Türk geleneklerinde önemli bir yeri olan, “imrenilen yiyeceklerden görenlere pay verilmesi” anlamına gelen “göz hakkı” uygulaması, Anadolu’da esnaf tarafından sürdürülüyor.
Dededen kalma imalathanelerin işletmecilerince yaşatılan uygulamanın erozyona uğratılmadan gelecek nesillere aktarılması için duyarlı olunması ve konuya hak ettiği önemin verilmesi gerektiği belirtildi.
Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslâm Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Ateş, ‘’göz hakkı’’ uygulamasının Türk geleneği ve İslâm dininde önemli bir yerinin olduğunu ifade ederek, ‘’Bu bir kültürdür, kültürümüzü yaşatmalı, erozyona uğramasına karşı çıkmalı, bu konuda özenli olmalı ve çaba göstermeliyiz’’ dedi. Ateş, ‘’göz hakkı’’nın özellikle bahçelerdeki meyveler ve gelip-geçenlerin görebileceği ürünlerin ‘’az da olsa ikram edilmesi’’ veya ‘’o anda satın alıp yeme imkânı olmayan kişilerin canının çekmesinin giderilmesi’’ sonucunu doğuran güzel bir yaklaşım olduğunu söyledi.
Sahibinin, rızası ve izni olmadan bir başkasının malından veya ürününden herhangi bir şey alıp yemenin İslâmî açıdan haram olduğuna dikkati çeken Ateş, şöyle konuştu: ‘’Ancak, bu uygulama vicdanî, ahlâkî, kültürel boyutu olan bir görevdir. Halkın gelip geçtiği yerlerde bahçesi, bağı, tarlası olanlar, yiyecek satanlar, Allah’ın rızası ve hoşnutluğunu kazanmak için, bu mallarından gelip geçenlere hediye niteliğinde ikram edebilir, etmelidir, sevaptır.’’
|