|
|
|
Ormanlar yanmaya devam ediyor |
Amasya-Taşova Karayolu’nun 20. kilometresinde Kışlacık Köyü civarında bulunan ormanlık alanda çıkan yangın, gece boyunca devam etti. Yangında, çam ağaçlarından oluşan yaklaşık 100 dönümlük ormanlık alan ve tarlalar tamamen yanarak kül oldu.
Çevredeki yerleşim birimlerinden gelen itfaiye ekiplerinin müdahale ettiği yangın, arazi şartları sebebiyle söndürme çalışmaları yapanlara zor anlar yaşattı. Yangın uzun süren uğraşların ardından kontrol altına alındı.
Bu arada Çevre ve Orman Bakanlığı, Bolu Mudurnu’daki orman yangınının 80 hektarlık alanda etkili olduğunu ve etrafının çevrilerek büyük ölçüde kontrol altına alındığını bildirdi.
HELİKOPTER DÜŞTÜ
Antalya’nın Kaş ilçesindeki orman yangınını söndürme ve soğutma çalışmalarına katılan Orman Genel Müdürlüğü’ne ait Kamof-32 tipi söndürme helikopteri, Kaş ilçesine bağlı Gömbe beldesi yakınlarındaki, Çayboğazı Barajı’ndan su alırken düştü. Orman Bölge Müdürü Ahmet Gedikağaoğlu yaptığı açıklamada, ‘’Helikopterin düştüğünü öğrendik. Pilotlar sağ salim kurtulmuşlar’’ dedi.
|
/ AMASYA
29.08.2006
|
|
|
FT: Karşılıklı anlayışsızlık var |
İngiliz The Financial Times gazetesi Brüksel ile Ankara arasında yaşanan karşılıklı anlayışsızlık sebebiyle uyum sürecinde zorlukların başgösterdiğini yazdı. Vincent Bolant imzalı yazıda, Fransa ve Avusturya gibi bazı üye ülkelerin Ankara’nın üyeliğine karşı çıkması sonucu iki tarafın da “sürece hız kazandırmak için görüşme yapmaya isteksiz” olduğu belirtildi. Gazeteye konuşan Ankara’daki bir AB diplomatı ise, hükümet içinde “şaşırtıcı derecede bir ilgisizlik” olduğunu yorumunda bulundu.
İngiliz The Financial Times (FT) gazetesi Brüksel ile Ankara arasında yaşanan karşılıklı kavrayamama sebebiyle uyum sürecinde zorlukların başgösterdiği yorumuna yer verdi.
Vincent Bolant imzalı yazıda, bazı üye ülkeler Ankara’nın üyeliğine karşı tutumlarını sürdürürken, Türk halkının da şevkini kaybetmeye başladığına işaret edildi. Boland, Ankara-Brüksel ilişkilerinde son dönemde yaşanan zorlukların bir sembolü olarak, İstanbul’daki AB Bilgi Merkezi’ne dikkat çekti. Merkezi, ikinci el giysilerin satıldığı bir dükkâna benzeten Boland, merkezin üzerindeki AB ambleminde yer alan yıldızlardan birinin düşmek üzere olduğunu ve kimsenin bilgi almak için başvurmadığı da kaydetti. Görüşlerine yer verilen AB uzmanı Cengiz Aktar, “AB’nin bu kirli ve kötü boyanmış bina ile temsil edilmesi dehşet verici” ifadesinde bulundu. Financial Times’a göre, AB Bilgi Merkezi’nin bu bakımsız görüntüsü, Türkiye ile AB arasındaki daha büyük sorunların çarpıcı bir örneği.
Yazıda, Türkiye’de seçimlerin yaklaşması ile Avrupa Birliği’ndeki (AB) bazı üyelerin Ankara’nın üyeliğine karşı çıkması sonucu iki tarafından “neredeyse her konuda çıkmaz içine girdi ve sürece hız kazandırmak için görüşme yapmaya isteksiz” olduğunu belirtildi. Gazeteye konuşan Ankara’daki bir AB diplomati, hükümet içinde “şaşırtıcı derecede bir ilgisizlik” olduğunu yorumunda bulundu. FT, Ankara’nın Brüksel’e karşı sertleşen tavrının “Kıbrıs konusunda daha fazla ödün vermemesi ve insan haklarını geliştirmek için reform yapmamada” görüldüğünü yazdı. Gazete ayrıca Türklerin AB üyeliğine verdiği desteğinde 2 yıl içinde yüzde 75’ten yüzde 50 civarına düştüğünü kaydetti. İngiliz gazetesi, azalan bu desteğin AB’nin Kıbrıs konusunda verdiği sözleri tutmasına bağlandığını yazdı. Gazete Kıbrıs’ın yanı sıra azalan desteğin bazı AB üyelerinin Türkiye’nin üyeliğin açıkça karşı çıkmasının da bağlandığını kaydetti. Türkiye’nin AB Başmüzakerecisi Devlet Bakanı Ali Babacan’ın Brüksel’e yeterince zaman ayırmadığı eleştirilerine yer veren Financial Times, özellikle Fransa ve Avusturya gibi ülkelerin muhalefetinin de Türkiye’nin işini zorlaştırdığını hatırlattı.
|
/ LONDRA
29.08.2006
|
|
|
Okul yükü ağır |
Okulların yeni eğitim-öğretim yılının açılması yaklaşırken, velilerin çocuklarının eğitimine harcayacağı para da gündeme taşındı. Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, 2006-2007 eğitim-öğretim yılında velilerin devlet okullarında yapacağı ortalama eğitim harcamalarının 2 bin 258 YTL olacağını belirterek, “devlet okullarında eğitim-öğretimin tamamen paralı hale getirildiğini’’ savundu.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, velilerin, çocuklarını okutabilmek için bütçelerine göre çok yüksek rakamlarla harcama yapmak zorunda bırakıldığını ifade etti. Dinçer, Eğitim-Sen Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, okullara kayıtların başlamasıyla birlikte milyonlarca öğrenci velisini, yapacakları eğitim harcamaları dolayısıyla ‘’acı bir telaşın’’ sardığını savundu.
Dinçer, ‘’Her geçen yıl bir önceki yıla göre daha da artan eğitim harcamaları, bu yıl velilerin ekonomik gücünü oldukça zorlayacak gibi görünüyor’’ dedi.
2006-2007 eğitim-öğretim yılında velilerin devlet okullarında yapacağı ortalama eğitim harcamalarının 2 bin 258 YTL olacağını ileri süren Dinçer, ‘’Eğitim hakkının bir hak olmaktan çıkıp, parası olanın yararlanabildiği bir fırsat haline dönüştüğünün en açık göstergesi, öğrenci velilerinin her yıl çocukları için yapmak zorunda oldukları eğitim harcamalarıdır’’ diye konuştu.
Dinçer, Eğitim Sen’in, Türkiye’nin 15 ilini baz alarak yaptığı araştırma sonuçlarının, ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerinden, katkı payı adı altında 190 Milyon YTL’nin üzerinde para toplandığını ortaya çıkardığını savunan Dinçer, ‘’Yoksulluğun, işsizliğin ve gelir adaletsizliğinin son derece yoğun olduğu ülkemizde, Anayasada ve pek çok uluslar arası sözleşmede (eğitim öğretim devlet okullarında parasızdır) ifadesi yer almasına karşın, binlerce okulda, bizzat Anayasa suçu işlenerek, öğrencilerimizden katkı payı adı altında para toplanmaktadır’’ dedi.
Dinçer, ‘’devlet okullarında eğitim-öğretimin tamamen paralı hale getirildiğini’’ öne sürerek, ‘’Eğitim sistemi, her geçen yıl daha fazla oranda piyasacı ve ticarî bir anlayış ile kuşatılırken, veliler çocuklarını okutabilmek için bütçelerine göre çok yüksek rakamlarla harcama yapmak zorunda bırakılmaktadır’’ dedi.
|
/ ANKARA
29.08.2006
|
|
|
17 bin yeni öğretmen alınacak |
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) öğretmen atamalarını bugün gerçekleştirecek. MEB, öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere ilk atama yoluyla 9 bin 800, açıktan ve açıktan ilk atama yoluyla 150 ve kurumlar arası ilk ve yeniden atama yoluyla 50 olmak üzere toplam 10 bin kadrolu öğretmen alacak. Ayrıca 7 bin kişi de "sözleşmeli öğretmen" olarak görevlendirilecek.
Başvurusu kabul edilen adaylar, başvurdukları branşlara ve KPSS puan üstünlüğüne göre bilgisayar kurasıyla atanacak. Atamalar, bugün MEB Başöğretmen Salonu’nda saat 10.00’da Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in katılımıyla gerçekleştirilecek.
Adaylar, atama sonuçlarını MEB’in "www.meb.gov.tr" adresli internet sitesinden öğrenebilecekler. Atanan öğretmenler 1 Eylül 2006 tarihinden itibaren göreve başlayacaklar.
|
Recep GÖREN
/ ANKARA
29.08.2006
|
|
|
Ücretsiz ders kitapları hazır |
Millî Eğitim Bakanlığı, bu yıl ortaöğretimi de ücretsiz ders kitabı uygulamasına dahil ederek toplam 140 milyona yakın ücretsiz ders kitabı dağıtacak.
Öğrencilerin 18 Eylül’de ders kitaplarını eksiksiz olarak masaları başında bulması için Ankara Hasanoğlan’daki MEB Devlet Kitapları Döner Sermayesi Genel Müdürlüğü Tesisleri’ndeki hummalı çalışmalar ise tam gaz devam ediyor.
Okulların açılması yaklaşırken Millî Eğitim Bakanlığı da çalışma temposunu arttırdı. Çalışma temposunun en fazla arttığı yerlerden birisi de İstanbul’dan bu yıl ortalarında Ankara Hasanoğlan’a taşınan Devlet Kitapları Döner Sermayesi Genel Müdürlüğü. Genel Müdürlüğe her gün onlarca kamyon giriş yapıyor ve yükledikleri kitapları Anadolu’nun değişik yerlerine götürüyor. Öğrencilerin kitapları 18 Eylül’de masaları başında bulması için görevliler ve özel yayıncılar canla başla çalışmalarını sürdürüyor.
|
/ ANKARA
29.08.2006
|
|
|
Velilere okul taşıtı uyarısı |
Okulların açılmasına sayılı günler kala emniyet, velileri okul taşıtları konusunda uyardı.
Servis araçlarının okulların açılmasından önce seçilmesini tavsiye eden polis; “Eğer okulumuz evimize uzaksa ya da birkaç araç değiştirmemiz gerekiyorsa bir çoğumuz okula kadar servis araçları ile gidip dönmeyi yeğliyoruz. Kesinlikle okul servis araçlarında ayakta yolculuk edilemez” uyarısında bulunuyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü, servis araçlarının yalnızca çocukların değil yetişkinlerin de işini kolaylaştırdığını, servis araçlarının ancak doğru şekilde kullanılması halinde fayda getireceğini bildirdi.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün resmî internet sitesinde yapılan açıklamada velilere, öğrencilerini okula göndermek için mutlaka ‘Okul taşıtı’ ibaresi olan servis araçlarını tercih etmeleri gerektiği vurgulandı.
|
/ BURSA
29.08.2006
|
|
|
Orman yangınlarına ‘su havuzu’ çözümü |
Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) Başkanı Oktay Varlıer, Orman Bakanlığı’nın, helikopterlerin yangınlara anında müdahale edebilmesi için kısa mesafeden su alıp götürmesine imkân sağlayacak, orman kenarlarına su havuzları yapılması çalışmasına, başlatacakları kampanya ile destek olacaklarını söyledi.
Yangına hemen müdahalenin önemli olduğunu vurgulayan Varlıer, şunları kaydetti: “Orman yangınlarına müdahalede bulunan uçak ve helikopterler yaklaşık 2,5-3 ton su alıyor ve yangın yerine boşaltıyor. Helikopter bu suyu denizden, gölden, su havzasından alıyor. Eğer orman denizin, gölün kenarında ise mesele yok ama su havzası ormanın kenarında değilse helikopter belirli bir mesafeyi aşmak zorunda kalıyor. Oysa ilk yarım saat orman yangınında çok önemli. Helikopterlerin yakın mesafeden su alabilmesi için şimdiye kadar Orman Bakanlığı 200 civarında su havuzu yapmış. Havuzların her biri 400-450 ton su alıyor. İşadamları, turizmciler olarak bunları artıralım. Benim hedefim en az 20 havuz yaptırabilmek. Daha çok havuz yapılması lâzım.’’
|
/ İSTANBUL
29.08.2006
|
|
|
KPDS için başvurular başladı |
Yabancı dil tazminatı almak isteyen kamu personeli ve yabancı dil bilgisi seviyesini tespit ettirmek isteyenlere yönelik Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı’na (KPDS) başvuru süresi bugün başladı.
Sınava, yabancı dil tazminatından yararlanmak isteyen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu (aylıklarını bu kanunun ek geçici maddelerine göre alanlar dahil), 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu, 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu’na göre çalışanlarla kadro karşılığı sözleşmeli personel ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 3/C maddesine tabi sözleşmeli personel katılabilecek. Diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personel de bu sınava katılabilecek. Kamu kurum ve kuruluşlarınca yurt dışı teşkilâtında sürekli göreve atanacak memurlar ile diğer görevlilerin de bu sınava girmesi gerekiyor.
|
/ ANKARA
29.08.2006
|
|
|
‘Orman yangınlarını Meclis araştırsın’ |
CHP, son günlerde artan orman yangınlarının sebeplerinin, alınan tedbirlerin yeterliliğin, can ve mal kayıplarının büyüklüğünün araştırılması amacıyla meclis araştırması açılmasını istedi.
CHP İzmir Milletvekili Erdal Karademir imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulan önergede, orman yangınlarının her yıl binlerce hektar orman varlığının, yaban hayatının, biyoçeşitliliğin yok olmasına ve can kayıplarına sebep olduğu bildirildi. Yaklaşık 10 gündür bir çok bölgeye sıçrayan orman yangınlarının ve bu yangınların hâlâ söndürülememiş olmasının, ülke kamuoyunu tedirgin ettiği ifade edilen önergede, orman yangınlarının çıkış seseplerinin araştırılması, alınan tedbirlerin yeterliliğinin ve bugüne kadarki can kayıplarının sorgulanmasının yanında, yönetimden kaynaklanan zafiyetlerin bulunup bulunmadığı konusunda bazı sorulara cevap aranması gerektiği belirtildi. Önergede yer alan sorulardan bazıları şöyle:
‘’Orman koruma faaliyetinde işlendirilen personel sayınız ne kadardır, bu sayı yeterli midir? Orman yangınları konusunda eğitim almayan çalışanların, orman yangınlarında görevlendirildiği iddiaları doğru mudur? Orman yangınları artışının, 2003 yılından bu yana, Bakanlığınıza bağlı tüm genel müdürlüklerdeki yönetici konumundaki görevlilerin tamamının değiştirilerek, yerine orman yangınları konusunda deneyimli olmayan kişilerin getirilmiş olmasından ve dolayısıyla Bakanlığın yönetim zafiyetinden kaynaklandığı yönündeki iddialar doğru mudur? Orman koruma faaliyetlerini yürüten teknik eleman ve orman muhafaza memuru sayısının önemli oranda düşürülmesi, orman yangınlarının çıkışında etkili olmuş mudur? Bakanlığın, yangın mevsimi gelmeden gerekli ya da yeterli önlemleri almadığı yolundaki bilgiler ve iddialar doğru mudur? Daha önce uygulamada olan büyük orman yangınlarında askerî uçakların kullanımı neden uygulamadan kaldırıldı, askeriyeye ait C-130 uçaklarının tekrar kullanımı mümkün değil mi?’’
|
/ ANKARA
29.08.2006
|
|
|
Önce, İsrail’den hesap sorulsun |
Lübnan’a Barış Gücü gönderilmesi ile ilgili Yeni Asya’nın sorularını cevaplandıran AKP Adana Milletvekili Abdullah Çalışkan, Türkiye’nin bir yaptırım gücü varsa, Birleşmiş Milletler de (BM) bunu istiyorsa öncelikle bölgede yangını çıkaran, katliâm yapanlarla ilgili girişimde bulunulması gerektiğini belirtti.
Çalışkan, “Gönderilecek olan Barış Gücü değil. Bu kelime aldatmasın insanları. Tamamen İsrail’in hedeflerini gerçekleştirmek için bölgeye gönderiliyor” dedi.
Cumhurbaşkanın açıklaması Lübnan’a asker gönderme konusunda Meclis’teki sonucu etkiler mi?
Her şey şu anda muallakta. Meclis açılmadığı için milletvekili arkadaşlarımızın düşüncelerinin nasıl şekillendiğini kestirmek zor. Henüz hükümetin bunu Meclis’e getirip getirmeyeceği konusunda da net bir bilgi yok. 1701 sayılı kararın ağır şartlar taşımasından dolayı endişeler var. Dolayısıyla tablo henüz netleşmiş değil.
Sizin asker göndermede karşı çıkma gerekçeniz nedir?
Benim argümanlarım cumhurbaşkanından çok farklı. Oradaki hesap küçük İsrail’in Lübnan’ı veya Filistin’i işgali değil. Esas orada Amerika’nın Afganistan ve Irak’tan sonra üçüncü paylaşım savaşını başlatma hadisesidir. Hesabın başında Büyük İsrail olan Amerika var. Bu oyunu görmeden “oraya asker gönderelim” diyemeyiz. İnsanî amaçlı yardımı zaten halkımız yapıyor. İkincisi, Türkiye bölgede İsrail’den yana taraf bir ülkedir.
Nasıl bir taraflık bu?
İsrail’le yapılmış stratejik askerî eğitim işbirliği anlaşması var. Türkiye’nin bundan dolayı İsrail’den yana bir tavrı var. Öncelikle İsrail’le yapılan bu anlaşma iptal edilmeli. Türkiye iptal edecek ki tarafsız konuma gelsin ve Barış Gücü’ne asker göndersin. Ayrıca 1701 sayılı BM kararı tamamen İsrail’den yana. İsrail’in çıkarlarını koruyan, Hizbullah’ın silâhsızlandırılmasına yönelik bir karar. Ve de işin enteresan yönü Türkiye’nin asker göndermesini İsrail ve Amerika istiyor. Bu da manidar. Bunun üzerinde de düşünmek gerekir.
Ne gibi amaçları olabilir?
Amaçları belli yüz yıl önce Araplarla Türkler nasıl Birinci Dünya Savaşı öncesi birbirine düşman olmuşlarsa bunu tekrarlamak. Biz Müslümanlar arasındaki bu barışın tekrar sağlanması konusunda büyük çaba sarf ettik. 1 Mart tezkeresiyle bu amaçlarına erişemediler. Şimdi tekrar bu amaçla Türkiye’yi bölgeye çağırmak istiyorlar.
İsrail’in yaptığı haksızlık hiç sorgulanmadan Barış Gücü’nün gönderilmesi ne kadar doğru?
Burada zaten bize itfaiye görevi veriyorlar. Eğer Türkiye’nin de bir yaptırım gücü varsa, BM de bunu istiyorsa öncelikle bölgede yangını çıkaran, katliâm yapanlarla ilgili girişimde bulunulmalı. Birinci şart katliâm sorumlusu, savaş suçlusu olarak İsrail Başbakanı Olmert ve Genelkurmay Başkanının yargılanmasını sağlamaktır. İsrail’in şartsız bir şekilde Lübnan ve Filistin topraklarını terk etmesidir. Bu şartlar gerçekleşmeden Barış Gücü göndermenin bir anlamı yok zaten. Gönderilecek olan Barış Gücü değil. Bu kelime aldatmasın insanları. Tamamen İsrail’in hedeflerini gerçekleştirmek için bölgeye gönderiliyor.
Hizbullah’ın silahsızlandırılması gibi bir amacın olmadığı şeklinde açıklama yapılıyor. Bu sizi tatmin ediyor mu?
Bugüne kadar İsrail resmî Arap ordularını hep mağlûp etti. İlk defa bir direniş örgütü karşısında mağlûbiyeti tattı. Hizbullah’ın bu şekildeki galibiyeti emperyalistler tarafından bütün Arap ülkelerinde bir model teşkil etme konusunda endişe uyandırdı. Onun için ateşkes apar topar sağlandı. Gün geçtikçe Hizbullah daha güçleniyor ve diğer Müslüman ülkelerde büyük bir sinerji oluşturuyordu. Korkuları buydu. BM’nin kararına Hizbullah’ın silâhsızlandırma şartını koydular. Bu nedenlerden dolayı Türk askerinin orda bulunmasının şu aşamada hiçbir anlamı yok. Bu tamamen Amerika-İngiltere ve İsrail şeytan üçlüsünün amaçları doğrultusunda Türk askerinin kullanılması demek.
İsrail’in İran’la muhtemel bir savaşı yönetecek komutanı atadığı haberlerini nasıl yorumluyorsunuz?
Hedef Lübnan’dan ziyade Suriye ve İran. Bir şekilde Türkiye’nin güneyi tamamen kuşatılmış olacak. Daha ilerisi burada esas hesap Türkiye üzerine. Amerika Türkiye’nin kuzeyinde Bulgaristan ve Romanya’da üst kurmuş vaziyette. Gürcistan’da aynı şekilde. Azerbaycan’da bu hazırlığı var. Zaten savaş gemilerini Karadeniz’e getirmek gibi hesapları var. Türkiye dört bir taraftan kuşatılmış olacak. Bütün bu oyunu görmeden “biz Lübnan’a asker gönderelim” gibi Türkiye’yi ateşe atmanın ve özellikle Amerika-İngiltere ve İsrail’in amaçlarına hizmet etmekten başka bir gerekçe olamaz.
|
Kemal BENEK
29.08.2006
|
|
|
Şener: Kayıtsız kalamayız |
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Lübnan’a asker gönderilmesi konusunda Türkiye’nin yakın bölgesinde cereyan eden bir hadiseye kayıtsız kalamayacağını söyledi.
Bakan Şener, tatil dönüşü Bursa’nın İnegöl ilçesinde, verdiği molada, gazetecilerin ‘’Cumhurbaşkanı Sezer’in Lübnan’a asker gönderilmesine karşı olduğunu’’ hatırlatması üzerine, şunları söyledi: ‘’Lübnan’a asker gönderilmesi durumu farklı ortamlarda değişik değerlendirmelere konu oluyor. ‘Bu ülke için Türkiye için ne yaparsak daha iyi olur, Türkiye’nin uluslar arası prestiji açısından nasıl davranılması, hangi kararın alınması gerekir?’ bu araştırılıyor. Farklı düşünceler, yaklaşım tarzları içinde Türkiye bir hukuk devletidir, kararı verecek olan da TBMM’dir, bu yüzden olayı bu çerçeve içerisinde değerlendirmek gerekir.’’ ‘’Sizin şahsî fikriniz nedir?’’ sorusuna ise Şener, ‘’Bu konuda mutlak bir karar ve düşünceyle değerlendirme yapmak yerinde olmayabilir, önce ayrıntısının önümüze gelmesi lâzım. Türkiye’nin yakın bölgesinde cereyan eden bir hadiseye kayıtsız kalamayacağı, insanî nedenlerle ilgi duyacağı açık ve nettir’’ cevabını verdi.
|
/ İNEGÖL
29.08.2006
|
|
|
Marmaris'te 3 patlama: 21 yaralı |
Muğla’nın Marmaris ilçesinde, biri minibüste ve 2’si çöp kutusunda olmak üzere 3 ayrı yerde meydana gelen patlamalar sonucu 10 İngiliz turist ile 11 Türk vatandaşının yaralandığı bildirildi.
Alınan bilgilere göre, Marmaris’te saat 24:00 civarında bir minibüste ve 2 çöp kutusunda ard arda patlamalar meydana geldi. Patlamalar sebebiyle 10’u İngiliz turist olmak üzere 21 kişi çeşitli yerlerinden yaralandılar. Yaralanan İngiliz turistlerin isimleri şöyle: “Alex Bedford, Master Louis ve Suzanne Becford, Janet Hughes, Kevin ve Jenifer Smıth, Master Adam Pond, Katherin Urry, Mart Stringer, Dorothy Huger’’ Patlamalarda, “Seval Gözüaçık ile Özgür Ateş, Sebahat, Erdinç ve Rüzgar Kıvılcım Fırat, Yunus İnan, Ayten Dili, Ali Sarıdüz, Caner Çelik’’ de yaralandı. Yaralılardan 2’sinin isimleri ise henüz belirlenemedi. Yaralıların hayati tehlikeleri bulunmadığı öğrenildi. Yetkililer, patlamaların nedenlerinin araştırıldığını kaydettiler. Patlamalar sonrasında, Muğla Emniyet Müdürü Mehmet Emin Körpe de Marmaris’e gelerek incelemelerde bulundu. Bu arada, polis ve jandarma ekipleri ilçenin giriş ve çıkışlarında denetimlerini sıkılaştırdılar.
|
/ MARMARİS
29.08.2006
|
|
|
Hisarcıklıoğlu: Yanı başımızdaki trajediye sessiz kalamayız |
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ‘’Türkiye yanı başında yaşanan insani trajedinin derinleşip bölgesel bir felakete dönüşmesinin engellenmesine, Lübnan’ın yeniden imarına yönelik girişimlere kayıtsız kalamaz’’ dedi.
Hisarcıklıoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Lübnan’da bir süreden beri devam eden trajik gelişmelerin dünyada ve Türkiye’de kaygı ile izlendiğini hatırlatarak, savaşın bir yandan refah ve insani değerlere zarar verirken, diğer yandan da geleceğe dair ümitleri sarstığını ifade etti. ‘’Şimdi zaman insani değerlerin öne çıkartılması, refahın yeniden inşası ve ümitlerin yeşertilmesi zamanıdır’’ diyen Hisarcıklıoğlu, bunun da ancak uluslararası işbirliği, sorumlulukların paylaşılması ve dayanışma ile mümkün olacağını kaydetti. Türkiye’nin yanı başında yaşanan insani trajedinin derinleşip bölgesel bir felakete dönüşmesinin engellenmesine, Lübnan’ın yeniden imarına yönelik girişimlere kayıtsız kalamayacağını vurgulayan TOBB Başkanı, ‘’Uluslararası toplumla birlikte, tarihi ve insani sorumluluğumuzun yanı sıra, ulusal çıkarlarımızın da gereği olarak, barışın korunması yönündeki çabaları destekliyoruz. Türkiye bu konudaki çabalarında tarafların da desteğini almalıdır’’ dedi.
|
/ ANKARA
29.08.2006
|
|
|
Turist sayısı yüzde 8 düştü |
Antalya’ya yılbaşından bu yana hava yoluyla gelen turist sayısının 4 milyon 638 bin 118’e ulaştığı bildirildi.
Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre, Antalya Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nden 26 Ağustos Cumartesi günü 39 bin 14, Pazar günü de 42 bin 615 turist giriş yaptı. Yetkililer 01-27 Ağustos tarihleri arasında havayoluyla Antalya’ya 976 bin 9 turistin geldiğini, yılbaşından bu yana ise bölgeye gelen turist sayısının da 4 milyon 638 bin 118’e ulaştığını bildirdiler. Antalya’ya gelen turist sayısı geçen yılın 01-27 Ağustos dilimine göre bu yıl aynı zaman diliminde yüzde 3 artarken, 1 Ocak-27 Ağustos döneminde, geçen yıla göre yüzde 8 oranında düştü.
|
/ ANTALYA
29.08.2006
|
|
|
Şanlıurfa'da kaçak silâh operasyonu |
Irak’tan gelen bir kamyonda yapılan aramada, 12’si kamuoyunda suikast silâhı olarak da bilinen “Glock’’ marka olmak üzere, toplam 24 tabanca ele geçirildi.
Valilikten yapılan açıklamaya göre, Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince yapılan istihbarat çalışmaları sonucunda, M.T.A’nın kendine ait kamyonuyla Irak’tan Türkiye’ye çok sayıda kaçak silah getireceği öğrenildi.
Bunun üzerine söz konusu aracı takibe alan ekipler, Irak’tan giriş yapan kamyonu, Şanlıurfa-Mardin Karayolunun kent girişinde durdurarak, Cumhuriyet Savcılığından alınan izinle aradı. Aramada, kamyon kasasının gizli bölmelerinde saklanmış, kamuoyunda suikast silahı olarak da bilinen 12 adet ‘’Glock’’ marka, 8 ‘’Walther’’, 3 ‘’Chavena Zastava’’ ve 1 adet ‘’Sigsauer’’ marka olmak üzere toplam 24 tabanca ve 29 adet şarjör bulundu. Gözaltına alınan M.T.A, emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi.
|
/ ŞANLIURFA
29.08.2006
|
|
|
Konya’daki facianın sebebi araştırılıyor |
Konya’da önceki gün bir akaryakıt istasyonunda meydana gelen ve 7 kişinin hayatını kaybettiği patlamanın tam olarak nasıl gerçekleştiği konusundaki araştırmalar sürüyor.
Patlamayla başlayan yangına müdahale eden Konya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı yetkilileri ve patlamayla ilgili çalışma başlatan emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre, bir kamyon ile çevresindeki 4 minibüsün yandığı patlamanın oluş şekli konusunda birden fazla ihtimal üzerinde duruluyor. Akaryakıt istasyonundaki görevliler ve çevredeki görgü tanıklarının ifadelerinden yola çıkan polis, patlamanın gerçekleşme şekliyle ilgili 2 güçlü ihtimal üzerinde duruyor. Yetkililer ilk olarak, patlayıcı ve yanıcı özellik taşıyan madde yüklü kamyonun yakınında piknik tüpüyle yemek pişirilmeye çalışılmasının, kamyonun üzerindeki patlayıcıların bir şekilde alev almasına sebep olduğu ihtimalini değerlendiriyor. Yetkililer, ikinci güçlü ihtimal olarak da gerekli koruma tedbirleri olmadan taşınan yanıcı ve patlayıcı maddelerin aşırı sıcağın etkisiyle patlamaya uygun hale gelebileceği ve çevredeki tetikleyici bir unsurun yardımıyla alev almış olabileceği üzerinde duruyor. Patlayıcı maddelerinin çok güçlü bir şekilde patlamasının da domino etkisi yaparak çevredeki LPG’li araçların tüplerini art arda patlattığı ifade ediliyor.
|
/ KONYA
29.08.2006
|
|
|
Bağcılar’da, Kaymakamlığı hedef seçtiler: 6 yaralı |
Bağcılar Kaymakamlığı önünde meydana gelen patlamada, 6 kişi yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, Kaymakamlığın önündeki patlama sırasında kaldırımda yürüyen Rahman Can, Enes Can, Saniye Can, Cumali Ekici, Demet Özdemir ve Fuat Kızılkaya yaralandı. Yaralılar, ambulanslarla çevredeki hastahanelere kaldırılarak, tedavi altına alındı. Olay yerinde incelemelerde bulunan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, “Bahçe duvarına, vatandaşlarımızın da geçtiği yol güzergâhına bir paket bırakıyorlar. Saat 21.30 civarı patlaması sonucu oradan geçen 6 vatandaşımız yaralanmış’’ dedi. Gazetecilerin, paketin okulun duvarına mı yoksa kaymakamlığa mı bırakıldığı yönündeki soruları üzerine Cerrah, “okul duvarının dibine’’ cevabını verdi.
|
/ İSTANBUL
29.08.2006
|
|
|
AKP’den Serdar Ortaç’a dâvet |
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı Gökkuşağı reklarasyon alanında Ankaralılar’a konser veren pop sanatçısı Serdar Ortaç’a AKP’den siyaset teklifi geldi.
Geceye, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, eşi Nevin Gökçek, Ankaraspor Kulüp Başkanı Hilmi Gökçınar ve binlerce Ankaralı katıldı.
Gökkuşağı terasında AKP Grup Başkan Vekili Kapusuz, Ortaç’a “Sayın Ortaç, AK Parti’de siyaset yapmaya davet ediyorum” teklifinde bulundu. Ortaç, Başkan Gökçek’e ‘Sayın Başkanım ben siyaset yapabilirmiyim’ şeklindeki sorusu üzerine Gökçek, “Böyle daha çok seviliyorsun. Siyasete girersen bir partinin yanında olursun hayranların azalır” dedi. Teklifi üzerine Ortaç, şu anda siyasete girmesinin çok zor olduğunu söyledi.
|
/ ANKARA
29.08.2006
|
|
|
Korsana geçit yok |
Korsan ürünlerle mücadeleyi sürdüren İstanbul polisi, son 7 aylık dönemde 124 milyon 703 bin 650 adet korsan VCD, DVD, kartonet ve sticker ele geçirdi.
Alınan bilgiye göre, korsan ürün basımı, dağıtımı ve satışının önlenmesi amacıyla operasyonlara devam eden İstanbul Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri, son 7 aylık dönemde bandrolsüz oldukları belirlenen 166 bin 793 film, bin 561 müzik, 28 bin 950 oyun, 30 program ve 796 porno DVD, 611 bin 115 film, 169 bin 476 müzik, 95 bin 909 oyun, 24 bin 555 program ve 32 bin 586 porno VCD, 4 bin 419 kitap, 26 bin 119 kaset ile 123 milyon 511 bin 591 kartonet ve 29 bin 750 sticker ele geçirdi. Operasyonlarda ayrıca, bandrollü olarak piyasaya sürülmek istenilen 50 DVD film, 34 VCD müzik ve 85 kitaba da el konuldu. Operasyonlarda gözaltına alınan ve haklarında yasal işlem yapılan 584 kişiden 1’i, ‘’Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na muhalefet’’ suçundan tutuklandı.
|
29.08.2006
|
|
|
Camilere gül suyu |
Hatay'a bağlı İskenderun Müftülüğü şehir merkezi ve beldelerde bulunan camileri gül suyu ile temizletiyor.
İskenderun şehir merkezinde bulunan 40 ve beldelerde bulunan 26 cami olmak üzere toplam 66 cami, temizlik firmaları tarafından temizlendikten sonra gül suyu dökülüyor. Müftülüğe bağlı Diyanet Vakfı tarafından bu yıl ilk kez başlatılan uygulamanın Ramazan ayına kadar tamamlanacağı belirtildi.
İskenderun Müftülüğü'nde görevli Diyanet Vakfı yönetim kurulu üyesi Osman Olgun, İskenderun şehir merkezinde bulunan Binevler Camii'nde başlatılan temizlik çalışmalarını yerinde inceledi.
Böyle bir uygulamayı İskenderun'da ilk kez başlattıklarını belirten Olgun, Ramazan ayına kadar tüm camilerin gül kokacağını söyledi.
|
/ HATAY
29.08.2006
|
|
|
‘1. Makarna Şenliği’ |
Ankara Büyükşehir Belediyesi Sincan Gençlik Merkezi’nin Harikalar Diyarı’nda düzenlediği ‘1. Makarna Şenliği’nde bir araya gelen gençlere 2 ton makarna servisi yapıldı.
Bu yıl ilki yapılan ve gelenekselleştirilerek her yıl düzenlenmesinin planlandığı şenlikte ayrıca, merkez üyesi gençler makarna yeme, çuval giyme, halat çekme, kaşıkla yumurta taşıma yarışmalarına katıldılar.
Şenliğin sunucusu, halat çekme yarışmasında kazanan ekibin 2 yıl önce gençlik merkezinin Kızılcahamam gezisinde de kazandığını söyleyerek, kazanan ekibe şenliğin adına uygun olarak birer makarna paketi verdi. Konserler ve yarışmaların ardından yorgun düşen gençler, şenliğin sonunda tabaklarda dağıtılan makarnaları ise büyük bir zevkle yediler.
|
Ahmet TERZİ
/ ANKARA
29.08.2006
|
|
|
‘Göz hakkı’ geleneği sürüyor |
Türk geleneklerinde önemli bir yeri olan, “imrenilen yiyeceklerden görenlere pay verilmesi” anlamına gelen “göz hakkı” uygulaması, Anadolu’da esnaf tarafından sürdürülüyor.
Dededen kalma imalathanelerin işletmecilerince yaşatılan uygulamanın erozyona uğratılmadan gelecek nesillere aktarılması için duyarlı olunması ve konuya hak ettiği önemin verilmesi gerektiği belirtildi.
Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslâm Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Ateş, ‘’göz hakkı’’ uygulamasının Türk geleneği ve İslâm dininde önemli bir yerinin olduğunu ifade ederek, ‘’Bu bir kültürdür, kültürümüzü yaşatmalı, erozyona uğramasına karşı çıkmalı, bu konuda özenli olmalı ve çaba göstermeliyiz’’ dedi. Ateş, ‘’göz hakkı’’nın özellikle bahçelerdeki meyveler ve gelip-geçenlerin görebileceği ürünlerin ‘’az da olsa ikram edilmesi’’ veya ‘’o anda satın alıp yeme imkânı olmayan kişilerin canının çekmesinin giderilmesi’’ sonucunu doğuran güzel bir yaklaşım olduğunu söyledi.
Sahibinin, rızası ve izni olmadan bir başkasının malından veya ürününden herhangi bir şey alıp yemenin İslâmî açıdan haram olduğuna dikkati çeken Ateş, şöyle konuştu: ‘’Ancak, bu uygulama vicdanî, ahlâkî, kültürel boyutu olan bir görevdir. Halkın gelip geçtiği yerlerde bahçesi, bağı, tarlası olanlar, yiyecek satanlar, Allah’ın rızası ve hoşnutluğunu kazanmak için, bu mallarından gelip geçenlere hediye niteliğinde ikram edebilir, etmelidir, sevaptır.’’
|
/ ADANA
29.08.2006
|
|
|
30 Ağustos’ta bazı yollar kapalı |
30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetler Günü dolayısıyla İstanbul’da yapılacak törenler sebebiyle 29-30 Ağustos'ta bazı yollar araç trafiğine kapatılacak.
İstanbul Emniyet Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, Vatan Caddesi ile bu caddeye çıkan tüm yolların 30 Ağustosta 07.00 ile 16.00 saatleri arasında trafiğe kapatılacağı bildirildi.
Açıklamada, aynı saatler arasında Topkule, Mahmutbey Köprüsü, Vatan Caddesi, Oğuzhan Caddesi, Millet Caddesi Topkapı-Edirnekapı Kavşağı, Vatan Caddesi kesişim noktası, Mahmutbey Yolu ve Topkule güzergâhı, 08.00 ile 16.00 saatleri arasında da Mahmutbey Köprüsü ile Sultançiftliği kavşağı arasında kalan yolun araç trafiğine kapalı olacağı kaydedildi. Mahmutbey Köprüsü-Habipler yolunun ise 29 Ağustos günü saat 13.30’dan 30 Ağustos günü saat 16.00’ya kadar araç trafiğine kapatılacağı ifade edilen açıklamada, Üsküdar’daki tören sebebiyle de 30 Ağustos günü saat 07.00’den itibaren Demokrasi Meydanı’ndan Harem Sahil Yolu ile Harem’den Üsküdar Sahil Yolu’nun tören bitimine kadar araç trafiğine kapatılacağı bildirildi. Açıklamada, söz konusu saatler arasında, sürücülerin, alternatif yolları kullanması istendi.
|
/ İSTANBUL
29.08.2006
|
|
|
Sıcaklarda fast-food uyarısı |
Sağlık Bakanlığı, “fast food” adı verilen ayaküstü beslenmenin özellikle yaz aylarında çeşitli sağlık sorunlarına yol açtığı uyarısında bulundu.
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, özellikle çocuk ve gençler tarafından tercih edilen tost, lahmacun, pide, hamburger, soğuk sandviç, pizza, kızarmış patates, balık-ekmek gibi ayaküstü yenen fast-food yiyeceklerle tüketilen kola, çay ve kahve gibi içeceklerin yetersiz ve dengesiz beslenmenin yanı sıra çeşitli sağlık sorunlarına yol açtığı bildirildi.
Ayaküstü beslenme alışkanlığının giderek arttığına işaret edilerek, bu ürünlerin tüketilmesindeki en önemli sorunun yüksek enerji ihtiva etmeleri olduğu bildirilen açıklamada, “Orta düzeydeki bir fast fooddaki enerji içeriği 400 kaloriden başlayıp bin 500 kaloriye kadar yükselebilmekte ve enerjinin çoğu yağ ve şeker kaynaklı olmaktadır” denildi. Bu besinlerin A ve C vitamini ile kalsiyum yönünden yetersiz olduğu kaydedilen açıklamada, bunun başta koroner kalp hastalıkları ve kanser olmak üzere, birçok kronik hastalık için risk faktörü oluşturduğuna dikkat çekildi. Açıklamada, fast-food menülerinin yüksek miktarda sodyum ihtiva ettikleri de belirtilerek, bu durumun yüksek kan basıncının oluşmasına sebep olduğu ve mide kanseri riskini artırdığı ifade edildi. Derin yağda kızartma yönteminin fast-food restoranlarda sıkça kullanıldığına işaret edilen açıklamada, bu yöntemin besinlerin yağ muhtevasını artırdığı, bunun özellikle yaz aylarında sağlık açısından risk oluşturduğu bildirildi.
|
/ ANKARA
29.08.2006
|
|
|
|