma, söküm ve yakmayla örtüsüz bırakılan toprağı önemli derecede koruyan gevenler de yoğun olarak sökülüyor. Böylece toprağın son yılmaz bekçilerinin de bilinçsizce sökümleri sonucu, toprak tamamen korumasız hale geliyor.’’ Geven cinsinin 216’sının endemik tür olduğunu, yani sadece Türkiye’de yayılış gösterdiğini belirten Özgökçe, bu zenginliğe hak ettiği değerin verilmediğini ifade etti.
BÖLGEDE YAKACAK OLARAK KULLANILIYOR
Gevenlerin dikenli olanlarının kışın yakacak ve tutuşturma amaçlı olarak olarak kullanıldığını belirten Özgökçe, dikensiz türlerin ise yem bitkisi olarak biçildiğini kaydetti. Doğuda yaşayan köylülerin evlerin veya ahırların kenarlarına, yakacak için tezek ve geven yığdığını anlatan Özgökçe, geven sökümünün olumsuz etkisinin ilkbahar ve sonbaharda kendini gösterdiğini, bu mevsimlerde toprağın üst tabakasının sellerle akıp gittiğini, yerleşim alanlarının su ve çamur altında kaldığını dile getirdi.
Özgökçe, gevenlerin 2 ile 5 metrelik alana yayılan sağlam köklerinin bulunduğunu, kış aylarında kar sularının depolanmasını da sağladığını hatırlatarak, kayak merkezlerin kurulduğu alanlarda da karın uzun süre yerde kalması için, mutlaka gevenlikler oluşturulması gerektiğini söyledi. Önceleri doğuda arazi çalışmaları için gittikleri her dağda ve yaylada, su kaynaklarından geçilmediğini anlatan Özgökçe, şöyle konuştu: ‘’Çalışmalarda hiçbir zaman araziye hazır su götürmezdik. Ancak son dönemlerde bölgede arazi çalışmaları sırasında bildiğimiz 100’e yakın su kaynağı ve çeşmenin tamamen kuruduğunu gördük. Bu durum bitki örtüsünün tahrip edilmesiyle yakından alâkalı.’’
Yöre halkının alternatif tutuşturucu ve yakacaklar konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini belirten Özgökçe, halkın doğaya ve bitki örtüsüne zarar vermeyen yollar konusunda bilinçlendirmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
|