Ümraniye Belediyesi Kültür Merkezinde düzenlenen ‘İnsanız Hak’lıyız’ seminerinde konuşan Mazlum-Der eski genel başkanı Yılmaz Ensaroğlu, insan haklarının ertelenebilir bir hak olmadığını ifade etti. Ensaroğlu, bu konuda yapılan hataların nesiller boyu yaşanacak acılara zemin hazırladığını söyledi.
Ümraniye Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘İnsanız Haklıyız’ seminerinde konuşan katılımcılar, insan haklarına daha fazla hassasiyet gösterilmesi çağrısında bulundular.
Ümraniye Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen ‘İnsanız Haklıyız’ seminerleri devam ediyor. Ümraniye Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele Mazlum-Der eski genel başkanı Yılmaz Ensaroğlu ve Sağlık Hakkı Hareketi Derneği Başkanı Mustafa Sütlaş konuşmacı olarak katıldı. Yazar Onur Yurdatapan’ın yönettiği panelde birer konuşma yapan konuklar, insan hakları konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerektiğini vurguladı. İnsan haklarının ertelenebilir bir hak olmadığının altını çizen Mazlum-Der eski genel başkanı Yılmaz Ensaroğlu, bu konuda yapılan hataların nesiller boyu yaşanacak acılara zemin hazırladığını söyledi.
İnsan haklarının üç temel sınıflandırmayla ele alındığını söyleyen Yılmaz Ensaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘İlk kuşak insan hakları söylemi, ABD ve Fransa’da yaşanan devrim hareketlerinden sonra tartışılmaya başlandı. Daha sonra, yeni hakların devlet tarafından hizmete dönüştürülmesi talebi gündeme geldi. Böylece 2. kuşak insan hakları da oluşmuş oldu. Çalışma ve sosyal güvenlik hakları, grev hakkı, sendikal haklar, işçilerin iş yerlerinin yönetimlerine katılabilmelerini sağlayan bazı haklar –bunlar maalesef bizzat bu sendikalar tarafından bile engelleniyor- öğrenim hakkı, v.s gibi haklar 2. kuşak insan haklarındandır. 3. kuşak haklar, 2. dünya savaşından sonra oluşan haklardır. Birleşme, dayanışma, hakları v.s gibi haklar bunlardandır. Bu maddelerin yasallaşma süreci devam ediyor. Temiz çevre, nükleer silâhların önlenmesi, ulusların kendi kaderlerini belirleme hakları, iletişim hakları gibi maddeler 3. kuşak hakların gündeminde yer alır. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda, insan haklarının kısıtlanmasının, insanlığın kısıtlanması olduğunu açık bir biçimde görmüş oluruz.”
|