Memur Sendikaları Konfederasyonu’na (Memur-Sen) bağlı Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili açıklamalarına tepki göstererek, ‘’Buradan çağrıda bulunuyoruz, bu YÖK’ü yok etmeden millet huzur görmeyecek, rahat etmeyecektir’’ dedi.
Rize Öğretmenevi’nde basın toplantısı düzenleyen Gündoğdu, YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’in önceki gün Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili yaptığı açıklamaları hatırlattı. YÖK’ün kurulduğu 1982 yılından beri milletin değerleri ile kavga ettiğini, Meclis’in iradesine saygısızlıkta bulunduğunu ve ‘’devlet içinde devlet’’ gibi ‘’anti demokratik’’ çıkışları bulunduğunu iddia etti.
‘’Buradan çağrıda bulunuyoruz, bu YÖK’ü yok etmeden millet huzur görmeyecek, rahat etmeyecektir’’ diyen Gündoğdu, şöyle dedi: ‘’YÖK’ün görevi cumhurbaşkanını seçmek değil, bilimsel makale, Türkiye üniversitelerinin dünya üniversiteleri arasına yer alması için gayret etmektir. Onlara, istifa ederek, kendi kafa yapılarına çok uygun olan CHP’de siyaset yapmaları tavsiyesinde bulunuyorum.’’
YÖK’ün demokratikleşmenin önündeki engellerden biri olduğunu savunan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ‘’Bizim hükümete çağrımız anayasanın 130 ve 131. maddelerini derhal değiştirerek, YÖK’ü kendi işi ile meşgul olan bir yapıya getirmesidir’’ diye konuştu.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik tartışmalara da değinen Gündoğdu, MHP’nin cumhurbaşkanlığı konusunda söz söyleme hakkı olmadığını savunarak, ‘’Sadi Somuncuoğlu gibi bu ülkenin bir değerinin cumhurbaşkanlığı adaylığını engelleyenlerin bugün, cumhurbaşkanının kim olması ya da olmaması gerektiği hakkında söz söyleme hakkı yoktur’’ diye konuştu.
Hiç kimsenin ‘’Bu Meclis cumhurbaşkanını seçemez’’ diyemeyeceğini kaydeden Gündoğdu, şöyle devam etti:
‘’Bugün tartışılması gereken konu cumhurbaşkanının kim olup olmayacağından daha çok, yetkileridir. Yetkisi yüzde 100, sorumluluğu yüzde 0 olan bir makam olmaz. ‘Şimdi bizden biri seçilecek yetkisi olsun’ demek yerine bu yetkilerin bir kısmı Meclis’e devredilmelidir.
Bir de seçilecek cumhurbaşkanının cumhurdan anladığı şey, mevcut cumhurbaşkanı gibi sadece belirli bir kesimi değil, cumhurun tamamı olsun. Cumhurbaşkanının kırmızı ışıkta dururken gösterdiği hassasiyetin onda birini, milletin kırmızı çizgilerine göstermesini bekliyoruz.’’
|