|
|
Darbeci günlükleri ben yazdım!
Bugüne kadar kamukoyununa açıklamadım. Öylesine sırlı 1 insanım ki: size açıklamadığım öyle esrarengiz huylarım, öyle tuhaf âdetlerim, öyle gizli kapaklı telli dosyalarım, akla hayale gelmeyecek ajandalarım, siyah-beyaz film koleksiyonum, kutusu boşalmış yasemin çaylarım- Bi yandan ‘Amma sorunlu yazarmış yani bu!’ diye sırtınızda yumurta küfesi olmak istemiyorum, diğer yandan da Gizemli 1 Kişiyim işte, ne yapsam çözemiyorum.
|
|
Darbe günlüğü
Nokta’da yayımlanan ‘darbe günlüğü’ olayı üstüne, iki gün önce, darbenin kendisiyle değil de, ‘yargı’nın bu olaya bakışıyla ilgili bir şey yazmıştım. Yazının gazetede çıktığı gün, gazetelerde ve öncelikle Radikal’de, darbe değil Nokta’nın yayını konusunda soruşturma açıldığının haberleri vardı. Nokta bunu yayımlamakla hem halkı askerlikten soğutmuş, hem de askeri itaatsizliğe teşvik etmişti!
|
|
14 Nisan yürüyüşü
Rektörler Komitesi’nin Cumhurbaşkanı seçimlerine ilişkin açıklaması hakkında söylenecek her şey söylendi sanırım. Mesele yine her zamanki gibi üniversitelerimizin asıl amaçlarını, görevlerini unutup kendilerine biçtikleri “cumhuriyet bekçisi” misyonundan kaynaklanıyor. Malum, bekçi emir kuludur, amiri ne derse onu yapar...
|
|
‘Kısıtlama meşru ama yaptırım oransız’ (!)
Türkiye’ye ilişkin “dışarı”da alınan kararlar ya da açıklamaların “içeriye” yansımasını –çoğu zaman- siz de benim gibi şaşkınlıkla izliyor musunuz? Türkiye’nin bir biçimde haksız bulunduğu kararlar ya da açıklamalar “içeriye” nedense hep “bardağın dolu tarafına” dikkat çekilerek yansıtılıp, değerlendiriliyor.
|
|
|
|
|