Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Radyo Televizyon Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Cereci yönetiminde, iletişim eğitimi gören öğrenciler tarafından 21 ilde yaşayan televizyon izleyicileriyle yüz yüze görüşülerek yapılan araştırmada, televizyon alışkınları, ülkenin sosyokültürel yapısına da yansıyan davranışları, sevilen ve sevilmeyen yüzlerini gibi ilginç sonuçlar ortaya çıkartıldı.
Öğrencilerin gerçekleştirdikleri araştırma, Adana, Ağrı, Antakya, Antalya, Batman, Bingöl, Bursa, Çanakkale, Diyarbakır, Erzurum, Hakkari, İzmir, İstanbul, Kars, Kayseri, Konya, Mardin, Mersin, Muş, Şırnak ve Van’da yapıldı. Çeşitli meslek guruplarından bin 298 televizyon izleyicisine 33 soru yöneltildi. Yapılan değerlendirmeler sonucu, Amerikan toplumuna benzer biçimde Türk toplumunda da bireyselleşmenin hızla yayıldığı, televizyon izleyicilerinin yarıdan çoğunun evinde birden fazla televizyon olduğu tesbit edildi.
Televizyonların bir tanesinin genellikle salonda, diğerinin oturma odasında bulunduğu, izleyicilerin bir bölümünün, iş yerlerinde de televizyon olduğu belirlendi.
Çoğunluğu 18 ile 40 yaş arasında olan araştırmaya katılan televizyon izleyicilerinin büyük bölümünün, doğrudan bir amaç gütmeksizin zaman geçirmek için televizyon izlediği belirlendi. Bütün izleyiciler içinde, en çok hangi durumlarda televizyon izledikleri sorusuna karşılık 924 izleyici canı sıkıldığında veya zaman geçirmek için televizyon izlediğini söylerken, 349 izleyici öğrenmek için, 25 izleyici de eğlenmek için televizyon izlediğini belirtti. 40 yaş üzerindeki izleyicilerden hiçbiri eğlenmek için televizyon izlediğini söylemezken, televizyonu en çok 18 ile 40 yaş arasındaki izleyicilerin öğrenmek için izlediği belirlendi. Geçen yıllardaki araştırmalarda aynı soruya verilen cevaplarla örtüşen 2007 yılı televizyon izleyici araştırması sonuçları da televizyonun, kitleyi eğlendirerek oyalayan, geçici süreyle sıkıntılarından uzaklaştıran bir araç olduğu bulgusunu doğruladı.
Araştırmaya katılan 421 izleyici, demokratik değerlerin televizyon yayıncılığında ilke olarak benimsenmesini istediklerini dile getirirken, 371 izleyici yayın ilkeleri konusunda ulusal değerlerin temel alınması gerektiğini söyledi. 186 izleyici dinsel değerlerin kendileri için önemli olduğunu belirtirken, 234 izleyici, ulusal değerleri, dinsel değerleri, demokratik değerleri de kapsayan toplumsal değerlerin ve ahlakın yayın ilkelerinin temelini oluşturması gerektiğinden söz etti. Diğer izleyicilerden bazıları bu soruyu cevaplamazken, bazılarının ise bütün değerlerin önemsenmesi gerektiğini söylediği tesbit edildi.
Televizyonda ahlâkı bozan yayınlar var
Aralarında çok sayıda erkeğin de bulunduğu izleyici grubu, kadınların alay edilircesine sömürülmesinden rahatsız olduklarını belirterek, kadın programı adı altında yayınlanan programların yayından kaldırılmasını istediklerini söyledi. Yayından kaldırılması istenen program sorusu daha sonraki sıralarda, dedikodu programları, yine çoğunlukla kadınların katıldığı sabah programları, adının içinde “sihir” veya “sır” sözcükleri bulunan programlar, klipler olarak cevaplandı. Televizyon izleyicileri televizyonun toplum ahlâkını bozup bozmadığı konusunda kesin görüş sahibi olmamakla birlikte, yaklaşık görüşler ileri sürdüler. 760 izleyici televizyonun toplum ahlâkını bozduğunu düşündüğünü söylerken, 438 izleyici bu görüşe katılmadıklarını belirtti. Bazı izleyiciler de, televizyon yayınlarının tümünün olmasa da bazılarının kesinlikle toplumsal ahlâkı bozduğunu söyledi.
|