|
|
|
Büyüme yavaşladı, tedbir şart |
Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Antalya Şubesi Başkanı İbrahim İşlek, büyüme hızı rakamlarının düştüğünü, bu sebeple Hükümetin, ekonomiye ivme kazandırması için harekete geçmesi ve acil tedbir alması gerektiğini belirtti.
İbrahim İşlek, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3,9, altı ayda ise sadece yüzde 5,2 oranında büyüdüğüne işaret ederek, Tüketim harcamalarının yüzde 0,3 oranında gerilediği bu dönemde rakamların iş dünyasının yakınmalarını haklı çıkardığını kaydetti ve ‘’Ekonomik büyüme vites küçülttü. Acil önlem şart. Hükümetin ekonomiye ivme kazandırmak için harekete geçmesi gerekiyor’’ dedi.
MÜSİAD Şube Başkanı İşlek, 2002’de başlayan büyüme döneminin bugüne kadar aralıksız sürdürülmesinin sağlandığını, bu yılın ikinci çeyreğindeki büyüme hızının aynı zamanda son dört yılın en düşük büyüme oranı olduğunu kaydetti.
İşlek, büyüme istatistikleri incelendiğinde ekonominin geneli için şu ip uçlarının ortaya çıktığını bildirdi:
‘’Ekonomideki yavaşlama eğiliminin bir durgunluğa dönüşmesini inşaat sektöründeki ve ihracat faaliyetindeki canlılık önledi. Tüketim harcamaları ikinci çeyrekte yüzde -0,3 oranında azaldı. Yılın ilk yarısındaki artış oranı ise yüzde 0,8’de kaldı. Daralma oranı dayanıklı tüketim eşyasında yüzde -9,3’ü buldu. Bu oranlar iş dünyasından gelen yakınmaların haklı olduğunu gösterdi. Yatırımlar ikinci çeyrekte yüzde 10 oranında ve ilk çeyrekten daha yüksek bir düzeyde arttı. Ancak bu artışın bir nedeni genel seçim nedeniyle artan kamu yatırımları oldu. Kamu sektörünün maaş ve ücretlerindeki enflasyon sonrası reel artışın yüzde 1,3’te kalması büyümeden kaynaklanması gereken refah payının ücretlere yansıtılmadığını ortaya koydu.’’
2007’nin tamamına ilişkin değerlendirmesinde ilk yarı gerçekleşmeleri ve ikinci yarı tahminleri hesaba katıldığında yılın tamamında GSMH büyüme oranının yüzde 4,7 ile yüzde 5,2 arasında kalabileceğine işaret eden İbrahim İşlek, bu oranların hükümetin yüzde 5’lik hedefine yakın düzeyde bulunduğunu ancak, yüzde 5 dolayındaki bir oranın, 2001 krizinden sonra, son beş yılın en düşük büyüme hızı olacağını kaydetti. İşlek, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
‘’Ekonomide yavaşlama dönemi yaşanıyor. Genel seçimin öncesi ve sonrasındaki gelişmeler, siyasetin ön plana çıkmasına ve ekonominin kendi haline bırakılmasına yol açtı. Bu durum ekonomiyi bir durgunluk dönemine henüz sokmadı ama bir yavaşlama yaşandığı yönündeki belirtiler arttı. Yavaşlamanın diğer bir nedeni de 2001 yılının nisan ayından bu yana uygulanan ‘Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı’nın miadının dolması oldu. Son kullanma tarihine iyice yaklaşan adı üzerinde bu geçiş programının yerine yenisi uygulamaya sokulmadıkça yavaşlamanın giderek bir durgunluğa dönüşmesi kaçınılmaz olacak.
Yeni hükümetin önümüzdeki bir ay içinde hazırlanıp Ekim ortasında TBMM’ye sunulması gereken 2008 yılı bütçesi ve programını fırsat bilerek ekonomiye yeni bir ivme kazandırması şart. 2008 yılı içinde ise mevcut programın yerine hazırlanacak orta vadeli yeni atılım programının da cari işlemler açığını azaltacak ve ekonominin teknolojik düzeyini yükseltecek yeni önlemler içermesi gerekiyor.’’
|
/ ANTALYA
15.09.2007
|
|
|
ANAYASA YAPMAK İÇİN DARBE Mİ GEREKİYOR? |
Yargıtay eski Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun, TBMM’nin yeni bir anayasa yapamayacağı, bunun kurucu meclisin işi olduğu şeklindeki sözleri her kesimden tepkiyle karşılandı. Sivil anayasa taslağını hazırlayan heyetin başkanı Prof. Dr. Ergun Özbudun, “Anayasa yapmak için darbe mi gerekiyor?” diye sordu. Kurucu meclislerin, savaş, ihtilâl gibi gelişmelerden sonra oluştuğunu hatırlatan Özbudun, “Anayasanın hiçbir yerinde, yeni anayasaların, normal meclisler tarafından yapılamayacağını anlatan hiçbir hüküm yok” dedi.
Prof. Özbudun, “Ancak kurucu meclisler, savaş, ihtilal gibi gelişmelerden sonra oluşur. Buna göre yeni bir anayasa yapabilmek için darbe mi olması gerekiyor. Bu tartışmaya girmek bile istemem. Anayasanın hiçbir yerinde, yeni anayasaların, normal meclisler tarafından yapılamayacağını anlatan hiçbir hüküm yok. Anayasanın nasıl değiştirileceği bellidir. Zaten normal Meclis devam ederken kurucu meclis oluşturulması da mümkün değil. Bunun örneğini dünya üzerinde görmedik. Kaldı ki şu anda bir kurucu meclis oluşturmak, anayasaya da aykırı olur.”
DEMOKRASİ DIŞI GÜÇLERE ÖZLEM
BEM BİR SEN Genel Eğitim Sekreteri Recai Karslı da, Kanadoğlu’nun demokrasi dışı güçlere duyduğu özlemi dile getirdiğini ifade etti. Kanadoğlu’nun açıklamalarının “provokasyon” niteliği taşıdığını ifade eden Karslı, yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:
“Artık emekliye ayrılmış olan ve kendisinden sadece milletin yararına olan meselelerdeki tecrübesinden faydalanma imkanı bulunan Bay eski savcı, yeni bir anayasanın ancak kurucu Meclis tarafından yapılabileceğini iddia etmektedir. Öncelikle, bahsettiği bu Meclisi kim kuracaktır? Eski savcının talebi nedir? Sözü geçen bu Meclisi demokrasi dışı güçler mi kuracaktır? Eski savcı bunu mu kastetmektedir. Kaostan ve belirsiz ortamlardan beslenen Bay eski savcı ve onun gibiler, kim ya da kimler tarafından konuşturuluyor, bunu bilmek istiyoruz.”
Karslı, milli iradenin üzerinde ve dışında hiçbir güç tanımadıklarını belirterek, “Yasama da dahil yürütme, milli iradenin temsil ettiği meşru hükümetler tarafından yapılmalıdır. Bay eski savcı ve onun gibi düşünenleri, demokrasi dışı güçlere zemin hazırladıkları ve böyle ortamlara özlem duydukları için şiddetle kınıyoruz” diye konuştu.
|
Ahmet TERZİ
15.09.2007
|
|
|
Anayasa komisyonu kampa girdi |
AKP’li Bakanlar, milletvekilleri ve hukuk uzmanlarından oluşan heyet, yeni Anayasa çalışmaları için Sapanca’ya geldi.
Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki akademisyenler tarafından hazırlanan yeni anayasa taslağı üzerinde değerlendirmelerde bulunacak 18 kişilik heyet, Sapanca Richmond Otel’e yerleşti. Anayasa çalışmaları için Sapanca’ya Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, AKP Genel Başkan Yardımcı Dengir Mir Mehmet Fırat, bazı milletvekilleri ve hukuk uzmanlarından oluşan heyet, akşam saatlerinde, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise gece geç saatlerde otele giriş yaptı.
Heyet, yeni anayasa taslağı üzerinde görüş alışverişinde bulundu.
|
/ SAKARYA
15.09.2007
|
|
|
ABD Gül’den memnun |
ABD Dışişleri Bakanlığının üç numaralı ismi Nicholas Burns, gelecek hafta başlayacağı İstanbul ve Ankara’yı kapsayan Türkiye ziyareti öncesinde Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceğine ilişkin mesajlar verdi.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Burns, Washington’daki düşünce kuruluşlarından Atlantik Konseyi tarafından düzenlenen ve Türkiye ile ilgilenen önemli isimlerin katıldığı toplantıda yaptığı konuşmada, “Türkiye ile ilişkilerimizde önemli bir zaman. Türkiye, yeni hükümetini seçti. İlişkilerde yeni bir dönem başlıyor” dedi.
Toplantıda, ABD’nin eski Ankara Büyükelçilerinden ve daha önce Burns’ün görevinde bulunan Marc Grossman’ın sunduğu Burns, “Irak, İran ve Suriye’ye komşu olan Türkiye’nin, 2008 yılında ABD ile bağlantısının çok daha önemli hale geleceğini” vurguladı. Burns, “Türkiye, Orta Doğu’daki olayları daha derin bir şekilde anlamamıza yardım edebilir. Biz iyi dinliyoruz. Ancak Türk yetkililerinin, dünyanın bu bölgesindeki stratejik zorluklara cevap verilmesinde katılımcı olmasına ihtiyacımız var” diye konuştu.
Türkiye’nin enerji koridoru olarak önemine değinen Burns, “İran ile Türkiye arasında imzalanan gaz anlaşmasından rahatsızlık duyduklarını” belirtti ve “dünyanın kesinlikle İran’ı desteklememesi, yaptırım uygulaması gerektiğini” söyledi.
Burns, “Orta Doğu’da barış ve güvenliğin geleceği, başta Türkiye ve ABD olmak üzere diğer ülkelerin vereceği doğru kararlara dayanıyor” ifadesini kullandı.
“ABD’nin Irak’taki tutumu yüzünden Türkiye’de Amerikan karşıtlığının arttığını” belirten Burns, “buna karşın ilişkilerde tezkere döneminin ardından yaşanan sıkıntıların artık geride kaldığı inancının hem Ankara hem de Washington’da kuvvetlendiğini” söyledi.
Burns, ‘’ABD, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile mükemmel ilişkilerin devam etmesini bekliyor’’ dedi.
“Bush ve Rice’ın, Gül ve Erdoğan’ı yakından tanıdığını ve birlikte çalıştıklarını” kaydeden Burns, Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan için, ‘’Güvenilir isimler. Bize verdikleri sözleri tuttular. Daima ABD’nin iyi müttefikleri oldular. Bu ilişkileri geliştirmek için çok çalıştık’’ diye konuştu.
“Bölgede istikrar için şimdi karşılıklı ve ortak çıkarlara ilişkin yeni bir stratejik tartışma döneminin başlayacağını” belirten Burns, “Türkiye’nin Orta Doğu’da çok uzun bir tarihinin bulunduğunu, Tanzimat dönemiyle başlayan bir reform sürecinden geçtiğini” söyledi ve “Türkiye, Müslüman bir toplum içindeki en başarılı laik demokrasidir. Bunun Geniş Orta Doğu için de olumlu yankıları var” dedi.
YAVAŞ VE EMİN İLERLEME
“ABD’nin PKK’yı terörist bir örgüt olarak tanıma pozisyonunun, eski başkanlardan baba George Bush döneminden bu yana değişmediğini” vurgulayan Burns, “Türklerin teröre verdikleri kurbanlar için yas tuttuklarını” söyledi.
“ABD’nin, PKK ile savaşta Türkiye ve Irak’a yardım ettiğini” belirten Burns, “Yavaş olmakla birlikte emin bir ilerleme sağlıyoruz” dedi. “PKK’ya karşı atılacak somut adımlara ilişkin bir mekanizmanın oluşturulduğunu” kaydeden Burns, “Bundan 6 ay sonra Türk halkı, PKK’ya karşı somut adımlar atıldığını görmüş olacak mı?” sorusu üzerine de “Kesinlikle öyle umuyorum” diye konuştu.
“Umarım bizim iyi niyetimizi sorgulamıyorsunuz” diyen Burns, “PKK’nın başı Abdullah Öcalan’ın yakalanmasına ABD’nin yardım ettiğini” hatırlattı.
|
/ WASHINGTON
15.09.2007
|
|
|
Oruç, alışkanlıkları değiştirmektir |
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Saim Yeprem, ‘’bazı şeylere bağımlılığı olanların oruç tuttukları zaman sinirli, agresif olduklarını’’ belirterek, ‘’Oysa oruç onların bu hallerini tutmalarıdır. Sadece yemek yememek değil dilini, elini, belini tutmak da oruçtur. Aksi halde sabahtan akşama kadar aç kalmanın çok bir faydası olmaz’’ dedi.
Prof. Dr. Yeprem, orucun, beden sıhhati yanında ruh sağlığının geliştirilmesi açısından da çok önemli olduğunu söyledi. Yeprem, orucun amacının toplum içinde fertlerin birbirleriyle dayanışma, sevgi ve karşılıklı saygı gibi manevî duyguların doruk noktasına ulaştırılması olduğunu kaydetti. Ramazan ayının toplum içinde yardımlaşma, sevgi ve dayanışma ruhunu geliştirdiğini belirten Yeprem, mânevî bir atmosferin oluşturulmasında, bu manevi atmosferin ferdi ve toplumu yüceltmesinde orucun önemli bir yeri olduğunu vurguladı.
Oruç tutanın tutmayana, tutmayanın da tutana karşı saygılı davranması gerektiğini ifade eden Yeprem, insani bir davranış olarak da bu tür bir saygısızlığın kabul edilemeyeceğini söyledi.
Oruç, riyayı kabul etmeyen bir ibadettir
Ramazan ayının İslâmın en önemli ibadetlerinden biri olan orucun tutulduğu bir ay olduğunu söyleyen Yeprem, Ramazan ayında tutulan orucun bütün dinlerde farz kılındığını anlattı. Yeprem, ‘’Maksat fert ve o fertlerin oluşturduğu toplum olarak ahlâkî ve manevî değerlerimizin, mutlu fertlerin ve mutlu toplumun oluşturulmasını sağlamaktır. Oruç bu gayeyi oluşturacak en önemli ibadetlerin başında geliyor’’ diye konuştu.
Yeprem, orucun hiçbir riya ve sahtekarlık kabul etmeyen bir ibadet olduğunu da belirtti. Yeprem, ‘’gerçek orucun sadece Allah’a karşı yapılan bir ibadet olduğu için gösteriş amacıyla yapılamayacağını’’ kaydetti.
|
/ ANKARA
15.09.2007
|
|
|
Ramazanın ilk Cuması Camiler doldu taştı |
Ramazan ayının ilk günü olması sebebiyle dün bütün camiler doldu taştı. Başta Eyüp Sultan, Sultanahmet ve Süleymaniye olmak üzere selâtin camilerde ise cemaat yer bulmakta güçlük çekti.
|
15.09.2007
|
|
|
Çelik: Öğretmen açığı abartılı |
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bugün 25 bin öğretmene ihtiyaç duyulduğunu, 10 bin sözleşmeli öğretmen ataması yapacaklarını bildirdi.
Çelik, Millî Eğitim Bakanlığı Başöğretmen Salonu’nda 2007-2008 eğitim-öğretim yılı başlangıcı sebebiyle basın toplantısı düzenledi.
Son günlerde ne kadar öğretmen ihtiyacı olduğu konusunun tartışıldığını hatırlatan Çelik, bu konuda farklı yorumlar yapıldığını ifade etti. Çelik, “bugün itibariyle ihtiyaç duyulan öğretmen sayısının 25 bin olduğunu belirtirken, branş öğretmenliğinde de 12 bin fazlalık bulunduğunu” kaydetti.
Hüseyin Çelik, geçen günlerde 30 bin öğretmen ataması yaptıklarını, önümüzdeki günlerde de 10 bin sözleşmeli öğretmen ataması yapacaklarını bildirdi. Atamaların ihtiyaca göre yapılacağını anlatan Çelik, en fazla atamanın sırasıyla İstanbul, Şanlıurfa, Van, Hakkari ve Ağrı illerine yapılacağını dile getirdi.
Yeni başlatılan bir çalışmayla Türkiye’de kütüphanesiz okul bırakmayacaklarını duyuran Çelik, okullaşma oranının yüzde 90’a ulaşmasını tahmin ettikleri 2012 yılında 12 yıllık kesintili eğitimin zorunlu olacağını bildirdi.
Bakan Çelik, Şırnak, Hakkari, Iğdır, Ardahan, Gümüşhane, Bayburt, Bartın, Yalova ve Tunceli’de 9 yeni üniversitenin açılacağını da kaydetti.
|
Cemil YÜZER
/ ANKARA
15.09.2007
|
|
|
Gül, ilk gezisini tamamladı |
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki bazı iller ve ilçeleri kapsayan 4 günlük gezisini, dün Diyarbakır’ı ziyaret ederek tamamladı.
Cumhurbaşkanı Gül, saat 12.00’de askeri helikopterle Şırnak’tan Diyarbakır’a geldi. Diyarbakır Havaalanı’ndan şehre hareket eden Gül’e, Diyarbakırlılar yol boyunca sevgi gösterisinde bulundu. Cumhurbaşkanı Gül, güzergahı üzerinde kendisine gül atan ve ‘’Diyarbakır seninle gurur duyuyor’’ şeklinde tezahüratta bulunan vatandaşları bir kaç kez makam aracından inerek selamladı.
Yol boyunca, direklere Türk bayrakları ve ‘’Sayın Cumhurbaşkanımız, Hoşgeldiniz’’ pankartları asıldığı gözlendi. Bir vatandaşın da ‘’Cennetin gülü Diyarbakır’da’’ yazılı döviz taşıdığı görüldü.
Gül, daha sonra güzergahı üzerinde bulunan Sümer Camii’nda Cuma namazını kıldı. Cumhurbaşkanı Gül, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki bazı iller ve ilçeleri kapsayan 4 günlük gezisini, dün Diyarbakır’ı ziyaret ederek tamamladı. Gül, vilayeti, 7. Kolordu Komutanlığını ve Dicle Üniversitesi’ni ziyaret etti.
Sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini kabul eden olan Cumhurbaşkanı Gül, akşam saatlerinde Diyarbakır’dan ayrılacak.
Öte yandan geceyi Şırnak’ta geçiren Gül, dün Eruh’ta dağlık arazide mayın patlaması sonucu yaralanan 4 askeri, dün sabah Şırnak Askeri Hastanesi’nde ziyaret ederek durumları hakkında bilgi aldı. Ziyaret basına kapalı gerçekleşti.
|
/ DİYARBAKIR
15.09.2007
|
|
|
Siirt’te mayın tuzağı: 4 yaralı |
Siirt’in Eruh ilçesinde, tuzaklanmış mayına basan 4 güvenlik görevlisinin yaralandığı bildirildi.
Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan terörle mücadeleye ilişkin duyuruya göre, Siirt’in Eruh ilçesi dağlık arazi kesiminde, güvenlik güçlerince yapılan arazi arama ve tarama faaliyeti esnasında, teröristler tarafından tuzaklanmış mayına basan 4 güvenlik görevlisi yaralandı. Duyuruda ayrıca, Bingöl’ün Genç ilçesi dağlık arazi kesiminde, yapılan arazi arama ve tarama faaliyeti esnasında, tuzaklanmış 2 patlayıcı madde düzeneğinin teröristlerce patlatıldığı, olayda herhangi bir zayiat olmadığı belirtildi.
|
/ ANKARA
15.09.2007
|
|
|
Sivas’ta trafik faciası: 6 ölü |
Sivas’ın Koyulhisar ilçesinde yolcu otobüsü ile otomobilin çarpışması sonucu 6 kişi hayatını kaybetti.
Edinilen bilgiye göre, İstanbul’dan Erzincan’a giden İsmail Kaya yönetimindeki 34 UHZ 03 plakalı yolcu otobüsü, Koyulhisar-Suşehri yolunun 11. kilometresinde, Şebinkarahisar’dan İstanbul’a giden Osman Açıl yönetimindeki 34 HRL 27 plakalı otomobille çarpıştı. Kazada otomobil sürücüsü Osman Açıl ile otomobilde bulunan Cevahir Açıl, Mine Bardakçı (33), Büşra Bardakçı ve Bilal Açıl hayatını kaybetti. Kazada ağır yaralanan 12 yaşındaki Muhammet Burak Bardakçı ise Sivas’a sevk edilirken yolda hayatını kaybetti. Kazayla ilgili yolcu otobüsünün sürücüsü İsmail Kaya’nın jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındığı, yolcuların ise başka bir otobüsle Erzincan’a gönderildiği bildirildi.
|
/ SİVAS
15.09.2007
|
|
|
CHP flörte teşvik istedi |
ANKARA - CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur, Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’ya, ‘’İnsanların bir hayatı paylaşacakları eşlerini tanıyarak evliliğe adım atmalarını teşvik etmek için uygulanan projeleriniz var mı?’’ diye sordu.
Erbatur, Bakan Çubukçu’nun cevaplaması talebiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğünün ‘’Türkiye’de Aile Yapısı’’ başlıklı anket sonuçlarıyla ilgili sorular yöneltti.
Araştırmada, yemek yapma ve ütü gibi gündelik işlerin yüzde 80’den daha yüksek oranda kadınlar tarafından yapıldığının belirlendiğine işaret eden Erbatur, ankete göre, akraba evliliklerinin, halen sıkça görülen bir uygulama olduğunu belirtti.
Sağlık açısından da kötü sonuçlar doğuran akraba evliliklerinin, halk arasında yaygınlığını azaltmak için yapılan çalışmaları öğrenmek isteyen Gaye Erbatur, araştırmaya göre, kadınların yüzde 64.2’si, erkeklerin ise yüzde 56.7’sinin görücü usulüyle evlendiğine dikkati çekti.
CHP’li Erbatur, önergesinde şu soruları yöneltti:‘’İnsanların bir hayatı paylaşacakları eşlerini tanıyarak evliliğe adım atmalarını teşvik etmek için uygulanan projeleriniz bulunmakta mı?
Araştırmada, aynı zamanda Türkiye genelinde başlık parası uygulamasının yüzde 16,8, kırsal kesimlerde ise yüzde 23,5 dolaylarında olduğunu belirtilmiştir. Bu durumun engellenmesi için bakanlığınızca uygulanan projeler var mı?’’
|
/ ANKARA
15.09.2007
|
|
|
Anayasa değişikliği tartışmalarına suç duyurusu |
Anayasa değişikliğine ilişkin Bilim Kurulu’nda yer alan hukukçular hakkında, “basına yansıyan açıklamalarının suç teşkil ettiği” iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu.
İzmir’de faaliyet gösteren Ülük Hukuk Bürosu avukatlarından Tarcan Ülük, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmek üzere İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği dilekçede, Anayasa değişikliği için oluşturulan Bilim Kurulu’ndaki akademisyenlerin basında yer alan açıklamalarının, “anayasal düzeni yıkmak, devletin milleti ile bölünmez bütünlüğüne muhalefet” niteliğinde olduğunu iddia etti. “Söz konusu kurulda yer alan akademisyenler ve yargılama sırasında ortaya çıkarılacak manevi azmettiricileri ile ulusal ve uluslararası işbirlikçilerinin” cezalandırılmasını talep eden Ülük, ayrıca söz konusu çalışmalar sonucunda kamuoyuna yansıyan “cumhuriyet rejimine, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne ve kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik açıklamaların, değerlendirme ve yorumların yayınlanmasının önlenmesi” için tedbir kararı alınmasını istedi.
Seçimlerden hemen sonra AKP tarafından kamuoyunda Anayasa değişikliği tartışmaları başlatıldığı ve bu konuda 6 kişilik bir “bilim heyeti” oluşturulduğunu söyleyen Ülük, bu çalışmalarla ilgili heyette yer alan akademisyenlerin basında yer alan açıklamalarının “Türkiye Cumhuriyeti rejimini değiştirmeye yönelik” olduğunu ileri sürdü.
Ülük, bu açıklamalarla Anayasa’nın değiştirilemez hükmü bulunan maddelerinin bile sanki bu hüküm yokmuş gibi tartışıldığını savundu.
|
/ İZMİR
15.09.2007
|
|
|
Anayasa değişikliğinde Cumhurbaşkanlığı tartışması |
AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin, 21 Ekim’de referanduma sunulacak Anayasa değişikliği paketinde yer alan, “11. Cumhurbaşkanının seçiminin nasıl ve ne zaman yapılacağını düzenleyen” geçici madde 19’un uygulanamayacağını söyledi.
“Konuyla ilgili tartışmaların yeniden başladığının” hatırlatılması üzerine AKP’li Ergin, “Geçici madde 19, 11. cumhurbaşkanı seçimini düzenleyen bir madde. Sayın Abdullah Gül’den sonra seçilecek Cumhurbaşkanı, hiçbir zaman 11. cumhurbaşkanı olmayacak. Sayın Gül’den sonra 12. Cumhurbaşkanı seçileceği için geçici madde 19 uygulanamaz” dedi.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu da aynı konuya ilişkin soruları cevaplarken, referandum paketinde yer alan geçici madde 19’un bir çözüm hükmü olduğunu söyledi. Kuzu, geçici maddelerin, prensip olarak, bir kez uygulanacağını ve işlevini tamamlamış olacağını ifade ederek, “Geçici madde 19, 11. cumhurbaşkanının halkın seçmesini düzenliyordu. 11. Cumhurbaşkanı seçildiğine göre, o maddenin hedeflediği konu kalmamıştır. İçi boş bir hükümdür. İki tane 11. Cumhurbaşkanı olamayacağına göre, bu iş bitmiştir. Aynı şekilde, yeni anayasaya geçici bir madde eklenmedikçe genel seçimler de 5 yıl sonra yapılabilir. Yeni hazırlanacak anayasada, Cumhurbaşkanının görev süresinin 5 yıl olduğunu belirten ve bu maddenin de mevcut cumhurbaşkanını kapsayacağı hükmünü içeren geçici bir madde konulmadığı sürece, Sayın Cumhurbaşkanımızın görev süresi 7 yıldır”diye konuştu.
|
/ ANKARA
15.09.2007
|
|
|
Kars’ta 1 terörist ölü ele geçirildi |
Kars’ın Digor ilçesinde, güvenlik güçleriyle teröristler arasında çıkan çatışmada 1 terörist ölü olarak ele geçirildi.
Kars Valisi Mehmet Ufuk Erden, yaptığı açıklamada, gece Digor ilçesi kırsalında arazi arama tarama faaliyetlerini yürüten güvenlik güçlerine teröristlerce ateş açıldığını bildirdi. Çıkan çatışmada 1 teröristin ölü ele geçirildiğini ifade eden Erden, kaçan teröristlerin yakalanması için operasyonların devam ettiğini belirtti.
|
/ KARS
15.09.2007
|
|
|
Metrobüs 1 hafta ücretsiz |
Pazartesi günü seferlerine başlayacak olan Topkapı-Küçükçekmece Metrobüs ve Sultançiftliği-Edirnekapı hafif metro bir hafta süreyle ücretsziz hizmet verecek.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamaya göre, bu hatlar da 24 Eylül ‘den yılbaşına kadar da yüzde 50 indirimli yolcu taşınacak.
|
YENİ ASYA
/ İSTANBUL
15.09.2007
|
|
|
Unakıtan, Portekiz'e gidecek |
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, bugün Porto’da yapılacak EUROMED-ECOFIN Bakanlar Konseyi Toplantısı’na katılmak üzere Portekiz’e gidecek.
Maliye Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, ilki 2005 yılında Fas’ta, ikincisi 2006 yılında Tunus’ta gerçekleşen ve bu yıl Portekiz’de 3’üncüsü düzenlenecek olan toplantı, Akdeniz ülkeleri ile Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin karşılaştıkları ekonomik ve sosyal sorunların ele alındığı, gerekli reformların tartışıldığı bir platform niteliği taşıyor. Bu yıl yapılacak Bakanlar Konseyi toplantısı, Portekiz Devlet ve Maliye Bakanı Fernando Teixeira Dos Santos ile Avrupa Komisyonu Ekonomik ve Parasal İşler Komisyonu Üyesi Juaquin Almunia’nın eş başkanlığında olacak.
Büyüme ve istihdam için kamu maliyesi, etkin finansal piyasaların tesisi, 2005 yılında Fas’ta düzenlenen ilk EUROMED-ECOFIN toplantısında belirlenen konular ise toplantıda öncelikli olarak ele alınacak.
|
/ ANKARA
15.09.2007
|
|
|
Troyka, AB’ye katılım sürecini görüşecek |
Türkiye-AB Troykası Siyasi Direktörler Toplantısı, 18 Eylülde Lizbon’da yapılacak.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, siyasi direktör düzeyindeki troyka toplantılarının, her dönem başkanlığı sırasında bir kez yapıldığı hatırlatılarak, “Bu toplantılarda, ülkemizin AB’ye katılım süreci çerçevesinde yapılan ve yapılması öngörülen çalışmalar, bölgesel ve uluslararası konularda kapsamlı görüş alışverişinde bulunulmaktadır” denildi.
Açıklamada, Portekiz’in dönem başkanlığı sırasındaki toplantının müsteşar yardımcısı düzeyinde 18 Eylülde Lizbon’da yapılacağı ifade edildi.
AB Troykasında, şimdiki dönem başkanı Portekiz ve müteakip dönem başkanı Slovenya’nın siyasi direktörleri ile AB Komisyonu ve Konseyi üst düzey yetkililerinin yer aldığı belirtildi.
|
/ ANKARA
15.09.2007
|
|
|
Ders zili çalıyor |
2007-2008 eğitim-öğretim yılının ilk ders zili 17 Eylül Pazartesi günü çalacak. İlköğretim ve ortaöğretimde okuyan yaklaşık 15 milyon öğrenci ve 600 bin öğretmen 3 aylık yaz tatilinin ardından ders başı yapacak.
Yeni eğitim-öğretim yılının başlaması dolayısıyla, pazartesi günü, Ankara’da Karakusunlar Anadolu Endüstri Meslek Lisesi’nde saat 10.30’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla tören düzenlenecek. Ayrıca tüm illerde de tören yapılacak. İlköğretim ve lise öğrencilerine, 158 milyon 700 bin adet ders kitabı ücretsiz dağıtılacak. Ders kitapları, okulların açıldığı gün sıraların üzerinde hazır bulundurulacak. Eylül ayının 3. haftasının İlköğretim Haftası olması nedeniyle de Türkiye genelinde bazı etkinlikler yapılacak. 20 Eylül 2007 Perşembe günü bütün okullarda şenlikler düzenlenecek. Şenliğe veliler, emekli öğretmenler ile mümkünse üniversitelerin eğitim fakültesi öğrencilerinin katılımı sağlanacak, ayrıca okul civarındaki yaşayan kişiler de şenliğe davet edilecek.
Bakanlıkça, ayrıca ‘’Hoş Geldiniz’’ broşürü de hazırlanması da planlınıyor. Broşürde, velilere, öğretmenleri tanıtıcı bilgiler ile öğrencilerden neler beklendiği, sınıf kuralları, ev ödevi politikası ve o yıl yapılacak etkinliklerin neler olacağı konusunda bilgiler içerecek.
|
/ ANKARA
15.09.2007
|
|
|
Ekim'e kadar orman yangını riski var |
Muğla Orman Bölge Müdürü İbrahim Aydın, bölgede ekim ayına kadar orman yangını riskinin söz konusu olduğunu belirtti.
Aydın, ‘’Özellikle bu yıl alınan yağış oranı geçen yılın yarısı kadar ve halen yağmur yağmadı. Onun için risk devam ediyor” diye konuştu.
|
/ MUĞLA
15.09.2007
|
|
|
Hırka-i Şerif ziyarete açıldı |
Ramazan ayının ilk Cuma günü ziyarete açılan mukaddes emanetlerden Hırka-i Şerif’e vatandaşlar büyük ilgi gösterdi.
Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in (asm) vasiyetiyle Veysel Karani’ye bırakılan, 1851’de de Sultan Abdülmecit tarafından İstanbul’a getirilen Hırka-i Şerif’i görmeye gelen vatandaşlar, Fatih’teki Hırka-i Şerif Camii önünde ve çevresinde uzun kuyruklar oluşturdu.
Müftülüğün izdiham olmasını engellemek üzere aldığı önlemler çerçevesinde kurulan güvenlik bantlarını izleyerek içeri girebilen vatandaşlar, güvenlik bandı sebebiyle kutsal emanetin içinde bulunduğu cam bölmeden uzak tutuldu. Hırka-i Şerif ile birlikte sergilenen sakal-ı şerif gibi diğer kutsal emanetleri ziyaret eden vatandaşların duygulandıkları ve zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadıkları görüldü. Hırka-i Şerif’in, Ramazan ayı boyunca her gün 09.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebileceği bildirildi. Kutsal emanet, arefe günü ikindi namazına kadar ziyarete açık kalacak.
|
/ İSTANBUL
15.09.2007
|
|
|
Tiryakilere uyarı |
Oruç tutan tiryakilerin sigaranın olumsuz etkilerine daha fazla maruz kaldıkları bildirildi
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Akdur, yaptığı açıklamada, oruç tutan tiryakilerin bütün gün yoksun kaldıkları nikotin ihtiyacını gidermek için iftardan hemen sonra art arda yaktıkları sigaraları derin soluklarla içlerine çektiklerini söyledi. Akdur, şöyle konuştu:’’Sigara kullananlar iftardan hemen sonra bütün gün yoksun kaldıkları nikotin ihtiyacını gidermek için hemen sigara yakarlar. Sahura kadar da sık sık yaktıkları sigaraları içlerine eskiye göre daha derin çekerek içerler. Bu nedenle oruç tutan tiryakiler sigaranın zararlı etkilerine Ramazan ayında daha fazla maruz kalıyor. İftarla sahur arasında art arda yakılan ve derin solukla içe çekilen sigaranın olumsuz etkisi, normal zamandakinden daha fazla olur.’’
Akdur, tiryakilerin Ramazan’da sayıyı artırmasalar bile dumanı içlerine daha derin çektikleri için sigaranın zararlı etkisinden kurtulamadıklarını söyledi. Akdur, orucun sigarayla açılmasının da son derece sakıncalı olduğunu bildirdi.
|
/ ANKARA
15.09.2007
|
|
|
Dinî cemaat liderleri iftarda bir araya geldi |
Şişli Belediyesince, Mecidiyeköy Meydanında kurulan iftar çadırında verilen yemekte, dinî cemaat liderleri bir araya geldi.
Yemeğe, Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan, Süryani Katolik Cemaati Patrik Vekili Yusuf Sağ, Süryani Kadim Cemaati Temsilcisi Cebrail Akyön, Şişli Müftüsü Recep Öztürk ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Belediye Başkanı Sarıgül ile dinî cemaat liderleri, bazı vatandaşlara yemeklerini dağıttı. Mustafa Sarıgül, yaptığı açıklamada, dinî cemaat liderleri ve vatandaşlarla bir arada bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.
|
/ İSTANBUL
15.09.2007
|
|
|
Hisar Camii yıllara meydan okuyor |
Aydınoğlu Yakup Bey tarafından 1597 yılında yaptırılan, İzmir’in en eski ve en büyük camisi olma özelliğini elinde bulunduran Hisar Camii ve çevresi, her gün ibadet ve alışveriş için İzmir’in en kalabalık mekânları arasında bulunan Kemeraltı’na gelen yerli ve yabancı çok sayıda kişiyi ağırlıyor.
Bulunduğu konum, yanında yer alan ve çoğunluğu el sanatları ürünleri satan dükkanları barındıran tarihi Kızlarağası Hanı ve hemen önündeki kahvehane ve restoranlar, İzmirlilerin ve turistlerin büyük bölümünün Hisar Camiine gitmesine neden olurken, camiyi gezmeyenlerin bile, önündeki kahvehanelerde alışveriş sonrası yorgunluk atmak için bir ‘’dibek kahvesi’’ içmişliği bulunuyor. Gazeteci, yazar ve İzmir tarihi araştırmacısı Yaşar Aksoy, yaptığı değerlendirmede, Hisar Camisinin yerinde 1400’lü yıllarda ‘’liman kalesi’’ adı verilen bir kalenin yer aldığını anlattı. Kalenin 1410 yılından sonra Orta Asya İmparatoru Timur tarafından yıkıldığını belirten Aksoy, kalenin yıkıntıları üzerinde 1597 yılında Aydınoğlu Yakup Bey tarafından Hisar Camisinin yaptırıldığını ifade etti. Caminin eskiden var olan bir kalenin temelleri üzerinde inşa edildiği için ‘’Hisar’’ ismini aldığını söyleyen Aksoy, caminin bugün İzmir’in en eski camii olma özelliğini taşıdığını kaydetti. Bir başka adı da Şadırvan Camisi olan Hisar Camisinin girişi, bugün nostaljik bir çarşı olan ve çoğunlukla tespihçilerin yer aldığı Hisarönü Çarşısına açılıyor.
Çay bahçeleri, restoranları da kapsayan çarşının yanı sıra, Hisar Camiinin yanında yer alan, 4 bin metrekarelik alana sahip Kızlarağası Hanı, bölgenin cazibesini bir kat daha artırıyor.Caminin yanında 1700’lü yıllarda inşa edilen iki katlı han bugün sahafların, el sanatları ürünü satan dükkanlarının bulunduğu tarihî bir çarşı olarak hizmet veriyor ve yabancı turistlerin uğrak noktaları arasında bulunuyor.
Çeşme Otelciler Birliği (ÇEŞTOB) Başkanı Veysi Öncel, İzmir’e gelen her dört turistten üçünün mutlaka Hisar Camiini ziyaret ettiğini belirtti. İzmir’in en görkemli yapılarından biri olan caminin 1813, 1868 ve 1881 depremlerinde hasar görse de yapılan onarımlara karşın ilk günkü özelliklerini ve mimarî yapısını koruyor. Ahşap minberi sedef kakmalı, mihrap ise yuvarlak bir niş şeklinde, içi 18 ve 19. yüzyılın kalem işleri ile bezeli Hisar Camisinin sütun başlıkları ve diğer süslemelerinin günümüze kadar bozulmadan geldiği belirtiliyor.
Caminin kesme taş üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli minaresi bulunuyor.
|
/ İZMİR
15.09.2007
|
|
|
Sınırda bayram hazırlığı |
Ramazan Bayramı’nda Suriye’den gelecek konukların, Türkiye’deki akrabalarının yanında 48 saat kalacakları bildirildi.
Reyhanlı Kaymakamı Cemalettin Yılmaz, yaptığı açıklamada, Suriye’nin Babul-Havva Gümrük Kapısı’nda, İdlip’in Harim İlçe Kaymakamı Albay Talat Merzuk ile toplantı yaptıklarını söyledi.
Toplantıda, Ramazan Bayramı ile ilgili hazırlıkları şimdiden konuştuklarını ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti: “Suriye’den gelerek akrabalarını ziyaret edecek konuklar, Türkiye’de 48 saat kalacaklar. Gidiş ve dönüşler toplu taşıma araçlarıyla yapılacak ve konuklara her türlü kolaylık sağlanacak.’’
|
/ HATAY
15.09.2007
|
|
|
İnebolu'da otomobil denize yuvarlarlandı |
Kastamonu’nun İnebolu İlçesinde denize yuvarlanan otomobil, bir kamyona halatlarla bağlanarak içindeki sürücüyle birlikte denizin açıklarına sürüklenmesi önlendi.
Alınan bilgiye göre, İnebolu’nun Gemiciler köyü yakınlarında Abana istikametine giden Zakir Yazan’ın (47) kullandığı 34 VK 9538 plakalı otomobil, yağmurlu havada virajı alamayarak denize yuvarlandı.
Yol kenarındaki kayalıklara da çarptıktan sonra sulara gömülen araç, dalgaların da etkisiyle denizin açıklarına doğru sürüklenmeye başladı. Gemiciler köyünde yaşayan vatandaşların ve yoldan geçen sürücülerin kazayı görmesiyle birlikte, sulara gömülen araca müdahale edildi. Vatandaşlar, bir kamyona bağladıkları halatın diğer ucunu da otomobile geçirerek, aracın denizin açıklarına sürüklenmesini engelledi. Olay yerine jandarma ekiplerinin de gelmesiyle birlikte araç içinde sıkışan sürücü Yazan, yaralı olarak kurtarıldı.
|
/ İNEBOLU
15.09.2007
|
|
|
Gevenler toprağın yılmaz son bekçileri |
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fevzi Özgökçe, Doğu Anadolu Bölgesi’nde bitki örtüsü olarak sıkça rastlanan gevenlerin, erozyonu ve çölleşmeyi engellediğini söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Özgökçe, yaptığı açıklamada, Doğu Anadolu Bölgesi’nde toprağın ‘’son yılmaz bekçileri olan gevenlerin’’, bilinçsizce sökümü sonucu toprağın tamamen korumasız hale geldiğini kaydetti. Erozyonu, çölleşmeyi, selleri ve susuzluğu engellemenin en etkili ve kolay yolunun yeryüzünün mevcut bitki örtüsünü korumakla sağlanacağını belirten Özgökçe, bunun bireysel ve kurumsal olarak çok dar olan yeşil alanları artırmakla mümkün olduğunu dile getirdi.
Özgökçe, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yöresel olarak 4 farklı isimle bilinen gevenlerin soğuğa ve kuraklığa dayanıklı, geniş ve derin yayılışlı kök yapısına sahip olduğunu anlatarak, şöyle konuştu:’’Gevenler uzun yıllardır toprağın bekçiliğini yapıyor. Doğu Anadolu Bölgesi’nin ortalama yüzey eğimi yüzde 15’in üzerinde. Bu göz önüne alındığında, toprağın ana kaya üzerinde tutulması zorlaşıyor. Bölgede hayvan otlatma, söküm ve yakmayla örtüsüz bırakılan toprağı önemli derecede koruyan gevenler de yoğun olarak sökülüyor. Böylece toprağın son yılmaz bekçilerinin de bilinçsizce sökümleri sonucu, toprak tamamen korumasız hale geliyor.’’ Geven cinsinin 216’sının endemik tür olduğunu, yani sadece Türkiye’de yayılış gösterdiğini belirten Özgökçe, bu zenginliğe hak ettiği değerin verilmediğini ifade etti.
BÖLGEDE YAKACAK OLARAK KULLANILIYOR
Gevenlerin dikenli olanlarının kışın yakacak ve tutuşturma amaçlı olarak olarak kullanıldığını belirten Özgökçe, dikensiz türlerin ise yem bitkisi olarak biçildiğini kaydetti. Doğuda yaşayan köylülerin evlerin veya ahırların kenarlarına, yakacak için tezek ve geven yığdığını anlatan Özgökçe, geven sökümünün olumsuz etkisinin ilkbahar ve sonbaharda kendini gösterdiğini, bu mevsimlerde toprağın üst tabakasının sellerle akıp gittiğini, yerleşim alanlarının su ve çamur altında kaldığını dile getirdi.
Özgökçe, gevenlerin 2 ile 5 metrelik alana yayılan sağlam köklerinin bulunduğunu, kış aylarında kar sularının depolanmasını da sağladığını hatırlatarak, kayak merkezlerin kurulduğu alanlarda da karın uzun süre yerde kalması için, mutlaka gevenlikler oluşturulması gerektiğini söyledi. Önceleri doğuda arazi çalışmaları için gittikleri her dağda ve yaylada, su kaynaklarından geçilmediğini anlatan Özgökçe, şöyle konuştu: ‘’Çalışmalarda hiçbir zaman araziye hazır su götürmezdik. Ancak son dönemlerde bölgede arazi çalışmaları sırasında bildiğimiz 100’e yakın su kaynağı ve çeşmenin tamamen kuruduğunu gördük. Bu durum bitki örtüsünün tahrip edilmesiyle yakından alâkalı.’’
Yöre halkının alternatif tutuşturucu ve yakacaklar konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini belirten Özgökçe, halkın doğaya ve bitki örtüsüne zarar vermeyen yollar konusunda bilinçlendirmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
|
/ TATVAN
15.09.2007
|
|
|
Demiryoluna mayınlı saldırı |
Bingöl’de demiryoluna döşen uzaktan kumandalı mayının yük treninin geçişi sırasında patlatılması sebebiyle 2 makinist hafif şekilde yaralanırken, lokomotifle 5 vagon da raydan çıktı.
Edinilen bilgiye göre, terör örgütü PKK üyeleri, dün akşam 21.00 sıralarında Genç ilçesi Yoldaşan bölgesinde demiryoluna döşedikleri uzaktan kumandalı mayını Elazığ-Tatvan seferini yapan 54704 sefer sayılı yük treni geçişi sırasında patlattılar.
Bir lokomotif ve 5 vagonun raydan çıktığı patlamada, hafif şekilde yaralanan makinistler Burhan Aslan ve Sabri Yılmaz, Bingöl Devlet Hastanesinde yapılan tedavilerinin ardından taburcu edildi. Patlama sebebiyle ulaşıma kapanan demiryolunun açılması için çalışmaların sürdürüldüğü de bildirildi.
|
/ BİNGÖL
15.09.2007
|
|
|
|