Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Cafer Polat, kahve, demli çay, kolalı içeceklerin halk arasında basur veya mayasıl olarak bilinen hemoroid (akan kan) hastalığına sebep olduğunu bildirdi.
Hemoroidin sık görülen bir hastalık olduğunu dile getiren Doç. Dr. Cafer Polat, uzun süreli kabızlık, ishal, lifli gıdalardan fakir beslenme, şişmanlık, gebelik, uzun süre ayakta durma veya sürekli oturmanın da hastalığın etkenlerinden olduğunu dile getirdi. Hastalığın önlenmesinde beslenme şeklinin önemine dikkat çeken Polat, kabız kalmamak için meyve, sebze, kepekli ekmek gibi posa bırakan lifli gıdaların çok tüketilmesinin gerekliliğini vurguladı. Polat, “Yine bol su ve sıvı gıdaların alınması, kabızlık yapabilen demli çay, kahve ve kolalı içecekler gibi bağırsak hareketlerini yavaşlatan içeceklerden mümkün olduğu kadar uzak durulmalıdır. Baharat, alkol, turşu, mayalı içeceklerin içinde bulunduğu tahriş edici ve acı gıdalara da yaklaşılmamalı” uyarısında bulundu.
Tercihen sabah kahvaltıdan sonra büyük abdest ihtiyacının giderilmesi gerektiğini ifade eden Polat, “Hemoroid etkenlerinden biri kabızlıktır. Kabızlığın önemli nedenlerinden biri ise günümüz sanayi toplumunda kişilerin kendilerini uyaran büyük abdest ihtiyacını baskılamaları ve ertelemeleridir. Büyük abdest ihtiyacı doğduğu zaman kişiler başlamış olan kalın bağırsak hareketlerini durdurmamak için en kısa süre içerisinde ihtiyaçlarını gidermelidir” dedi.
Hamile hastaların ise hemoroidden korunması için genelde yapılması gerekenlerin yanı sıra istirahat hallerinde yan yatar pozisyonda olmaları gerektiğini vurgulayan Polat, şunları söyledi:
“Böylece içinde bebek büyümüş rahim karın arka duvarına direkt bası uygulamayacak ve ana toplar damardan kan kalbe doğru daha kolay akacaktır. Bacaklardaki ve makattaki küçük toplardamarlarda kan göllenmesi olmayacaktır. Hemoroidde tedavi öncesi evreleme yapılır. Evre 1 ve 2’deki hastalara ilaç, evre 2-3’teki hastalara band ligasyonu, sikloroterapi, lazer veya infrared koagulasyon ile tedavi uygulanır. Evre 4’deki hastalarda ise genellikle cerrahi müdahaleye geçilir.”
|