MGK eski Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, dinde reform yapılması ve din dilinin Türkçe’ye çevrilmesi gerektiğini söyledi. Kılınç, dinin “sosyal faaliyet” olarak toplum hayatında yer almasını istedi.
Can Dündar’ın NTV’de sunduğu “Onuncu yılında 28 Şubat” konulu “Neden” programına katılan emekli Orgeneral Tuncer Kılınç şunları söyledi:
“Dinin sosyal hayatta önemli bir yeri olduğunu ama dinin her şey demek olmadığını bir defa insanlarımıza anlatmamız lâzım. Türkiye’nin sıkıntısı temelde diliyle dinin dili ayrı. Türk insanı her ne kadar İslamiyet’te ruhban sınıfı yok ise de adeta dil nedeniyle bir ruhban sınıfı doğmuştur. İslamiyet’in en kutsal tarafı en yüce tarafı arada kulla tanrı arasında bir başka insanın olmamasıdır ama gelin görün ki Türkiye’de dilimiz başka, dinimizin dili başka, biz o dinin gereklerini veya içeriğini çok iyi anlayamadığımız için arada birileri insanlarımıza yardımcı oluyor.
“İrticanın kökeninde bu yatıyor. Her ne olursa olsun Türkiye öncelikle dinde reform yapmak mecburiyeti ve kendi ana diliyle eğitim yaptığı gibi dini vecibelerini kendi diliyle yapması lazım. Aksi halde biz giderek Araplaşıyoruz, özümüzü kaybediyoruz. Biz kendimizi kaybediyoruz. Türk türklüğünü yaşayamıyor. Bu bakımdan bir defa dinin rütüelleriyle, ibadetiyle, vecibeleri neyse bunu kendi dilimizle kendi yüreğimizle, beynimizle anlayarak yapmamız lazım.”
Tuncer Kılınç, şöyle devam etti:“Bunu anlamadan, etmeden bir takım dualar ediyorsunuz, bir takım rütüeller icra ediliyor, içeriğini bilmiyorsunuz. Ne dediğinizi bilmiyorsunuz, adeta işte böyle ezberletilmiş bir plak gibi kendi kendinize bir şeyler söylüyorsunuz. Türkiye’nin bundan kurtulması lazım. Bundan kurtulduğu zaman gerçek dinini başkalarının eline kalmayacak şekilde arada hacı, hoca, tarikat reisi falan filan gibi unsurlar olmadığı zaman din daha sade, herkesin kolayca anlayabileceği bir şey olacaktır, sosyal faaliyet olacaktır.” 28 Şubat’ın ilelebet yaşayacağını ileri süren Kılınç, Demokrat Parti’nin ortaya çıkışını da “gerçek karşı devrim” olduğunu sözlerine ekleyerek, “Bir devrimle bir düzen değiştirmişsiniz o devrimin bir karşı devrimi başlamış. Gerçek karşı devrim 46’dan itibaren başlamıştır” dedi.
|