Fikri Karadağ adlı bir Emekli Albay, yurdun dört bir tarafında yandaşlarına “Bu yolda ölmek de var, öldürmek de!” diye silah üzerine yeminler ettiriyor...
Albay, “Kuvayı Milliye” derneği kurmuş: Basına yansıyan Antalya’daki yemin töreninde dini ve milli kavramları kullanarak derneğe üye yaptığı taraftarlarını ateşliyor...
Törenin yapıldığı salonda “Kuvayı Milliye asla affetmez!” pankartı dikkat çekiyor...
Emekli albay gümbür gümbür: Gelgelelim, yönettiği yemin töreni hakkında herhangi bir hukuki işlem yapılmıyor!
Söz konusu yemini varsayalım dindar bir şahsiyet ettirseydi, savcılar o zata anında “Avcılar’da inecek var!” muamelesi yaparlar; ardından da ilgili kurum ve kuruluşlar kendisine “oylum oylum, fidan boylum” kıvamında bir karşılama töreni düzenlerlerdi...
***
Eski bir TSK mensubunun “ölme ve öldürme” üzerine vatandaşlara silahla yemin ettiriyor olması bir “Gayrı Nizami Harp” antrenmanıdır!
Resmen meydan okuyan böylesine bir yeminden dolayı TSK’nın/Genelkurmay Başkanı’nın “tüyleri ürpermiş” midir, acaba?
Şunun için soruyorum: 28 Şubat döneminde meşhur olmuş bir “Tüyler Ürperten İrtica Yemini” vardı...
İlhami Soysal’ın Suriye’deki bir metinden ilhamla 1966’da Akşam gazetesi için sözlerini yazdığı bestesi askeriyeye ait (özetle “mürtecilerin ağzından çıkmış” gibi uydurulan) yemin metni 1997’de güncellenerek servise konmuştu...
Bu fabrikasyon/kurmaca yemin askerler tarafından egemen medyamıza servis edilmiş; apoletli basınımız da bu “Ürperten Yemin” haberini manşetlerine döşeyerek ortalığı kasıp kavurmuşlardı...
Kuvvet komutanları, finalde dönüp kendilerine gelen (dünyanın yuvarlak olduğuna delildir) yemini daha doğrusu “tüyler ürpertici” yeminden bahseden bu manşetleri MGK’da Refahyol’un önüne koymuşlar, “Bu ne rezalet böyle?” diyerek hükümetin boğazına sarılmışlardı...
2007’nin tepeden tırnağa gerçek Ürperten Silahlı Yemini öyle üvey falan değil; öz be öz kardeştir!
***
Fikri Karadağ’ın adı, Danıştay Provokasyonu’nun akabinde -saldırganın cebinden kartı çıkan- Vatansever Kuvvetler Güçbirliği adlı derneğin yöneticisi olarak duyulmuştu...
Emekli albay, bir dönem içinde bulunduğu VKGB’yi ele geçirmeye çalışmış, başaramayınca kendi derneğini kurmuş...
Karadağ, Danıştay tetikçisi Alparslan Arslan’la ilişkisi bağlamında gündeme gelen emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin ile ortak işlere imza atan bir portre...
Emekli Albay esip gürlediği, “öldürme yemini üzerinden şov attırdığı” basın toplantısında “Tekin’le ne işimiz olur ki?” diye yalanlamış olsa da; VKGB’nin Başkanı Taner Ünal ve Genel Sekreteri Mesut Sezer, Muzaffer Tekin’in Fikri Karadağ’a talimat verir gibi konuştuğunu, Tekin’in sık sık cep telefonuyla konuştuğu Karadağ’dan dernek faaliyetleri ile ilgili bilgi almış olduğunu hatırlatıyorlar!
Çok vahim bir husus daha var: Emekli Albay Karadağ, 13 bin 500 kişilik bir “vatan haini” listesine sahipmiş! “Öldürme yemini ettiren” albay listedekilere “hesap” soracakmış!
Sahi, bu listeyi kimler hazırladı, acaba? Adı geçen listeyi emekli albayımızın eline kimler tutuşturmuş olabilir?!
*28 Şubat’taki “İnsan Avı”nın temelini oluşturan geniş çaplı “fişlemeler” vardı, hani: O dönemin mekanizmalarınca imal edilen listelerin bir benzeriyle mi (veya güncellenen bir parçasıyla mı) karşı karşıyayız, yoksa?
Zaman, 13.2.2007
|