PKK’nın her terör eylemi, Güneydoğu’dan gelen her şehit cenazesi insanların yüreğini dağlarken, toplum vicdanında haklı tepkilere yol açıyor. Teröre lanet dalgası gitgide kabarıyor.
PKK’nın her terör darbesi, ülkenin barış ve istikrarına bir darbe daha indiriyor.
PKK’nın her terör darbesi, demokratik rejimden bir şeyler götürüyor ve sivil siyasetin alanını daraltıyor.
PKK’nın her terör darbesi, Türkiye’yi biraz daha Kuzey Irak’a müdahaleye doğru itiyor.
PKK’nın her terör darbesi, Türkiye’nin Irak Kürtleri ile bir savaş haline yaklaştırıyor.
PKK’nın her terör darbesi, ülkede milliyetçi-ulusalcı dalgayı körüklerken, Türkiye’yi bir cehennem çukuruna yuvarlayabilecek Türk-Kürt çatışmasına zemin hazırlıyor.
PKK’nın her terör darbesi, Kürtlerin bu ülkedeki siyasal, toplumsal ve ekonomik durumunu daha kötüleştirecek gelişmelerin habercisi oluyor.
PKK’nın her terör darbesi, Türkiye’yi yalnız ABD ile değil, AB ile de karşı karşıya getirecek, ABD ve AB ile ilişkilerimizi çıkmaza sokabilecek kapıyı biraz daha açıyor.
PKK’nın her terör darbesi, yurtiçinde ve dışında Türkiye’nin AB ile ilişkilerini torpillemek, zora sokmak isteyenlerin elini güçlendiriyor.
PKK’nın her terör darbesi, Türkiye’nin ikinci sınıf demokrasi ile yetinmesini isteyenlerin, birinci sınıf demokrasi ile Türkiye’nin bölüneceğine, İslamileşeceğine inananların değirmenine su taşıyor.
Çok özetlenirse:
PKK’nın terör ve şiddet politikaları, Kürtler için de, Türkler için de kötülük demek. Türkiye’de siyasal ve ekonomik istikrar bu yüzden gitgide zehirleniyor. Türkiye’nin ufku bu nedenle gün geçtikçe kararıyor, çatışma ve savaş bulutları toplanıyor.
1990’lar bir daha mı?
Güneydoğu bunu istiyor mu?
Kürtler o korkunç filmi bir daha görmek ister mi?
Hiç sanmıyorum.
PKK’nın yolu, çıkmaz yoldur.
Şiddetle, terörle, silahla, bu ülkede tecrübeyle sabittir, ancak cehenneme giden yolların taşları döşenir, o kadar.
Yakın tarih böyle diyor.
Bakın, Güneydoğu’da yeniden güvenlik bölgeleri ilan edilmeye, kontrol noktaları kurulmaya başladı.
Genelkurmay, teröre karşı kitlesel eylem istiyor.
Diyarbakır ve Şırnak’ta gösteriye hazırlanan İşçi Partisi, anlaşılan, yangın çıkarmanın peşinde...
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, Kuzey Irak için siyasal direktif diye bastırmaya devam ediyor.
Hükümet ise tam siper!
Başbakan Erdoğan böylece, bir yandan milliyetçilik yaparak, bir yandan Iraklı Kürt liderleri aşağılayarak 22 Temmuz’u selametle bulacağını, ‘kurt kapanı’ndan kurtulacağını umut etmek istiyor.
Bilemiyorum.
İyi değil memleketin halleri...
Milliyet, 9.6.2007
|