“Demokratlığın ölçü ve kriterleri nelerdir?” sualine cevap arayacak olursak, özellikle öne çıkarmamız gereken bazı vasıfları şöyle sıralayabiliriz:
* Demokrasiyi, hak ve özgürlükleri, hukuk ve adaleti sadece kendisi ve taraftarları için değil; çok farklı dünya görüşlerine ve değişik parti tercihlerine sahip olanlar dahil, istisnasız herkes için istemek ve savunmak.
* Seçimlerin eşit şartlarda, hür ve serbest bir ortamda, dürüst, hakkaniyetli ve âdil bir şekilde yapılmasını sağlamak.
* Eleştirilerden ve muhalefetten rahatsız olmamak, tam tersine onları denge unsuru olarak görmek, istifade etmeye çalışmak.
* Millî iradeyi sadece kendisine verilen oylarla değil, sandıktan çıkan ve muhalefeti de kapsayan sonuçlar olarak okuyup tamamını dikkate alan bir politika takip etmek.
* Kuvvetler ayrılığı ilkesinin gereklerine uymak; yasama-yürütme-yargı ilişkilerindeki hassas dengeyi itina ile gözetmek.
* Denetim ve hesap vermeye açık olmak.
* Çoğunlukçu değil, çoğulcu yaklaşımı esas almak; tekelci, baskıcı ve dayatmacı tavır, söylem ve politikalardan kaçınmak.
* Düşünce, ifade ve basın özgürlüklerine asla dokunmamak. Tek taraflı beyin yıkama ve algı operasyonlarına tevessül etmemek. Farklı ve eleştirel düşüncelerin özgürce ifade edilebileceği bir ortamı sağlamak.
* Adalet ve hakkaniyetten şaşmamak, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı olmak, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına gölge düşürecek müdahalelerden uzak durmak.
* Yargıyı siyasî hesaplaşma aracı yapmaktan ve rövanşist tavırlardan kaçınmak.
* Karar ve uygulamalarını olabildiğince geniş katılımlı istişarelerle işletilecek ortak akla dayandırmak; demokratik sistemin parlamento, basın, üniversiteler, STK’lar gibi dinamiklerini bu amaçla aktive etmek.
* Kadro oluştururken siyasî tarafgirlik, biat ve menfaat gibi kriterleri değil, liyakat, ehliyet ve dürüstlük gibi vasıfları ölçü almak.
* Dışlayıcı ve ötekileştirici değil, kucaklayıcı; tahrik edici değil, yatıştırıcı; yıkıcı değil, yapıcı; kavgacı değil, barışçı; dağıtıcı ve bölücü değil, toparlayıcı; kutuplaştırıcı ve kamplaştırıcı değil, birleştirici olmak.
22 senedir ülkeyi yönetenlerin yaptıklarını, hele tek adam rejimine geçildikten sonraki uygulamalarını bu kriterlere vurduğumuzda çıkacak tablonun değerlendirme ve takdirini okuyucularımıza bırakalım.