NOAM Chomsky ve Joost Lagendijk. İlki dünyanın önde gelen, var olan sistemi eleştiren düşünürlerinden biri. Diğeri Türkiye-Avrupa Parlamentosu Karma Komisyon Eş Başkanı.
Türkler için açılan davalar yetmiyor. Bu iki yabancı hakkında da, Türklüğe hakaretten, TCK 301’den soruşturma açılıyor.
Türkiye’yi AB gözünde “Bunlar asla Avrupalı olamaz” yargısını perçinleyen tutumun kaynağında, 301 yatıyor.
O tuhaf tutum devam ediyor. TBMM, AB uyum paketi için olağanüstü toplanıyor.
Ancak, AB’nin düzeltilmesini istediği ve düşünce özgürlüğüne aykırı bulduğu 301 ile ilgili olarak, AKP kılını kıpardatmıyor.
Çünkü, AKP’nin Batı anlamında bir demokrasiyle uzak-yakın ilgisi yok.
Göstermelik bir takım adımlar.
İKİ BUÇUK BAKAN
Adına demokratikleşme ya da uyum paketleri denilen, kağıt üstünde de olsa, Türkiye’yi Batı’ya biraz olsun yaklaştıran bu yasal değişikliklere, asıl direnme AKP Hükümetinin içinden geliyor.
İki buçuk bakan hariç. Abdullah Gül ile Ali Babacan, buçuk da, yani her zaman değil, Mehmet Aydın.
AKP’ye Batı zihniyetini, Batı anlayışını, Batı kültürünü anlatmak, deveye hendek atlatmak gibi. Anlatmak zor, çünkü düşünce dünyaları buna uygun değil.
AB KARŞITLARI
Avrupa’da Türkiye’yi AB içinde görmek istemeyen önemli bir gurup var. Türkiye bunlara sürekli malzeme taşımakla meşgul.
Türkiye’ye karşı kullandıkları kozların başında, AKP’nin 301’de ısrarı geliyor. O yabancılara göre:
“Türkiye Aydınlanma Çağını yaşamadı, Rönesans’tan geçmedi. Kağıt üstünde ne kadar reform yaparsa yapsın, Avrupa değerlerini paylaşmasını bilmiyor. O zihniyete uzak. 301’de ısrar, bu uzaklığın önemli kanıtı. Avrupa değerlerini kavrayamadığı için, biz Türkiye’nin AB üyeliğine karşıyız.”
İKİ SAKINCA
Kaldı ki, sadece 301 değil. 277, 278 ve 305. maddeler de, yine Batı Hukukuna uzaklığı içeriyor. Yargıyı etkileme ile yabancılar hesabına çalışmak.
Hele de, 305’in bir gerekçesi var ki, örneğin, “Kıbrıs’tan asker çekilsin” demek bile, yabancılar hesabına çalışmak anlamına geliyor. Neyse ki, sonradan çıkartılıyor.
Yargının etkilenmesi. Hayır, mahkeme kapısında birkaç kişinin tepkisi ya da o konuyla ilgili yazılan bir yazı değil. AB, doğrudan doğruya hükümetin yargıyı etkilediği inancında.
Ayrıca, Batı zihniyetine göre, 301 iki sakınca içeriyor. İlki, yargı yoluyla taciz.
Bir kişi hakkında, bu nedenlerle dava açmak bile, sonuçta beraat etse bile, tacize giriyor. Çünkü sonuçta, yargılanan düşünce.
İkincisi, ayrımcılık. 301’den ilk ceza gören Hrant Dink. Bir Ermeni yurtdaşımız. Batılılar, “bu tesadüf değil” diye bakıyorlar. Bir de, 301’in pratiği, Adalet Bakanı Cemil çiçek’e göre, “içtihat oluşturacak” ya, içtihata adım yabancılara uygulamayla atılıyor.
AKP ile Avrupa. O kadar uzak, o kadar yüksek dağların ardında ki, AKP’nin ne aklı, ne nefesi buna uygun.
Hürriyet, 20.9.2006
|