|
|
|
Tek günlük kongreye itiraz |
AKP 2. Olağan Kongresi dün ASKİ Spor Salonu’nda yapıldı. Kongrede konuşan Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, bir günde kongre yapılmayacağını vurgulayarak, “Ancak bir günde yapılan devlet kongresi olur. Soruyorum sizlere, siz delegeler olarak MKYK ile hükümet ilişkisinden memnun musunuz?” dedi.
Partililer, sabahın erken saatlerinde, ASKİ Spor Salonu’na geniş güvenlik önlemleri altında alındı. Kongrenin, eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in cenaze töreniyle aynı güne rastlaması sebebiyle halk oyunları gösterileri iptal edildi, coşkulu şarkıların çalınmasından vazgeçildi. Kongrede, Divan Başkanlığı’na Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan, başkan yardımcılığına Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, üyeliklere Gençlik Kolları Başkanı Hakan Tütüncü, Kadın Kolları Başkanı Selma Kavaf, Batman İl Başkanı Mehmet Emin Ekmen, İzmir İl Başkanı Ali Aşlık getirildi.
Toptan'ın konuşmasının ardından kongrenin gündemine geçildi. Divan Başkanı Köksal Toptan, Atatürk ve devlet büyükleri ile eski Başbakan merhum Bülent Ecevit’in anısına salondakileri bir dakikalık saygı duruşuna dâvet etti. Daha sonra İstiklâl Marşı okundu.
Ardından, Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, partinin 3 yılı kapsayan faaliyet raporunu okudu. Faaliyet, gelir-gider ve kesin hesap raporlarının okunmasının ardından, delegelerin onayına sunuldu.
YARBAY: BİR GÜNDE KONGRE YAPILMAZ
AKP Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, faaliyet raporu üzerinde görüşlerini dile getirirken, MKYK ile hükümetin ‘’ayrı organlar olduğunu’’ belirterek, ‘’Ancak, hükümet ile MKYK arasında büyük açıklık ortaya çıkmıştır’’ dedi. MKYK’nın partiyi yaptığı işleri, gerçekleştirdiğini başarıları yeterince anlatamadığını ifade eden Yarbay, şöyle konuştu:
‘’Amacım kimseyi rencide etmek değildir. Ama, arkadaşlar bir günde kongre yapılmaz, ancak bir günde yapılan devlet kongresi olur. Soruyorum sizlere, siz delegeler olarak MKYK ile hükümet ilişkisinden memnun musunuz? Genel merkeze geldiğiniz de sorunlarınız çözülüyor mu? Hallolan sorunlar için söylemiyorum ama bardağın boş kısmının doldurulması için söylüyorum. Önümüzde AB ve Kıbrıs gibi dev sorunlar vardır. Bu sorunların tartışılacağı konuşulacağı yer, kongre olmalıdır. Konuşan, tartışan bir parti olmak zorundayız. Konuşmakla, tartışmakla birlik ve beraberiliğimiz bozulmaz. Aksi, tek düşünce, tek ses olmak bizi hedefimizden, ilkelerimizden uzaklaştırır.’’
AKP’nin uzun ömürlü olmasını ve kurumsallaşmasını istediğini belirten Yarbay, halka ve Türkiye’ye hizmet için konuşan, tartışan ama nihayetinde alınan kararlara uyan bir parti olmaları gerektiğini kaydetti. ‘’Bütün yük, genel başkanın omuzlarındadır. O sebeple de sağlığı bozuldu’’ diyen Yarbay, yüklerin paylaşılması gerektiğini özellikle Genel Başkan’ın yükünün azaltılması gerektiğini ifade etti.
TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ KABUL EDİLDİ
Kongrede, genel başkan adaylığı konusundaki tüzük değişikliği de kabul edildi. Değişikliğe göre, AKP genel başkanlığına aday olmak isteyenler, büyük kongre delegelerinin yüzde 20’sini oluşturan 280 kişinin yazılı önergesiyle aday gösterilebilecekler. ‘’Basın yoluyla incitici beyanlarda bulunanlara uyarı cezası verilmesi’’ni öngören tüzük değişikliği de benimsendi.
Kongrede, genel başkanlık için 81 il başkanı ve 353 milletvekilinin ortak önergesiyle Siirt Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan, Genel Başkanlığa aday gösterildi.
Toptan: ‘Şu çılgın Türkler’i dünyaya gösterdik
Köksal Toptan, divan başkanı seçildikten sonra partililere yönelik konuşmasında, “Aldatılmış, itilmiş, kırılmış ama döneme ve şartlara teslim olmamış büyük yürüyüşün sevgili yolcuları; yer yarılmadıkça, gök delinmedikçe sizi zaferden alıkoyacak, hiçbir güç, hiçbir kişi yoktur’’ diye seslendi. Toptan, AKP’iler olarak “hem bayrak, hem de ezan sevdalısı’’ olduklarını ifade ederek, Kopenhag Kriterlerini gerçekleştirerek, “(Şu çılgın Türkler)i tüm dünyaya gösterdik’’ dedi. Atatürk ve Nazım Hikmet’ten alıntılar da yapan Toptan, partililerin Cumhuriyetin temel değerlerine sahip çıkmaya devam edeceğini vurguladı.
26 ülkeden 56 konuk
Kongreye Avrupa Parlamentosu Liberal Grup Başkanı Graham Watson, Avrupa Halkları Partisi (EPP) Başkanı Wilfried Martens, KKTC Başbakanı ve Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer’in de aralarında bulunduğu 26 ülkeden 56 konuk katıldı. Kongreyi, ayrıca Almanya, Cezayir, Avusturya, Bosna-Hersek, Güney Afrika Cumhuriyeti, Hırvatistan, Hollanda, Irak, İngiltere, İsrail, Japonya, KKTC, Küba, Libya, Makedonya, Meksika, Sudan, Suriye, Ukrayna, Sırbistan, Lübnan ve İtalya’nın Ankara Büyükelçileri, bazı ülkelerin de büyükelçilik müsteşarları izledi. İngiltere Başbakanı Tony Blair, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Türkmenbaşı, AK Parti 2. Olağan Kongresi’ne birer kutlama mesajı gönderdiler.
|
/ ANKARA
12.11.2006
|
|
|
6 gün sonra defnedildi |
Geçen hafta Pazar gecesi vefat eden eski başbakan, CHP ve DSP’nin eski lideri Bülent Ecevit’in cenazesi, vefatının üzerinden altı gün geçtikten sonra dün düzenlenen törenlerin ardından Ankara Devlet Mezarlığında toprağa verildi. Törenlere katılanların ağzından en çok işitilen slogan, “Türkiye laiktir, laik kalacak” sloganı oldu. Bu slogan, Kocatepe Camiinde Başbakanla hükümet üyelerini protesto amacıyla da atıldı.
5 Kasım’da dolaşım ve solunum yetmezliği sebebiyle tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde (GATA) hayatını kaybeden eski Başbakan Bülent Ecevit, dün devlet töreniyle defnedildi. Kocatepe Camii’nde kılının cenaze namazı öncesi ve sonrasında bazı vatandaşlar, ‘’Türkiye laiktir laik kalacak’’ diye sloganlar attılar ve hükümet üyelerini protesto ettiler.
Bülent Ecevit için için ilk tören GATA önünde düzenlendi. Saat 8.30’da başlayan devlet törenine vatandaşların yanı sıra Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve kuvvet komutanları, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve DSP Genel Başkanı Zeki Sezer hazır bulundu. Daha sonra Ecevit’in naaşı cenaze aracıya DSP Genel Merkezi’ne götürüldü. Bülent Ecevit’in naaşı DSP Genel Merkezi’ne getirilirken yol boyunca bazı vatandaşlar tarafından ‘’Halkçı Ecevit’’, ‘’Türkiye laiktir laik kalacak’’ sloganları atıldı. Buradeki bir dakikalık saygı duruşunun ardından, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer bir anma konuşması yaptı.
Bülent Ecevit’in naaşının DSP Genel Merkezi önündeki törenin ardından TBMM’ye getirilişi sırasında Meclisteki törene de katılmak isteyen bir grup polis tarafından engellendi. Emniyet güçleriyle partililer arasında gerginlik yaşandı.
Meclis’te yapılan törende devlet erkanı hazır bulundu. Tören bitiminde devlet protokolü naaşın ardından yürüdü. Ecevit’in cenazesi buradaki törenin ardından saat 10.30’da Kocatepe Camii’ne getirildi. Havaya güvercinler uçurulurken, vatandaşlar yine ‘’Halkçı Ecevit’’, ‘’Türkiye Laiktir Laik Kalacak’’ sloganları attı ve alkışladı.
Rahşan Ecevit ile DSP Genel Başkanı Zeki Sezer protokol için hazırlanan bölümde taziyeleri kabul etti.
Camiye gelen vatandaşlar polisin oluşturduğu güvenlik noktalarından üst araması yapılarak tören alanına alındı. Törene katılan protokol (Danıştay saldırısında hayatını kaybeden hakimin cenaze töreninde olduğu gibi tacize uğramaması için) ile halkın giriş yaptığı kapı ayrıldı. Siyasiler ve törene katılacak olan protokol, güvenlik güçlerinin kordonu altında özel bir alandan camiye girdi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ve aralarında Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün de bulunduğu bazı bakanlar ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Kocatepe Camii’nde öğle namazını kıldıktan sonra cenaze namazı için avluya geçtiler. Arınç, Erdoğan ve kabine üyeleri, protokol için ayrılan bölüme geçerken avluda bulunan vatandaşlar, ‘’Türkiye laiktir laik kalacak’’ diye sloganlar attılar ve hükümet üyelerini protesto ettiler. Daha sonra cenaze namazına geçildi.
Ecevit’in cenaze namazı, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Necmettin Nursaçar tarafından kıldırıldı. Başbakan Erdoğan, cenaze namazının ardından Rahşan Ecevit’in yanına gelerek taziyelerini iletti. Namazın kılınmasından sonra vatandaşların alkışları duyuldu. Arınç, Erdoğan ve kabine üyelerinin cenaze namazının ardından camiden ayrılışı sırasında da ‘’Türkiye laiktir laik kalacak’’ sloganları atıldı. Törenlere katılan bazı kişilerin, ellerinde “Atam, izindeyiz,’’ “Laiklik adam olmaktır,’’ “Çılgın Türkler geliyor,’’ “Tehlikenin farkındayız, Lütfen irticaya haddini bildiriniz” gibi pankartlar taşıdıkları görüldü.
Ecevit’in Türk bayrağına sarılı tabutu, cenaze namazından sonra askerlerin omuzlarında cami avlusundan çıkarılarak, vatandaşların alkışları eşliğinde top arabasına konuldu.
Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile eşi Semra Sezer, TBMM Başkanı Bülent Arınç, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve diğer katılımcılar, top arabasının arkasından bir süre yürüdüler.
Kocatepe’deki törene katılan vatandaşlar da Ecevit’in defnedileceği Devlet Mezarlığına gitmek üzere Mithatpa Caddesi üzerinden yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş sırasında ‘’Türkiye laiktir laik kalacak’’, ‘’Çankaya laiktir laik kalacak’’, ‘’Halkçı Ecevit’’ ‘’Çankaya laiktir laik kalacak’’sloganları atılırken, vatandaşların Ecevit posterleri ve DSP bayrakları taşıdıkları görüldü.
Ecevit’in cenazesi, Devlet Mezarlığı’na getirilerek burada toprağa verildi.
GÜVERCİNLER HARİCİNDE ‘KUŞ UÇURTULMADI’
Cenaze töreni süresince Ankara üzerinde güvenlik güçlerine ait hava araçları haricinde uçuş yasağı getirildi. Bazı yollar da saat 07.30’dan itibaren aşamalı olarak trafiğe kapatıldı. Cenazede yaklaşık 11 bin 500 polis ile bin asker görev yaptı. Güvenliği sağlamak için Ankara dışından da takviye polis ekipleri getirildi. DSP tarafından 5 bin partili törende düzeni sağlamak üzere görevlendirildi. Bu görevliler tören sırasında ‘’mavi gömlek’’ giydi.
|
/ ANKARA
12.11.2006
|
|
|
7 yıldır prefabrikteler |
17 Ağustos ve 12 Kasım 1999’da yaşanan depremlerin ardından Düzce’de kurulan prefabrike evlerde halen 344 aile hayatlarını sürdürüyor.
Düzce’de 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinin ardından evleri yıkılan vatandaşlara Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğünce 5 bin 193 prefabrike ev tahsis edildi. Bir süre prefabrike evlerde kalan vatandaşlardan depremde evleri yıkılan hak sahipleri, daha sonra yaptırılan kalıcı deprem konutlarına taşındılar. Ancak deprem sırasında kiracı olduklarını ve bu nedenle kalıcı konutlar için hak sahibi olamadıklarını öne süren bazı aileler ise halen prefabrike konutlarda yaşamaya devam ediyorlar.
|
/ DÜZCE
12.11.2006
|
|
|
Türkiye sınıfta kaldı |
2006 Küresel İnsani Gelişme Raporu’nda, Türkiye, 177 ülke arasında 92. sırada yer aldı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu günden bugüne gelinen nokta Kemal Derviş’in başkanlığını yaptığı Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından hazırlanan 2006 Küresel İnsani Gelişme Raporu’nda, açık bir şekilde ortaya koyuluyor. Raporda, Türkiye 177 ülke arasında 92. sırayı aldı. İlk üç sırayı ise sırasıyla, Norveç, İzlanda, Avustralya paylaştı. Raporda, Barbados Adaları, Kuveyt, Urugay, Katar, Kostarika, Birleşik Arap Emirlikleri, Oman, Suudi Arabistan, Tongo, Paraguay, Fiji ve Surinam Adaları gibi bir çok ülken Türkiye’nin üstünde yer aldı. Rapor hazırlanırken, kişi başına düşen milli gelir, eğitimdeki öğrenci ve diplomalı insan sayısı, çevrenin korunması, sosyal haklar, sağlık sistemi... gibi kriterler temel olarak alınıyor.
|
/ WASHINGTON
12.11.2006
|
|
|
İnsan hakları ertelenemez |
Ümraniye Belediyesi Kültür Merkezinde düzenlenen ‘İnsanız Hak’lıyız’ seminerinde konuşan Mazlum-Der eski genel başkanı Yılmaz Ensaroğlu, insan haklarının ertelenebilir bir hak olmadığını ifade etti. Ensaroğlu, bu konuda yapılan hataların nesiller boyu yaşanacak acılara zemin hazırladığını söyledi.
Ümraniye Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘İnsanız Haklıyız’ seminerinde konuşan katılımcılar, insan haklarına daha fazla hassasiyet gösterilmesi çağrısında bulundular.
Ümraniye Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen ‘İnsanız Haklıyız’ seminerleri devam ediyor. Ümraniye Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele Mazlum-Der eski genel başkanı Yılmaz Ensaroğlu ve Sağlık Hakkı Hareketi Derneği Başkanı Mustafa Sütlaş konuşmacı olarak katıldı. Yazar Onur Yurdatapan’ın yönettiği panelde birer konuşma yapan konuklar, insan hakları konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerektiğini vurguladı. İnsan haklarının ertelenebilir bir hak olmadığının altını çizen Mazlum-Der eski genel başkanı Yılmaz Ensaroğlu, bu konuda yapılan hataların nesiller boyu yaşanacak acılara zemin hazırladığını söyledi.
İnsan haklarının üç temel sınıflandırmayla ele alındığını söyleyen Yılmaz Ensaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘İlk kuşak insan hakları söylemi, ABD ve Fransa’da yaşanan devrim hareketlerinden sonra tartışılmaya başlandı. Daha sonra, yeni hakların devlet tarafından hizmete dönüştürülmesi talebi gündeme geldi. Böylece 2. kuşak insan hakları da oluşmuş oldu. Çalışma ve sosyal güvenlik hakları, grev hakkı, sendikal haklar, işçilerin iş yerlerinin yönetimlerine katılabilmelerini sağlayan bazı haklar –bunlar maalesef bizzat bu sendikalar tarafından bile engelleniyor- öğrenim hakkı, v.s gibi haklar 2. kuşak insan haklarındandır. 3. kuşak haklar, 2. dünya savaşından sonra oluşan haklardır. Birleşme, dayanışma, hakları v.s gibi haklar bunlardandır. Bu maddelerin yasallaşma süreci devam ediyor. Temiz çevre, nükleer silâhların önlenmesi, ulusların kendi kaderlerini belirleme hakları, iletişim hakları gibi maddeler 3. kuşak hakların gündeminde yer alır. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda, insan haklarının kısıtlanmasının, insanlığın kısıtlanması olduğunu açık bir biçimde görmüş oluruz.”
|
Yeni Asya
/ İSTANBUL
12.11.2006
|
|
|
Bu kadar pervasızlık olmaz |
Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu İzmit Sabri Yalım Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde 82. haftasına giren “Başörtüsüne Özgürlük” toplantısını gerçekleştirdi.
Platform adına basın açıklaması yapan MAZLUMDER Kocaeli Şube Üyesi Tuba Bayraklı, başörtüsü yasakçılığının şekil değiştirmeye başladığını söylerdi.
Tuba Bayraklı yaptığı açıklama da şöyle dedi: “Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde perukla derslere girmeye çalışan öğrenciler bile derse alınmamaya başlandı. Okula girmek isteyen kızların saçlarının ‘peruk mu, saç mı?’ şeklinde ellenerek kontrol edilmesi aslında insan haysiyetine yapılan saldırının boyutlarının ne derecede olduğunu göstermesi açısından manidardır. “Peruğa bile tahammül edemeyen bir üniversite aslında İslâma ne denli alerjik olunduğunu göstermektedir. Bu uç örnekleri sergilemekten çekinmeyen kesimlerin nasıl bu kadar pervasız olduklarına şaşmamak mümkün değil.”
|
Yeni Asya
/ İSTANBUL
12.11.2006
|
|
|
Özeleştiriye ihtiyaç var |
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Muhammet Şevki Aydın, ‘’Biz din hizmetlerini, halkı aydınlatma görevini cami ve Kur’ân kursuyla yapıyoruz. Bu alanda kendimizi sürekli sorgulayarak, yenilemek zorundayız’’ dedi.
Aydın, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Sakarya Müftülüğünce, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Hafız Ali Üsküdarlı anısına düzenlenen ‘’3. Kur’ân ve Kıraat Sempozyumu’’nda, din hizmetlerinin, bugünün insanının ihtiyacını ne kadar karşıladığının tartışılır olduğunu söyledi.
İLAHİYAT FAKÜLTELERİ
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak din hizmetlerinin kalitesini yükseltmek için sürekli öz eleştiri yaptıklarını, ilahiyat fakültelerinin de kendini sorgulaması gerektiğini vurgulayan Aydın, ‘’Acaba ilahiyat fakültelerinde üretilen bilgi ne kadar ayakları yere basan, kullanılabilir, uygulanabilir bilgilerdir? Bu soruları da mutlaka ilahiyat fakülteleri kendilerine sormalıdır’’ dedi.
|
/ SAKARYA
12.11.2006
|
|
|
Babacan’dan Avrupa turu |
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Belçika, Fransa, Lüksemburg, İsveç ve Danimarka’yı kapsayacak beş günlük Avrupa Birliği (AB) turuna çıktı.
Babacan, Avrupa başşehirlerinde, Türkiye ekonomisi ve AB reformları konusunda, hükümet yetkililerine, siyasî partilerin yöneticilerine ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerine bilgi verecek. Alınan bilgiye göre, Brüksel’de yarın sabah, Belçika Başbakanı diplomasi danışmanı ile bir araya gelecek olan Babacan, Brüksel’de German Marshall Fund tarafından düzenlenecek Türkiye’nin AB ve ABD ile ilişkileri konulu panele, aynı gün Paris’e geçerek, burada Avrupa Konseyi Kalkınma Bankasının bir paneline katılacak. Babacan’ın, 14 Kasım Salı günü Lüksemburg’da, hükümet yetkilileri, parlamenterler ve iş adamları ile bir araya geleceği ifade ediliyor.
14 Kasım gecesi Lüksemburg’dan ayrılarak İsveç’in başşehri Stockholm’e geçecek olan Babacan’ın, burada, İsveç Başbakanı Frederik Reinfeldt, AB Bakanı Cecilia Malmström, Maliye Bakanı Anders Borg ve İsveç Ana Muhalefet Sosyal Demokrat Parti Lideri Goran Persson ile görüşmesi bekleniyor. Çarşamba gecesi Stockholm’den Danimarka’nın başşehri Kopenhag’a geçecek olan Babacan’ın, perşembe günü Kopenhag’da, Danimarka Dışişleri Bakanı, Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı, Parlamento AB Komisyonu Başkanı, Dışişleri Komisyonu Başkanı, Ana Muhalefet Partisi Lideri ve Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileriyle görüşeceği belirtiliyor. Babacan, 16 Kasım Perşembe akşamı, Kopenhag’dan ayrılarak Türkiye’ye dönecek.
|
/ ANKARA
12.11.2006
|
|
|
Şehit polis gözyaşlarıyla uğurlandı |
İstanbul’da kimlik sorduğu kişinin bıçaklı saldırısı sonucunda şehit olan polis memuru Naci Soydan’ın (22) cenazesi, memleketi Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde toprağa verildi.
İstanbul’da görev yaptığı Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğünde düzenlenen törenden sonra memleketi Kahramanmaraş’a getirilen şehit Naci Soydan için, dün sabah Elbistan Emniyet Müdürlüğünün bahçesinde tören düzenlendi. Cenaze törenine katılan şehit polisin yakınları, Naci Soydan’ın Türk bayrağına sarılı tabutuna sarılarak ağladı. Ameliyat olduğu için ayakta durmakta zorlanan baba Reşit Soydan’a, Elbistan Kaymakamı Recai Akyel ve polis memurları yardımcı oldu. Şehit polisin annesi Hatice Akyel ile 6 kız kardeşi gözyaşı döktükleri tabutun başından ayrılmak istemediler. Sinir krizi geçiren anne ve kız kardeşlerini, bayan polis memurları teselli etti. Törende daha sonra, şehit polis memuru Naci Soydan için saygı duruşunda bulunuldu. Bu sırada, ailesi şehit evlatlarına polis selâmı verdi. Konuşmalar ve duaların ardından gözyaşları içinde meslektaşlarının omuzlarına aldığı Naci Soydan’ın cenazesi, doğduğu Büyükyapalak beldesine götürüldü.
Büyükyapalak beldesinde Büyük Mezarlık’da cenaze namazının kılınmasının ardından cenaze, aile kabristanında toprağa verildi.
|
/ KAHRAMANMARAŞ
12.11.2006
|
|
|
1 saatte Alman vatandaşlığı |
Alman vatandaşlığına geçmek isteyen yabancılara uygulanacak vatandaşlık testinin, 33 sorudan oluşmasının ve bu testi çözmek için adaylara 60 dakika süre verilmesinin planlandığı belirtildi.
Der Spiegel dergisinin bugün yayımlanacak sayısındaki haberde, Federal Hükümet Göç ve Uyum Dairesinin temel vatandaşlık ve anayasa bilgileriyle ilgili 33 soruluk bir test taslağı hazırladığı kaydedildi. Almanya genelinde standart olarak uygulanması planlanan testin Çarşamba günü Nürnberg şehrinde yapılacak İçişleri Bakanları Konferansında tartışılacağı belirtildi.
Teste hazırlık için 60 saatlik bir kursun açılması ve kursa katılamayanlara yönelik kitap hazırlanması planlanıyor. Taslakta ayrıca vatandaşlığa başvuran kişilerden, yavaş konuşulması halinde bir sohbeti veya televizyon haberini anlayacak düzeyde Almanca bilmelerinin beklendiğine dikkat çekildi.
|
/ BERLİN
12.11.2006
|
|
|
İstanbul’da su kesintisi |
İSKİ’nin Zekeriyaköy su deposu devreye alınacağı için Sarıyer’in bazı semtlerine 14 Kasımda 12 saat süreyle su verilemeyecek.
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresinden (İSKİ) yapılan yazılı açıklamada, Zekeriyaköy su deposunun devreye alınması sebebiyle 14 Kasım salı günü 08.00 ile 20.00 saatleri arasında Sarıyer’in Zekeriyaköy bölgesi, KİPTAŞ Konutları, Emlak Konutları, Havantepe, Kasapçayırı ve Maden mahallelerinin üst kotlarına su verilemeyeceği bildirildi.
|
/ İSTANBUL
12.11.2006
|
|
|
Okul öncesi eğitim yetersiz |
Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayla Göksel Göçer, bugün Türkiye’de 4-6 yaş arası çocukların yüzde 21’inin eğitim kurumlarınca verilen okul öncesi eğitimden yararlanabildiğini söyledi.
Göçer, yaptığı açıklamada, AÇEV’in eğitim kurumlarınca verilen okul öncesi eğitimden yararlanma imkânı olmayan çocuklara destek verdiğini belirtti.
Göçer, yapılan bilimsel araştırmaların 0-6 yaş arası erken çocukluk eğitimi alamayan çocukların zihinsel, duygusal, sosyal ve bedensel gelişimlerinin eksik kaldığını, bu sebeple okuldaki başarılarının ve eğitim hayatını sürdürme oranlarının düşük olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Göçer, Anne Çocuk Eğitim Programı’nın, Türkiye’deki okul öncesi eğitim sorununa çözüm olarak geliştirilen, bilimsel temelli ve ev merkezli bir eğitim programı olduğunu belirtti.
|
/ GAZİANTEP
12.11.2006
|
|
|
İnsan Hakları Eğitimi Ulusal Komitesi oluşturuldu |
İnsan Hakları Üst Kuruluna bağlı olarak, İnsan Hakları Eğitimi Ulusal Komitesi oluşturuldu.
İnsan Hakları Eğitimi Ulusal Komitesi Yönetmeliği, Resmî Gazete’de yayınlandı. Yönetmelik, danışma organı olarak BM İnsan Hakları Eğitimi Dünya Programı amaçları doğrultusunda çalışmalar yapacak İnsan Hakları Eğitimi Ulusal Komitesinin oluşumu, işleyişi ve görevleriyle ilgili esasları düzenliyor. İnsan Hakları Üst Kuruluna bağlı olarak görev yapacak olan komite, Başbakanlık, Adalet, İçişleri, Dışişleri, Millî Eğitim, Sağlık, Kültür ve Turizm Bakanlıkları ile Sosyal Hizmetler Kurumu Genel Müdürlüğü ve Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünden birer temsilci, insan hakları alanında faaliyet gösteren gönüllü kuruluşlardan 6 temsilci ve bu alanda çalışmalarıyla tanınmış 5 öğretim üyesinden oluşacak.
|
/ ANKARA
12.11.2006
|
|
|
İnternet, şiddet yayıyor |
Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastahanesi Başhekimi Dr. Levent Ermete, internet ve şu anda yayınlanan birçok televizyon dizisinin gençler ve çocukları ‘’gerçek dünyayla hayal dünyasını ayırt edemez hale getirdiğini’’ bildirdi.
Ermete, Manisa’daki ‘’internet kafelere giriş yasağını’’ değerlendirdi. İnternet kullanımının, ABD ve AB’de gibi gelişmiş ülkelerde ‘’İnternet bağımlılığı sendromu’’ adıyla bir hastalık olgusu olarak tanımlandığını kaydeden Ermete, bunun sigara ve alkol gibi bağımlılık yaptığını söyledi.
Türkiye’de yeni yeni ortaya çıkan bu olgunun, etkilerinin ve sonuçlarının da görülmeye başladığını anlatan Dr. Ermete, şöyle dedi:
‘’Şu anda internet, çocuklar için en hafif deyimiyle sadece boşa zaman harcama olarak görülebilir. Ama bunun yanında internet okuldan uzaklaşmalarına, şiddete yönelmelerine ve daha da kötüsü her türlü kötü alışkanlığı kazanabilecekleri bir ortam olma özelliğine de sahiptir. Çocuklar ve gençler internete bağımlı hale geliyor. Şu anda internet bağımlılığı konusunda başvuru yapan iki, üç hastam var.’’
Manisa Valiliği’nin aldığı yasak kararını gerçekten çok yararlı ve yerinde verilmiş bir karar olarak gördüğünü bildiren Dr. Ermete, internetin çocuklara bir şey kazandırmadığını, aksine savaş ve dövüş oyunlarıyla şiddete yönelttiğini savundu.
Çocukların ve gençlerin ayrıca kumar ve cinsel muhtevalı sitelerden de kötü alışkanlıklar elde ettiklerini ifade eden Dr. Ermete, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘’İnternette her şeye çok kolay erişilebiliyor. Böyle olunca da bir sürü kötü içerikli sitelere girilip çıkılması normal hale geliyor. Ama bağımlılık başladığında, ilerleyen yıllarda artık psikolojik sorunlar da başlıyor. Bunu kimse inkâr edemez. Şu an için en büyük tehlikesi çocuklarımızı ve gençlerimizi sanal âleme alıştırmasıdır. Bunun kötülüğüyse gerçek dünyayla hayal dünyasını ayırt edemez hale getirmesidir. Bu sadece internette değil, şu anda yayınlanan diziler için de söylenebilir. Bunun sonuçlarını okulda şiddet, birbirlerine kabadayılık taslama, yaralama ve öldürmeyle sonuçlanan olaylarda görüyoruz. Sigara, uyuşturucu ve alkol kullanımı yaşlarının çok küçük yaşlara düşmesi de bunun sonucudur.’’
Sorunun yasaklarla da çözülemeyeceğini, en büyük görevin anne ve babalara düştüğünü anlatan Dr. Ermete, ailelerin çocuklarına sevgiyle yaklaşmasını teklif etti.
Dr. Ermete, ‘’Çocuklarınızı okulda, dershanede kontrol altında tutun. Öğretmenleriyle diyalog halinde bulunun. Kimlerle arkadaşlık yapıyor, internet ortamında kaç dakika bulunuyor sürekli bu konuda takip edin’’ diye konuştu.
|
/ MANİSA
12.11.2006
|
|
|
|