Bundan altı-yedi sene kadar önce Kübalı Müslümanların sayısının bin civarında olduğu söyleniyordu. Bugün ise “binlerce” Kübalı Müslüman’dan söz ediliyor.
İslam, Küba’ye hangi damardan girdi? Müslümanların sayısındaki muazzam artış nasıl izah edilebilir? Küba devleti bu işe nasıl bakıyor? Alman MDR Televizyonu’nda yayınlanan Kübalı Müslümanlarla ilgili nefis bir program, konuya açıklık getirdi. Programın metnini kısaltarak Türkçe’ye çevirdim. Dikkatinize zevkle sunuyorum.
***
“Allahu ekber” – Havana sokaklarında beklenmedik bir ses. Geçtiğimiz yıllarda binlerce Kübalı İslam’ı kabul etti. İslam ülkelerinden gelen giysiler ve gelenekler özellikle gençlerden büyük itibar görüyor. Halbuki Küba ile Müslümanlığı yan yana getirmek, ilk bakışta imkânsız gibi. Burası rom ve zevk u sefa adası değil mi? Fakat Fidel Castro’nun İslam dünyası ile kurduğu yakın siyasi ilişki, halk üzerinde şaşırtıcı izler bıraktı.
Havana İmamı Yahya Lazo: “Küba zengin bir ülke değil. Yine de Mali, Gine, Cezayir ve daha birçok İslam ülkesinden binlerce öğrenciyi üniversitelerinde bedava okutuyor. Öğrenciliğimde bu insanlarla yakınlık kurdum, onların etkisiyle ihtida ettim ve ülkemde İslam’ı yaymaya başladım. ‘Nasıl oldu da Küba’da bir İslam cemiyeti oluştu?’ diye sorarsanız, işte böyle oluştu.”
Müslümanların Havana’daki geleneksel buluşma yeri, Arap mimari tarzında inşa edilmiş eski bir bina. Castro yönetimi bu binayı Cuma namazları için yabancı öğrencilere ve diplomatlara tahsis etti. Fakat cemaate artık Kübalı Müslümanlar da katılıyor.
Mütemadiyen büyüyen yerli cemaatin henüz kendilerine ait camileri yok. O yüzden özel konutlar İslam merkezlerine dönüştürülüyor.
Bu ‘İslam patlaması’nın temelinde, gerçekleşmeyen sosyalist ütopyaların doğurduğu hayal kırıklığı yatıyor. Birçok Kübalı, Kur’an’da ve ABD’li Müslüman lider Malcolm X’in öğretilerinde yeni bir ‘dayanak’ arıyor. Hükümet onları henüz resmen tanımasa da, faaliyetlerini sınırsız bir hoşgörüyle karşılıyor.. Çünkü hiçbir tehdit oluşturmuyorlar. Havana Müslümanlarında fanatizm ve dinsel şiddetten eser yok.
Kübalı Müslüman İsmail Perez: “İslam’la ilgili bir sürü önyargım vardı. Herkes, annem-babam dahil, bana İslam hakkında sadece kötü şeyler anlattı. Bir gün, İslam’ı Müslümanlardan dinlemeye karar verdim. Bu sayede İslam’ın ne kadar insani bir şey olduğunu, bu dinin savaşı değil barışı arzuladığını fark ettim. Terörizm ve İslam arasında hiçbir ilişki yok.”
İslam, hanımlar arasında da hızla yayılıyor. Avukat İlena Ceballos, sürgündeki Filistinli bir siyasetçiyle evleneli beri Müslüman. Kocası Filistin’e dönmeye karar verince, “ben ülkemde kalacağım” deyip boşanmış. İslam inancını ise korumuş. Başındaki örtü, vatandaşlarını hiçbir şekilde rahatsız etmiyor. O da, başörtüsü takmayan kızına bir baskı uygulamıyor. Karibik kültürüne mahsus ‘genişlik’ sayesinde geçinip gidiyorlar.
…
İmam Yahya Lazo, bu kadar mümini nereye sığdıracağını şaşırmış durumda. Sonunda kendi evini de camiye çevirdi…
(“İslam mit karibischem Flair”, MDR, 24.06.2007. Metin: Florian Borchmeyer)
Yeni Şafak, 2 Temmuz 2007
|