Avrupa Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Alman Die Welt gazetesine verdiği mülâkatta, Türkiye’nin reformların sürdürülmesinde yükümlülükler üstlendiğini ifade ederek, “Ne mutlu ki Avrupa’daki demokrasilerde seçimler vardır. Fakat seçimler ne AB’de, ne de Türkiye’de reformların gecikmesi için bir gerekçe olmalıdır” dedi.
Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Alman Die Welt gazetesine verdiği mülakatta Türkiye’nin reformların sürdürülmesinde yükümlülükler üstlendiğini söyledi.
Rehn, gazetenin konuyla ilgili sorularına verdiği cevapta şunları söyledi: “Ne mutlu ki Avrupa’daki demokrasilerde seçimler vardır. Fakat seçimler, ne AB’de ne de Türkiye’de reformların gecikmesi için bir gerekçe olmalıdır. Türkiye, reformların sürdürülmesi yükümlülüğünü üstlenmiştir. Biz bunun ne şekilde gerçekleştiğini ve özellikle düşünce özgürlüğü ve diğer temel haklar alanındaki gelişmeleri izliyoruz. Türkiye’nin, Ceza Yasası’nın 301. Maddesini değiştirmesi suretiyle düşünce özgürlüğünü garanti altına alması olumlu bir sinyal niteliği taşıyacaktır. Bu bağlamda, Türk sivil toplumunun Ermeni asıllı Türk gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesine gösterdiği tepki gayet olumluydu.”
Olli Rehn, “Türkiye ile yürütülen üyelik müzakerelerinde ne tür gelişmeler kaydedilmesini bekliyorsunuz?” sorusuna ise şu cevabı verdi: “Benim beklentim, başlıklarından bir tanesinin, öncelikle şirketler ve sanayi politikasıyla ilgili başlığın müzakeresine Mart ayında başlanılması yönündedir. Aslında, ekonomi ve para politikası, vergilendirme ve istatistik başlıklarında da müzakerelere başlayabilecek konumdayız. Almanya’nın Dönem Başkanlığı’nın Haziran ayında sona ermesine kadar dört ana başlığın görüşmelere açılmasının beklentisi içindeyim. Ankara ile yürütülen üyelik müzakereleri şu an için hızlı tren temposunda ilerlemiyor, fakat müzakere süreci üye devletlerin istekleri doğrultusunda ve Türkiye’deki reform hareketlerine destek sağlamak amacıyla canlı tutulmaya çalışılıyor.”
|