The Economist dergisi, bu haftaki kapak konusunu, 50’nci yaşını kutlayan AB’ye ayırdı. Güney Kıbrıs’a limanlarını açmaması sebebiyle Türkiye’yle sekiz başlıkta müzakerelerin dondurulduğunu hatırlatan dergi, Hırvatistan’ın da birliğe katılmasının ardından Türkiye’nin önünde iki tercih kalacağını yazdı. Dergiye göre ‘’Türkiye ya reformlara kaldığı yerden devam edecek, müzakereleri gelecek 10 yıl içinde tam üyelik hedefiyle rotasına yerleştirecek ya da yolunu Avrupa’dan tamamen başka yöne çevirecek.’’
İngiltere’de yayımlanan haftalık siyaset ve ekonomi dergisi The Economist, “Avrupa ile en büyük ve önemli komşusu Türkiye arasındaki ilişkilerin bozulmasının sonucunun bir felaket olacağını” yazdı.
Gazetenin, AB’nin kuruluşunun 50. yıl dönümü nedeniyle hazırladığı geniş analizinde Türkiye-AB ilişkileri de değerlendirildi. Analizde, “Türkiye’nin Avrupa kulübüne ilk adaylık başvurusu yapan ülkeler arasında bulunduğu” hatırlatılarak, “Ankara’nın 1963 yılında üyeliğe uygun bulunduğu, ancak 1990’larda doğu Avrupalıların Türkiye’yi geçerek, Birliğe üye olmayı başardıkları” belirtildi.
“AB’nin bu gecikmeye gerekçe olarak Türkiye’nin Kopenhag kriterlerini yerine getirmesinin beklendiğini gösterdiği” ifade edilen yazıda, “AK Parti iktidarının göreve gelmesinden bu yana geçmişteki laik iktidarlardan daha büyük bir reformcu olduğunu ortaya koyduğu ve pek çok reformun gerçekleştirildiği” kaydedildi.
“Ancak buna rağmen AB-Türkiye ilişkilerinde maalesef pek çok şeyin yokuş aşağı gitmekte olduğu” belirtilen yazıda, “buna neden olan unsurların başında reformlardaki yavaşlamanın geldiği” görüşü savunuldu. “Kıbrıs Rum tarafı ile liman ve havaalanlarının kullanımı konusundaki tartışmalara” da işaret edilen yazıda, “sonuçta müzakere sürecinde 8 başlığın dondurulmasının söz konusu olduğu, ancak AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’in sürece dair karamsarlık içinde olmadığı, pek yakında yeni bir başlıkta müzakerelere başlanacağını söylediği” belirtildi.
AB’nin genişlemeden sorumlu komiseri Olli Rehn’nin yaşanan olumsuzlukları bir tren kazası olarak görmediğini aktaran The Economist, ilişkilerde kopma olması halinde Türkiye’nin AB rotasını tamamen değiştireceği bunun ise Avrupa’nın bir Hristiyan klübu olduğu yönündeki iddiaları güçlendireceğini vurguluyor. Türkiye’nin 10 yıl içinde müzakereleri bitirebilme gibi bir seçenekle de karşı karşıya olduğununu yazan Economist, ancak mevcut ilişkilerin olumlu bir seyirde olmadığına, üyelik sürecinde olumsuz bir sonucun Kıbrıs çözümsüzlüğünü pekiştireceğini, AB içindeki Müslüman nufusu da yabancılaştıracağına dikkat çekiyor.
“Türkiye’nin bazı üye ülkelerce ortaya konulan imtiyazlı ortaklık ve benzeri önerileri şiddetle reddettiğini de” yazan Economist, “AB’yi Birlik ile en büyük ve önemli komşusu arasındaki ilişkilerin bozulmasının sonucunun felaket olacağı” konusunda uyardı.
|