Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Nisan 2007
Mehmet Fırıncı ve Mehmet Kutlular ; Mehmet Emin Birinci'yi anlattı...indirmek ve dinlemek için tıklayınız

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dizi Yazı

Rıfat OKYAY

Namaz vakitlerinde camiler doluyor

- dünden devam -

KUVEYT TARİHİ VE GÜNÜMÜZE YANSIMALARI

Kuveyt yakın tarihe kadar çok az nüfusun yaşadığı bir bölgeydi. Meselâ 18. yüzyılın sonlarında Kuveyt şehrinde yazları 3 bin, kışları 10 bin kişi yaşardı. Kuveyt toprakları 634 yılında Halid bin Velid (r.a.) komutasındaki İslâm ordularınca İslâm devletinin topraklarına katılmıştır. Ancak o tarihlerde bu bölge az sayıda insanın yaşadığı ve çok fazla önem verilmeyen bir bölgeydi. (Katar ve Bahreyn tarihi hakkında verilen bilgiler Kuveyt’in İslâm orduları tarafından fethedilmesinden Portekizlilerin işgaline kadar geçen dönemi hakkında fikir verecektir.)

16. yüzyılda Portekizliler Kuveyt kıyılarına çıktılar. Ancak kaynaklardan öğrendiğimize göre, Kuveyt şehri 18. yüzyılın başlarında kurulmuştur. Daha sonra bazı Arap kabileleri bu şehrin etrafına toplanmaya başladılar. 18. yüzyılın ortalarına doğru burası bir ticaret şehri sıfatı kazandı. 1756’da Utub kabilesinden Sabah ailesi Kuveyt şehrine yerleşti ve burada bir bölgesel yönetim kurdular. Bugünkü Kuveyt şeyhleri de bu aileye mensuptur.

1776’da Basra’nın İranlılarca işgal edilmesi Kuveyt’in ticarî önemini arttırdı ve şehrin nüfusu artmaya başladı. 1805’te İngilizler Kuveyt’e yerleşerek Vehhabî isyanlarına karşı burayı bir üs olarak kullanmaya başladılar. Ancak bu sıralarda Kuveyt şeyhi Osmanlı Devleti’yle işbirliğine girdi ve İngilizler çok fazla tutunamadılar. Kuveyt şeyhi I. Câbir 1845’te Basra’nın İranlılardan geri alınmasında Osmanlı kuvvetlerine yardım etti. Kuveyt 1853’te de tamamen Osmanlı Devletine bağlandı. Kuveyt şeyhi II. Abdullah, 1871’de Osmanlı ordularına deniz ve kara gücüyle yardım ederek el Katif ve el İhsâ’nın fethedilmesine ve buralardaki ayaklanmaların bastırılmasına yardımcı oldu.

Buralarda görev alan Kuveyt birliklerinin başında, daha sonra 1896-1916 yılları arasında Kuveyt şeyhliği yapan Mübarek es Sabah vardı. Ancak Mübarek es Sabah’ın Kuveyt şeyhliğine gelmesinden sonra Osmanlı-Kuveyt ilişkilerinde bozulmalar baş gösterdi ve Mübarek, İngilizlerle işbirliği yapmaya başladı. 23 Ocak 1899’da İngilizlerle bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşmaya göre Kuveyt topraklarının hiçbir parçasını İngiltere’den veya İngiltere vatandaşlarından başka hiçbir yabancı devlete veya ferde vermeyecek ya da kiralamayacaktı. Anlaşma Kuveyt’in İngiltere’nin muvafakati olmadan yabancı ülke temsilcisi kabul etmemesini de şart koşuyordu.

Kuveyt, 1914’te de Osmanlı Devleti’nden ayrılarak İngiliz himayesine geçti. Kuveyt’i İngiliz himayesine sokan Mübarek es Sabah’ın 1916’da ölümünden sonra yerine oğlu Cabir geçti. Onun yönetimi bir yıl kadar sürdü ve 4 Şubat 1917’de kardeşi Salim geçti. Onun yerine de 23 Şubat 1921’de kardeşinin oğlu Ahmed bin Cabir geçti. Onun İngiliz himayesindeki yönetimi 29 Ocak 1950’ye kadar sürdü ve yerine kardeşinin oğlu Abdullah bin Salim geçti.

Kuveyt’in yeniden bağımsız devlet statüsü kazanması ancak 19 Haziran 1961 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu sıradaki Kuveyt şeyhi Abdullah bin Sâlim’di ve onun yönetimi 24 Kasım 1965’e kadar sürdü. Yerine kardeşi Sabah bin Salim geçti. Sabah bin Salim 1971’de şeyhlik ünvanını bırakarak emirlik unvanı almıştır. Onun yönetimi 31 Aralık 1977’ye kadar sürdü ve yerine şimdiki emir Cabir bin Ahmed geçti.

Kuveyt, 2 Ağustos 1990’da Irak tarafından işgal edildi ve bu işgal 20 Ocak 1991’e kadar sürdü. Irak işgali esnasında ülkesini terk eden Şeyh Cabir bin Ahmed Irak kuvvetlerinin çekilmesinden sonra yeniden ülkesine dönerek eski yönetimini devam ettirmeye başladı.

Kuveyt’in en önemli dış problemi Irak’la olan sınır problemidir. 1990’daki Irak - Kuveyt gerginliği ve arkasından gelen işgal de bu probleme dayandırılmıştır.

Yabancı iş gücü ve etnik çeşitlilik diğer Körfez ülkelerinde olduğu gibi Kuveyt’te de bazı sosyal problemlere yol açmaktadır. Özellikle Asya kökenlilerin Kuveyt toplumuna entegre olamamaları ve kendi ülkelerine özel birtakım gelenekleri yaşatmaya çalışmaları bir kimlik sorunu ortaya çıkarmaktadır.

Asyalıların oranlarının gittikçe artması Kuveyt’in yerlilerini endişeye sokuyor. Çünkü onların Doğu dinlerinin etkisini taşıyan birtakım gelenekleri Kuveyt toplumunda yayılma eğilimi gösteriyor. Ayrıca Asyalıların zamanla önemli bir etnik unsur haline gelmelerinin ciddi birtakım etnik sorunlar doğurabileceği ihtimalini de gözden uzak tutmuyorlar.

Kuveyt’in bir diğer iç problemi de uyuşturucu tüccarlarının oyunlarıyla gençler arasında uyuşturucu kullanımının artması. Gençlerin eğlenceye ve dünya zevklerine yöneltilmesiyle başlayıp, uyuşturucuya alıştırılmalarıyla devam eden “ifsat hareketi” bugün tehlikeli boyutlara ulaşmış. İstatistiklere göre Kuveyt toplumunda genel olarak uyuşturucu kullanımı oranı % 1.3. Bu oran gençlerde daha yüksek.

İslâmî Cemaatler: Kuveyt’teki İslâmî cemaatlerin başında Müslüman Kardeşler’in bu ülkedeki kolu gelmektedir. Bu cemaat faaliyetlerini daha çok Toplumsal Islah Cemiyeti vasıtasıyla yürütmektedir. Bu cemiyetin çok değişik alanları kapsayan çalışmaları var. Özel okullar açıyor. Kamplar, yaz kursları, konferanslar, sempozyumlar, kitap fuarları v.s. düzenliyor. Bunun yanı sıra bazı ticarî faaliyetleri de var. Cemiyetin çıkardığı haftalık el-Muctema’ dergisi İslâm dünyasında en çok okunan haftalık İslâmî dergi durumunda.

İslâmî tebliğ çalışmalarını yürütmek için cemiyete bağlı olarak “İslâmî Davet Konseyi” oluşturulmuş. Bu konsey tebliğ çalışmalarının yanı sıra çeşitli hayır faaliyetleri de yürütüyor. Cemiyetin hayır ve yardım çalışmalarını yürütmek için oluşturulmuş daha başka komiteleri de var. Bu komitelerin özellikle Afrika ülkelerine yönelik önemli hayır çalışmaları var.

Müslüman Kardeşler mensupları siyasî faaliyetlerini İslâmî Anayasa Hareketi vasıtasıyla yürütüyorlar. Bu hareketin genel sekreterliğini Câsim Muhelhel el Yâsin yapıyor. Hareket Ekim 1992’de gerçekleştirilen en son genel seçimlerde 19 üyesini parlamentoya soktu. Hareket mensubu parlamenterler ülkede İslâm kanunlarının eksiksiz uygulanması için yoğun bir faaliyet yürütüyorlar. Bu amaçla parlamentodaki daha başka milletvekillerinin de desteğiyle Mart 1994’te başbakan Sa’dun Abdullah’a 39 imzalı bir dilekçe verdiler.

Kuveyt’te etkinliği olan bir diğer İslâmî cemaat de Selefîler. Bunlar son parlamento seçimlerine Sünnî İttifakı adıyla girdiler. Ancak Selefiler düşünce itibariyle toplumda etkili olsalar da geniş çaplı çalışmaları ve bu çalışmaları organize edecek yeterince kurumları yok. Kuveyt’te Müslüman zenginler tarafından açılmış birçok İslâmî özel okul bulunuyor. Bunun yanı sıra İslâm Fıkhı Enstitüsü gibi ilmî amaçlı birtakım bağımsız kurumlar da mevcut. Diğer Körfez ülkelerinde olduğu gibi, Kuveyt’te de çok sayıda İslâmî hayır kurumu bulunuyor. Bunlar daha çok Kuveyt dışındaki Müslümanlara yardım ulaştırmak amacıyla kurulmuşlar.

Eğitim: Kuveyt’te eğitim ücretsizdir. 8 yıllık temel eğitim mecburidir. Bundan sonra dört yıllık ve isteğe bağlı lise eğitimi vardır. 205 ilkokul, 315 genel ortaöğretim kurumu, 35 meslekî ortaöğretim kurumu bulunmaktadır. Gerek ilkokul gerekse ortaöğretim çağındaki çocukların % 90’dan fazlası bu öğretimden yararlanabilmektedir. Ayrıca camilerde ve İslâmî hayır kurumlarının açtığı özel eğitim mevcuttur. Üniversite çağındaki gençlerden üniversiteye kayıt yaptıranların oranı % 17, 25 yaşın üzerindekiler içinde yüksek öğrenim görmüş olanların oranı % 11.2, okuma yazma bilenlerin oranı ise % 73’tür.

SON OLARAK

Müslüman bir devlet olan Kuveyt’teki camilerin çokluğu, namaz vakitlerinde cemaate iştirakin fazlalığı, hac ve umre ve zekât gibi İslâm’ın temel şartlarının yerine getirilmesindeki büyük arzu ve istek bizim çok dikkatimizi çekti ve doğrusu çok memnun olduk. Bu konularda çalışan, eğitim veren Kuveytlileri, Kuveyt halkını, Allah için, tebrik ediyoruz ve çalışmalarının devamını diliyoruz. Bizi on gün müddet ile ağırlayan sevgili Kuveytli dostlarımıza da candan teşekkür ediyoruz Cenâb-ı Hak’tan dünya ve ahiretlerin de muvaffakiyetler niyaz ediyoruz.

—SON—

Rıfat OKYAY

08.04.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Dizi Yazı

  (07.04.2007) - Kuveyt ile ticaretimiz artmalı

  (06.04.2007) - Kuveyt, petrol zengini

  (25.02.2007) - Şam’ın sembolü: Emeviye Camii

  (24.02.2007) - Evliyalar şehri Şam-ı Şerif

  (23.02.2007) - Mübarrek şehir: Bilâd’uş Şam

  (22.02.2007) - Doğunun bereket kapısı: Halep

  (17.02.2007) - İttihad-ı İslâma ihtiyaç var

  (16.02.2007) - Türkiye de hedef tahtasında

  (15.02.2007) - Yerli işbirlikçiler

  (14.02.2007) - Çağdaş Şerif Hüseyinler

 

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004