Genelkurmay Başkanı nezdinde TSK açıkça siyaset yapmaya başladı!
(...)
Önce bir STK’yı eleştirerek bir ilke imza atan Genelkurmay Başkanı, şimdi de bir muhalefet partisini eleştirerek başka bir ilke daha imza attı.
Denecektir ki, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın “Benim dönemimde asker konuşamaz” demesi cevap hakkı doğurmuştur. Buna tepki vermek isteyecek TSK adına konuşacak tek kişi ise TSK’nın bağlı olduğu Başbakan’dır. Kaldı ki, Ağar’ın konuşmasında muhatap da Başbakan’dır. Gönül isterdi ki Genelkurmay Başkanı, hassasiyetini bağlı olduğu Başbakan’a bildirsin, Ağar’a cevabı o versin.
Öte yandan; Mehmet Ağar istemiyor ama bir siyasetçinin genel af istemesi onun demokratik hakkıdır. Buna karar verecek tek merci de TBMM’dir. PKK’ya af istemenin değerlendirmesini yapacak makam da millettir.
Genelkurmay Başkanı, kurumunun canını verdiği bu çok hassas konuda görüş belirtme hakkına muhakkak ki sahiptir. Ama, bunun muhatabı bir muhalefet lideri değildir.
Cumartesi analarının belirli kuruluşlarca kullanıldığı zehabı bende de var. Ama ana anadır! Ana kutsaldır. Hele hele bir ana, evladının suçu nedeniyle töhmet altına alınamaz. Keşke Genelkurmay Başkanı, Ağar’ı yermek uğruna onları incitmese idi!
Ağar’ın bütün anaları kucaklaması ise ülkenin tansiyonunu indirecek en doğru yaklaşımdır.
(...)
TSK, içte ve dışta haklı/haksız eleştiriler aldığı için rahatsız oluyor.
Ama liderlik zor zamanların mesleğidir. TSK’nın bu dönemde her zamankinden daha fazla dikkatli olması gerekir!
Hürriyet, 17.10.2006
|