Türkiye askeri vesayet ile gerçek bir demokrasi açmazında kalıverdi. Toplum ‘yaşam biçimini’ önemseyen cumhuriyetçiler ile ‘ötekinin’ hak ve hukukunu savunan demokratlar arasında bunalmakta...
Bu gerginlik gözlerin dış dünyaya çevrilmesine de sebep oldu.. Bu ayrışmaya dünya ne diyor?
ABD, dünya için olduğu kadar Türkiye için de önemli.. Hatta belki Türkiye için belirleyici..
Son zamanlarda ABD yönetimi ile Türkiye arasında pürüzler var..
En ciddi sorun da Irak ve özellikle Kuzey Irak.
Hükümet açısından da konu pürüzlü.. Askeri otorite açısından da..
Hatta Büyükanıt’ın son basın toplantısı ardından araya eski başkan Clinton’un katılmasına bile neden olan bir polemik yaşandı.. Askeriyenin Kuzey Irak’a girmesine ABD kesinkes karşı.. Askeriye ise bunu güvenlik açısından yararlı görüyor.
***
Askeriye ile hükümet de Irak ve Kuzey Irak konusunda fikir birliği içinde sayılmaz.
Askeriye Kuzey Irak otoriteleriyle görüşmeye köklü bir biçimde muhalif... Hükümet ise konuyu böylesine kestirip atmıyor.
O noktada yakın bir geçmişte kamuoyunun gözleri önünde demokratik bir ülkede olmayacak bir tartışma izledik..
***
ABD’nin askeri muhtıra ertesinde konuya yaklaşımı çok sert bulunmadı.
Ama önce son ABD açıklamasını bir kez daha hatırlayalım.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Tom Casey, ‘Türkiye’de demokratik düzeni desteklediğimiz çok açık. Türkiye’de anayasa ve seçim sandığının işlediğini görmek istiyoruz. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ve diğer yetkililer de bunu açıkça ifade etti. Elbette ordu veya başka birinin anayasal sürece müdahale etmesini veya anayasa üstü bir şey yaptığını görmek istemiyoruz’ dedi.
***
ABD’nin yukardaki gibi net açıklamalarına rağmen..
Irak ve Kuzey Irak ile ilgili gelişmeleri de gündeminin ilk sırasında tutmakta.. Muhtemelen de Türkiye’deki gelişmelere tavır koyarken de kendi açısından çok önemsediği Irak konusuna yaklaşımları da yakından takip etmekte.
Pratik ve pragmatik bir ülke olan ABD’yi, Türkiye’nin Irak’a yaklaşımının çok meşgul ettiğini ve duruşunu buna göre belirlediğini ya da değiştirdiğini söylemek mümkün.
Ama gene de ABD’nin darbeye karşı durmadığını söylemek çok da kolay değil..
Yukardaki son resmi açıklama da bunu belgelemekte..
***
Ama AB çok daha net ve kararlı.
Onlar AB standartlarında bir demokrasiyi Türkiye’de görmek istiyorlar.
Sisteme askeri bir müdahaleyi asla kabul etmiyorlar.
Demokrasiden yana taraflar.
Bu konuda da ısrarlılar.
Nitekim, son olarak AB’nin Türkiye’deki büyükelçileri önceki gün olağanüstü toplanarak, durum değerlendirmesi yaptı.
Büyükelçilerin çoğu, başta Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklaması olmak üzere yaşanan gelişmelerden endişe duyduklarını ve Türkiye’de bazı risklerin hala devam ettiğini belirtti.
Büyükelçiler, Türkiye’deki demokratik güçlerin desteklenmesi gerektiği konusunda fikir birliğine vardı.
***
AB’nin önemi..
Günlük yaşamın kalite kazanması yanında..
Son haftada yaşadığımız türden olaylarla demokrasiye bıçak çekildiğinde de ortaya çıkıyor.
AB kesinkes demokrasi dostu.
Son bir haftadaki gelişmeler de bunu bir kez daha gösterdi..
***
Diyorum ki..
Türkiye’deki bazılarının topluma sistematik bir biçimde yaymaya çalıştıkları AB düşmanlığının altında bu özellik mi yatıyor?
AB’nin evrensel bir demokrasiden yana taviz vermeyen duruşu.
Bunu biraz daha ve serinkanlı düşünmek de yarar var..
Herkes için yarar var ama siyasal iktidar için biraz daha fazla yarar var.
Star, 5.5.2007
|