Hiç kuşku yok ki demokratik süreç için aksatıcı, ayıplı yanları üzerine ciltler dolusu kitap yazılabilir 28 Şubat sürecinin. Ancak acaba yaşadığımız 28 Şubat süreci olmasaydı neler olabilirdi Türkiye’de?
Laik demokratik cumhuriyeti koruma ve kollama refleski en üst düzeyde idi. TSK içerisinde emir- komuta zinciri içinde durumdan vazife çıkarılmış, derin bir hazırlık başlatılmıştı.
Yapılan hazırlıklar, basit bir hükümet değişikliği yaratmak üzerine kurulu da değildi.
O dönem bu süreçte etkin rol oynayan bazı emekli generallerden aldığımız bilgiye göre, 27 Mayıs’ta, 12 Mart’ta ve 12 Eylül’de başarılamayanı başarmaya karar verilmişti. Sistemi tepeden tırnağa yeniden yapılandırma, her ne pahasına olursa olsun irtica tehdidini de bir daha olmayacak biçimde yok etme kararlılığı çok net ve keskindi.
Parlamentonun açık tutulmasını bırakın, yakın görünürde seçim bile düşünülmüyordu.
Yeni anayasa taslakları, Başkanlık Konseyi, Bakanlar Kurulu üyeleri ve bürokrasideki kritik makamlara kimlerin getirileceği bile taslaklar halinde hazırlanmıştı.
Yani 12 Eylül rejiminden daha ağır bir darbe rejimi...
Vatan, 1.3.2007
|