Avukat Fikret İlkiz, dergiye yapılan baskının, çalışanların bir odaya kapatılmasının, bilgisayarlara el konulmasının, arama, el koyma ve kopyalama işlemlerinin “kanunî” karşılıkları bulunduğunu, ama bütün bunların hukuka ve anayasaya, hattâ 83 yıl öncesine ait 1924 Anayasasına bile aykırı olduğunu, çünkü o anayasanın 77. maddesinde “Matbuat kanun dairesinde serbesttir ve neşredilmeden evvel teftiş ve muayeneye tâbi değildir” denildiğini söyledi.
Nokta dergisine yapılan polis baskınına tepkiler artarak devam ediyor. Avukat Fikret İlkiz, bianet.org’da yer alan yazısında Türkiye’de basın özgürlüğünün olmadığını ifade ederek, “Türkiye’de ifade özgürlüğü hikayedir. Bu iki cümlenin noktası; 13 Nisan 2007 tarihli ‘Haftalık Siyasi Haber Dergisi Nokta’ya uygulanan ‘uygulama’ ile konulmuştur. Dergi, basılmıştır. Dergi çalışanları bir odaya kapatılmıştır. Bilgisayarlara el konulmuştur. Arama, elkoyma ve kopyalama işlemlerinin ‘kanuni’ karşılıkları vardır. Sorarsanız, ‘üzülerek’ diyecekler ki; işlemler ‘kanunidir’. Doğrudur. Arama, el koyma ve kopyalama işlemlerinin kanunlarda yeri vardır. O halde ‘Türkiye’de ‘kanunen’ basın özgürlüğü yoktur ve ifade özgürlüğü hikâyedir’ dersek, kanuni olarak doğru söylemiş oluruz” dedi.
İlkiz, dergiye yapılan baskının, çalışanların bir odaya kapatılmasının, bilgisayarlara el konulmasının, arama, el koyma ve kopyalama işlemlerinin “kanunî” karşılıkları bulunduğunu, ama bütün bunların hukuka ve anayasaya, hattâ 83 yıl öncesine ait 1924 Anayasasına bile aykırı olduğunu, çünkü o anayasanın 77. maddesinde “Matbuat kanun dairesinde serbesttir ve neşredilmeden evvel teftiş ve muayeneye tâbi değildir” denildiğini söyledi.
İlkiz, 83 yıl önce basının, kanunların çizdiği çizgiler içinde kalan sınırlarda ‘serbest’ olduğunu, yaklaşık yüz yıl önce kimseyi ‘basın özgürdür’ gibi cümlelerle kandırmadan, basına ‘sansür’ anlayışına uygun bir biçimde ve ancak ‘kanunlar’ uyarınca serbest olduğununun kabul edidiğini söyledi. İlkiz, şöyle devam etti:
“Lakin ne tuhaftır ki; 83 yıl önce bile basının ‘neşredilmeden evvel teftiş ve muayane’sini yasaklamışlar. Şimdi ise; matbuatın teftiş ve muayenesi neşirden önce bile serbest...
Onun için artık basın özgürlüğü lâfları, hikâye bile değil, lâf ü güzaftır. Sansür “kanunidir” ama, ortaya çıkan sonuç hukuka aykırıdır. Nokta’nın koyduğu nokta budur...”
|