Başbakan dün AB’ye resti çekti. Sonunda isyan ettirip patlattılar adamı!
“Kuzey Kıbns’a izolasyonlar kalkmadıkça limanlar konusunda adım atmayız. Müzakereler durursa durur” dedi.
Başbakan Erdoğan’a hak vermeyecek bir vicdan sahibi bulunamaz.
Mesela BM Genel Sekreteri Annan... Görev döneminin sonu yaklaştı. Vicdanının sesini tarafsızlık adına bastırmak mecburiyeti hafiflediği için dün yüreğinin yükünü boşaltmıştır:
“AB’nin Kıbrıs’ı üye kabul etmesi işleri zorlaştırdı. Masada oturan taraflardan birinin AB üyesi, diğerinin aynı kulübe girmek isteyen bir ülke olması müzakereleri çok güç hale getiriyor.”
Evet, koca AB şu an Rumların rehini gibidir. Kulübün büyük üyeleri köpürseler de bu istismarı önleyemiyorlar.
Türkiye’nin tek kozu, limanların Rum gemi ve uçaklarına açılması kararını hayata geçirme opsiyonudur. Başbakan Erdoğan “Siz KKTC üstündeki izolasyonu kaldırın biz de limanları açalım” diyor.
Bu güçlü bir savunma mevziidir. BM’den bile yankı bulduğuna göre Rumları sıkıştıracaktır. Ama ah, o Kasımpaşalı tavrı yok mu!..
İktidar şunu düşünmüş olabilir:
Limanları açmıyoruz diye müzakereleri askıya alamazlar. Bu karar için gerekli oy çokluğu bulunamaz. Ama öte yandan “Durursa dursun” efelenmesi milliyetçi oyların AKP’ye yönelmesine yardım edebilir...
Bu hesap doğru bile olsa ahlâki değildir, ülkenin menfaatine hiç değildir.
Türkiye haklıdır. Haklı olan tehdit etmez. Bu tehdit AB karşıtı cepheden “oy devşirmenin artistliği” değilse daha da fena.
Çünkü o zaman iktidar AB sürecinin istikrar ve büyüme için ne kadar önemli olduğu gerçeğini kaybetmiş demektir.
Vatan, 17.6.2006
|