Suriye’ye, Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği’nin (ASKON), düzenlediği 4 günlük iş gezisi vesilesiyle gittim. İş gezisi deyince, tabiî sadece iş yapmadık, Halep’e, Şam’a ve ikisinin arasındaki şehirlere de uğradık. Görülmesi, ziyaret edilmesi gereken yerlere gittik. Ziyaretlerimizi yaptık. Anlayacağınız hem ticaret, hem ziyaret yapmış olduk.
Gezinin başında turu düzenleyen arkadaşlar, Suriye’de 5 bin sahabenin kabrinin bulunduğunu söylemişti. Bu söz bile Suriye’ye gitme heyecanımızı bir kat daha arttırmıştı. Güneydoğu komşumuz olan Suriye ile geçmiş yıllarda komşuluğumuz çok iyi olmasa da, Suriye tarafında Türklerin, Türkiye tarafında da Suriyelilerin akrabaları var. Güneydoğu illerimizde her bayram karşılıklı geliş-gidişler oluyor. İlişkilerimiz son yıllarda çok iyileşti. O kadar iyileşti ki, Suriye ile Serbest Ticaret Anlaşması imzaladık ve 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi. Bu anlaşma ile ilişkilerimizin özellikle ticarî ilişkilerimizin çok artacağı şimdiden belli. Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden bu yana, bir çok işadamı ve derneği ticaret için Suriye’ye gidip geliyor. Ayrıca birçok turizm şirketi de Suriye turu düzenlemeye başladı. Suriye’de kendinizi yabancı hissetmiyorsunuz. Çünkü, hemen karşınıza bir Türkmen, Türk veya Türkçe bilen biri çıkıyor. Kısacası ben kendimi yabancı bir ülkede gibi hissetmedim. Suriyeliler de Türkleri seviyorlar.
Gezide daha önce Suriye’ye gelen bir işadamı, Suriye’nin önceden geldiği zamana göre olumlu olarak değiştiğini, kapalılıktan çıkıp dünya ile entegre olmaya çalıştığını söyledi. Eskiden iki kişi konuşurken, hemen bir üçüncü kişi yanlarında beliriveriyormuş. Kadınlar daha rahat örtünebiliyor, inananlar ibadetlerini daha rahat yapabiliyor. Eskisine göre serbestlik var. Yalnız dikkat çeken nokta, Beşar Esad ismi geçince hemen herkes kulak kesiliyor. Suriye’ye gitmek nasip olursa, siz siz olun Beşar Esad’dan yüksek sesle bahsetmeyin.
Suriye’nin para birimi, Suriye Lirası veya Suriye Pound’u olarak tanınıyor. Kâğıt paraların bir yüzü Arap harfleri, diğer yüzü ise Latin harfleriyle düzenlenmiş olduğundan; Arapça bilmeyenlerin de bu paraları ayırt etmeleri kolay.
Suriye’de hafta sonu tatilini Müslümanlar Cuma, Hıristiyanlar ise Pazar günleri yapıyor. Ancak, Cuma genel olarak devlet dairelerinin, bankaların ve çarşıların kapalı olduğu gün olarak biliniyor.
HALEP
Türk sınırlarına yaklaşık 60 kilometre mesafede bulunan, aynı zamanda Suriye’nin ikinci büyük şehri olan Halep, tarihin en eski dönemlerinden günümüze kadar gelebilmiş, çok eski bir şehirdir. Halep, Arapça’da ve diğer bazı Sami dillerinde süt veren demektir. Halep, Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli şehirleri arasında yer almış, Türkçe deyimlere ve Türk edebiyatına yerleşmiştir. Pek çok tarihçi ise, Halep için “Doğunun Kraliçesi” terimini kullanmıştır. Suriye’nin sanayi şehri de olan Halep, köklü tarihi ve mimarî güzelliği sebebiyle İslâm Konferansı Örgütü’nün (İKÖ) kararıyla 2006 yılının ‘İslâm Kültür Başkenti’ seçilmiş.
Halep’in günümüzde koruma altına alınmaya çalışılan taş evleri büyük bir mimarî zenginlik örneği sergiliyor. Şehirdeki bütün evler taş yapı, taş yapı olmayanlar da taşlarla kapatılmak mecburiyetinde imiş. Onun için binalar eski gözüküyor. Binaları ve evleri boyamak yasakmış, ancak temizlik yapılabilirmiş. Bunun gerekçesi ise, tarihî zenginliği bozmak istememeleriymiş. Ayrıca evlerin üzerinde çoğu pas tutmuş, çanak antenlerle dolu. Binalar en fazla 5-6 katlı. Taksi sayısı çok fazla ve taksilerin çoğu kaza yapmış, kaportaları vuruk vaziyette çalışıyorlar. Eski araçlarla beraber yeni araçlar var, ama yeniler daha az. Marka olarak Uzak Doğu arabaları hakim. İşin güzel tarafı taksi ücreti çok ucuz. 1 dolar veya 50 Suriye lirası ile şehri bir baştan bir başa dolaşabilirsiniz.
Giyecek ve yiyecek fiyatları da Türkiye’ye oranla ucuz sayılır. Büfeler ve dükkanlar gece geç vakte kadar açık. Halep caddelerinde yürürken filelerle asılmış portakal, greyfurt ve muz asmaları görürseniz, biliniz ki orası meyve suyu sıkılan bir büfedir. Halep’te böyle büfeler çok. Muzun suyunu çıkarıp içiyorlar. Aynı şekilde şeker kamışı suyu da içiyorlar.
Halep’te yerli ve yabancı işadamları için ayrılan 40 bin hektar yeni Halep Organize Sanayi Bölgesi var. Bu bölgede işçilerin kalacağı evler bile yapılmış ve yapılmaya devam ediliyor. Bize verilen brifingde işyerlerini metrekaresi 18 dolar olarak yabancı işadamlarına sattıklarını söylediler.
Halep, Osmanlı’dan kalma eserleriyle de zengin. Ünlü Halep Kalesi civarında bine yakın Osmanlı eserinin varlığından söz ediliyor. Halep’in nüfusu 4 milyon civarında ve Şam’a göre daha etnik yapıya sahip. Burada toplam bir milyona yakın Türk ve Türkmen varmış. Gerisi Arap, Kürt ve Ermeni. Ayrıca önemli bir not olarak da Irak ile Lübnan savasından kaçan birçok insanda Halep ve Şam’a gelmiş. Halep’te birçok kilise de var. Sabahları ezan okunmadan önce imamlar Kur’ân-ı Kerim okuyorlar, sonra ezanı okuyorlar.
Halep’in fıstıkları ve bununla yapılan tatlı çeşitleri ülkeye gelen hemen herkesin rağbet ettiği ürünler arasında bulunuyor. Alış-verişi ise Kapalı Çarşı, Bab’ül Farac ve Tilel Çarşısı’nda yapabilirsiniz. Çarşılarda Arapça’nın yanı sıra Türkçe, Ermenice ve Fransızca konuşulan dillerden.
— Devam Edecek —
|