ABD’de yapılan ölçümlere göre, geçtiğimiz kış, dünyada yüzyıldan uzun bir süredir yaşanan en sıcak kıştı. ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresinin internet sitesinde açıklanan ölçüm sonuçlarına göre, kayıtların tutulmaya başlandığı 1880’den bu yana, geçen Aralık-Şubat arasındaki dönem, dünyada yaşanan en sıcak kış oldu.
İnternet sitesindeki rakamlara göre, Aralık-Şubat dönemindeki ortalama sıcaklık, 20. yüzyıl ortalamasından 1,3 derece daha yüksekti. Bu sıcak kışta, ocak ayının rekor seviyede sıcak geçmesinin etkili olduğu belirtildi.
Bu hesaplamada, kara parçaları ve okyanuslar üzerindeki sıcaklık birlikte dikkate alındı.
Sıcaklıklar Avrupa, Asya, Afrika’nın batısı, Brezilya’nın güneydoğusu ve ABD’nin kuzeydoğu kesiminde ortalamanın üstünde olurken, ABD’nin orta kesimi ile Suudi Arabistan’ın bazı kesimlerinde ortalamanın altında oldu.
Ayrıca kuzey yarımkürede kış aylarında kara parçalarındaki sıcaklık rekor düzeyde yüksek olurken, okyanusların yüzeyindeki sıcaklık da 1997-98 kışından sonra en yüksek ikinci seviyede idi.
Şimdiye kadar yaşanan ikinci en sıcak kış 2004 kışı, üçüncü en sıcak kış ise 1998 kışı oldu.
En sıcak 10 kışın ise 1995’ten bu yana yaşandığı belirtildi.20. yüzyıl boyunca kara parçalarında sıcaklığın her on yılda yaklaşık 0,11 derece arttığı, ama sıcaklık artış oranının 1976’dan bu yana 3 kat büyük olduğu ve her on yıl için 0,32 derece olarak gerçekleştiği belirtildi.
KÜRESEL ISINMA
İdarenin Ulusal İklimsel Veri Merkezi yetkililerinden Jay Lawrimore ise telefonla yaptığı açıklamada, “Biz bu kışın, sera etkisi gazlarının etkisinin bir kanıtı olduğunu söylemiyoruz” dedi.
Ancak Lawrimore, kendi merkezinin çalışmalarının Hükümetlerarası İklim Değişikleri Kurulunun çalışmalarının bir parçası olduğunu belirtti.Kurul geçen ay yayınladığı raporda, iklimde değişiklik olduğunu ve insan etkinliklerinin bu değişimdeki payının kuvvetle muhtemel olduğunu belirtmişti.
Lawrimore “Dolayısıyla, bu kurulun bir parçası olarak bazı sonuçlara varıldığını ve ısınma eğiliminin kısmen sera etkisi gazlarının salınımlarının sonucu olduğunu biliyoruz. Uzun dönemli eğilimlere ve uzun dönemli değişikliklere bakarak, doğal ve insan kaynaklı iklim değişikliklerini daha iyi anlayabiliriz” dedi.
|