Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 18 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Hükümetin çift katlı ekmek kadayıfı

Gelecek yıl yapılacak olan seçimlere, Avrupa Birliği ile müzakerelerin askıya alındığı bir Türkiye’de gidilmesi olasılığı gittikçe artıyor.

Bu konuda hükümetin çift katlı ekmek kadayıfı politikası gütme eğiliminde olduğunun işaretleri her geçen gün artmakta. Ne de olsa Erbakan Hoca’nın öğrencileri.

Birinci kat kadayıf, 2002 seçimlerinde ortaya konan AB’ye tam destek politikası idi. AKP bu sayede hem çok oy aldı, hem de kimliği ve asıl niyeti konusunda kuşkular besleyen ama AB’ye tam üyeliği isteyen önemli kesimlerin desteğini sağladı. Bu destek üç yıl sürdü, AKP’nin ülkeyi yönetmesini çok kolaylaştırdı.

Şimdi sıra geliyor ikinci kat kadayıfa: AB ile müzakereler sırasında doğup gelişen hava AB’ye desteği düşürdü (son araştırmaya göre yüzde 57), milliyetçi temalar iş yapıyor, halkın önemli bir çoğunluğu AKP’yi milliyetçi bir parti olarak görüyor, Recep Tayyip Erdoğan en milliyetçi lider olarak algılanıyor, öyleyse bu rüzgârdan da niçin yararlanılmasın?

Değil mi efendim! AKP, AB’ye karşı dik durmayı niçin kendi seçim kozu yapmasın? Ve bu kozu, örneğin CHP’nin elinden almasın?

Nitekim, gerek Erdoğan gerekse Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AB ile görüşmelerden kapıyı çarpıp gelseler kahraman olarak karşılanacaklarını her fırsatta söylüyorlar. Gül’ün bu kez AB’ye çok kızdığı, hükümet içinde kimilerinin ‘Acaba biz mi görüşmeleri durdursak?’ diye sordukları yazılıyor. Başbakan Erdoğan dün açıkca görüşmelerin durmasından söz etti.

Bir şeylerin psikolojik altyapısı hazırlanıyor.

Oh, ne âlâ! Hem AB rüzgârından yararlan, hem de AB karşıtlığının rüzgârından... Çift katlı ekmek kadayıfı dediğim bu.

İlk bakışta çok parlak bir plan gibi görünüyor değil mi? Kuşkusuz öyle. Zaten en büyük handikabı da orada: Siyasette, hele Türk siyasetinde, hiçbir şey bu kadar parlak ve kusursuz olamaz. Mutlaka çok ciddi bir tuzakları vardır.

Bu tuzakların neler olduğuna bakmadan, şunu belirtmekte yarar var. Kanımca, Türkiye-AB ilişkilerinde bu olumsuz noktaya gelinmesinin baş sorumlusu AB’dir, AB’deki kafa karışıklığıdır, Türkiye’ye karşı takınılan ikircikli tavırdır.

Kıbrıslı Rumlar 2004’te siyasi tarihe geçecek bir uluslararası dolandırıcılık olayı gerçekleştirdiler. Birleşmiş Milletler ve AB’nin de onaylacağı bir plana Türkler evet derse biz de evet deriz ve bu sorun böylece çözülmüş olur dediler, herkes üzerine düşeni yaptı, ama kendileri sözlerinden döndüler. Birleşmiş Milletler’i ve AB’yi kandırmış oldular. Hâlâ hiçbir şey olmamış gibi davranmaktalar.

AB ülkeleri bu durumun özellikle Kıbrıslı Türkler açısından ne kadar haksız olduğunu çok açık biçimde görseler de, gereken net tavrı koyamadılar. Bir bakıma, yapılan ahlaksızlığa ortak oldular. Kimseye ahlak nutku atacak halleri kalmadı.

Bu dolandırıcılık olayından sonra AKP hükümetinin Kıbrıs konusunda herhangi bir manevra alanı kalmadığının farkındalar. Ama durumu düzeltecek cesaret ve vizyonları yok.

Ve gene, ‘Bir şey yapsa da yine bizi kurtarsa’ gibilerden Washington’a bakıyorlar.

AB ile görüşmeleri kesilmiş bir Türkiye’yi kendi stratejik planları açısından sakıncalı gören ve bir şeyler yapılması gerektiğine inanan ABD’nin ne yapabileceği bilinmiyor.

Böyle bir belirsizlik içinde giriyoruz yaza.

AKP’nin çift katlı ekmek kadayıfının, Batılıların deyişiyle ‘gerçek olamayacak kadar güzel’ olduğunu söylemiştim yukarıda. Niçin mi? Cevabı şu sorularda yatıyor:

Yelkeninden AB rüzgârı alınmış bir AKP nedir? Hangi yakıtla nereye kadar gidebilir?

Radikal, 17.6.2006

Haluk Şahin

18.06.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Hükümetin çift katlı ekmek kadayıfı

  Türkiye’yi pes ettirmek istiyorlar

  Hayret bir şey

  Tehdide gerek yok

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004