Orhan Pamuk, Hrant Dink, Perihan Mağden... Ve “soldan, sağdan” daha başkaları... Kimi yargılandı, kiminin yargılanması sürüyor... “Neden” dolayı?
Yazılarından.
Hasan Cemal, Murat Belge, Erdal Şafak, İsmet Berkan.
Ve “daha başkaları.”
Onların da başlarına “aynı işler” geliyor.
Neden?
Yazılarından dolayı haklarında soruşturma açılanlara yazıları ile destek vermelerinden dolayı.
Eğer bu kadar çok aydın hakkında “konuştu” diye, “yazdı” diye, “yazısından dolayı yargılanana, yazısıyla sahip çıkarak mahkemeyi etkiliyor” diye dava açılabiliyorsa...
1. Ya kanunda bir “sakatlık” var.
2. Ya da savcının yorumunda bir “sorun.”
Ama değişik zamanlarda ve değişik yerlerde, değişik savcılar tarafından “böyle davalar” sıkça açıldığına göre...
* Yeni TCK demek ki, kanayan yaraya merhem olmuyor.
* Yeni TCK için çekilen “özgürlüklerin kapsamını genişletti” nutukları gerçeği yansıtmıyor.
“Yeni TCK” bir yıldır uygulanıyor.
Bir yıllık uygulamanın “meyveleri” eğer buysa...
Yeni yasanın “mimarlarının” bir kez daha düşünmeleri gerekiyor.
Aydınlar yargılanırken “bir şey daha” oluyor.
Daha doğrusu 3 şey.
Yargılanan kişi:
* Adliyenin önünde...
* Adliye koridorlarında...
* Mahkeme salonunda...
Ya “fiili”, ya “fiziki”, ya da “sözlü” saldırıya uğruyor.
“Taciz” ediliyor.
Tehdit ediliyor.
Üstelik de “örgütlü bir kalabalık” tarafından.
Aydınların yargılanmasına engel olamıyoruz, bu ortada.
Ama “adliyede saldırıya uğramalarına” da mı engel olamıyoruz?
Bu durum “utanç verici.”
Ne “demokratikleşme paketine” sığıyor, ne “uyuma.”
(...)
Ya yarın “Danıştay’dakine benzer bir durum” doğuverirse...
Ya yarın biri “bıçaklı saldırıya” uğrarsa...
“Silah” patlarsa...
“Ölüm” olursa...
Tek kişinin “kılına zarar gelirse...”
Bunun “hesabını” kim verecek?
“Nasıl” verecek?
“Utancını” kim taşıyacak?
“Toplumsal tahribatı” ne olacak?
“Ülkeye yükleyeceği zarar” nasıl karşılanacak?
2006’daki imajımız “yazarlarını yargılayan ve yargılarken de saldırıya maruz bırakan bir ülke” şeklinde mi olmalıydı?
Ey İçişleri!
Ey Adalet!
Ey Hükümet!
Ey Yüce Meclis!
Alooo!..
“Ses” geliyor mu?.. “Alarm” çalıyor, duyuluyor mu?
Sabah, 14.6.2006
|