Tek yumurta ikizi doktorlar Bora ve Buğra Coşkun, 33 yıldır birbirlerinden hiç ayrılmadan adeta iki bedende tek bir hayatı yaşıyor. İkiz kardeşler, aynı hastanenin kadın doğum bölümünde birlikte mesai yapıyor.
İzmirli bir ailenin ikiz çocukları olan Coşkun kardeşler, ilkokul, lise ve üniversite yıllarında aynı sıralarda okudu.
İkizlerden birinin tıp okuma isteği üzerine kardeşi de tercihini doktorluktan yana kullandı.
Asistanlık ve uzmanlık dönemlerinde kısa ayrılıklar yaşayan ikiz doktorların yolu, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Doğum ve Hastalıkları Bölümünde yeniden kesişti.
Pozitif enerjileri ve hastalara yaklaşımlarıyla ikiz doktorlar, kadın doğum bölümünün de kısa zamanda göz bebeği haline gelmeyi başardı.
Tek yumurta ikizi doktorlar, kendileri için sıradan ama başkaları için çok ilginç olan hayat hikayelerini paylaştı.
"Hastalar ve yakınları sürekli karıştırıyor"
Hep aynı okullarda okumalarına da dikkat çeken Kadın Doğum ve Hastalıkları Uzmanı Bora Coşkun, ayrılma ihtimalleri gündeme geldiğinde ise hep bir şekilde buluştuklarını, ellerinde olmadan yola birlikte devam ettiklerini söyledi.
Tek yumurta ikizi olmalarından dolayı insanların kendilerini ayırt etmekte zorlandıklarını ve bu nedenle başlarına çok ilginç olaylar geldiğini ifade eden Coşkun, "İlkokulda derste bir gün kapı çaldı. Okul müdürü, yanında bir öğrenci ile sınıfa girdi. Okulda cam kırılmış. Camı kimin kırdığını sordu. Yanındaki öğrenci ikimize de baktı, 'İkisinden biriydi ama hangisi bilmiyorum.' dedi. O sırada ikimiz de üzerimize alınmadık ama Buğra yapmıştı. Kardeşim olduğu için ben de sesimi çıkarmadım." dedi.
Asistanlık dönemlerinde farklı hastanelerde kadın doğum ihtisası yaptıklarını anlatan Coşkun, birbirlerine sevk yaptıklarında hastaların 'Hocam siz de mi geldiniz?' sorusunu yönelttiğini söyledi.
Hastanede aynı serviste birlikte çalışmalarından dolayı da sürekli karıştırıldıklarını ifade eden Coşkun, "Sabah bir ameliyattan çıktık. Hasta yakınları ameliyatı hangimizin yaptığını, devamında takibini kimin yapacağını sordu. Çok tatlı olaylar, biz alıştık o yüzden rahatsız olmuyoruz." dedi.
Coşkun, kadın doğum bölümününü tercih nedenlerini ise 'Yenidoğana dokunmak' olarak anlattı. Bebek görmenin ve sevmenin çok güzel bir duygu olduğunu ifade eden Coşkun, "Yenidoğanlarla birlikte olmak, onlara dokunmak, ilk bakışlarına tanık olmak çok güzel bir duygu. İkizimle hep birlikte olduğumuz için bize 'Birbirinizi çok mu seviyorsunuz?' diye soruyorlar. Tabii ki, 9 ay anne karnında birbirimize sarıldık. İçerideki yolculuk ayrı bir alem. Onu devam ettirmek ve hayatını onunla sürdürmek ise çok ayrı." ifadelerini kullandı.
İkizlerin ayrı olsalar da birbirlerinin ne yaşadıklarını hissedebildiklerini belirten Coşkun, başlarından geçen bir olayı şöyle anlattı:
"Bir dönem Buğra Ankara'da okumuştu. Bir gün küçük bir kaza geçirdik. Buğra telefon açtı. 'Canım çok sıkıldı, iyi misiniz?' diye sordu. Hissetmek anlamında modumuzun yüksek ve düşük olduğu dönemler hep birbirine denk gelir. Birbirimizi çok etkiliyoruz. Bu tarz bir etkileşim mutlaka oluyor.
Coşkun, pratisyen hekim oldukları dönemde de aynı hastaneye denk geldiklerini belirterek ''Çankırı Devlet Hastanesine çıktık. Yeniden burada birleşmemiz, aynı klinikte çalışmak çok değerli. 7 yıl sonra aynı hastanede buluştuk." dedi.
İkisinin de eşi avukat, ikisinin de kız çocuğu var
İkiz doktorlar Bora ve Buğra Coşkun'un yaşamlarındaki tevafuklar evlilikten sonra da devam etti. Öğrencilik yıllarında, o dönem hukuk fakültesi öğrencisi olan eşiyle tanıştığını ifade eden Bora Coşkun, ikizinin eşinin de hukukçu olduğuna dikkati çekerek, "İkimizin de evinde bir kadın doğum uzmanı ve bir avukat var. Hala simetrik yaşıyoruz." dedi.
Buğra Coşkun ise bir kız çocuğu olacağını öğrendikten sonra ikizi Bora'nın da kızı olacağı haberini aldığını belirterek, şöyle devam etti:
"İkimizin de kızımız olacağından şüphemiz yoktu. Ayarlarsanız bu kadar olmaz ama kader insanın ağlarını örüyor. Anadolu liseleri sınavına girdik aynı yeri kazandık, üniversite sınavına girdik aynı tercih sırasıyla tıp kazandık. İhtisas sınavlarına girdik, Bora'nın ilk tercihi kadın doğumdu, sonra ikimizin de kadın doğum oldu. Evlendik, Bora'nın eşi de benim eşim de Ankara'da iş buldu. Hep paralel gitti. Ortak çevre, ortak heyecanlar, ortak işler. Aynı arabaları da aldık. Otoparkta arabalar yan yana duruyor." diye konuştu.
Eşlerinin doğumlarında da birbirlerini yalnız bırakmadıklarını ifade eden Buğra Coşkun, "Benim eşimin doğumunda Bora içerideydi. Ben biraz daha baba rolündeydim. Tamamen eşimin elini tutup onu izledim. Güvendiğim biri içerideydi. Bora'nın eşinin doğumunda ise benim o gün tez sunumum vardı, çıkışına yetiştim." dedi.
Yeğeni ateşlenince baba rolü yaptı
Eğitim için yurt dışı seyahatine çıktığı bir dönemde yaşadıkları ilginç olayı da aktaran Buğra Coşkun, "Ben yurt dışındayken kızım o zaman ateşlenmiş ve 'baba''' diye ağlamış. Bora'yı aradım eve gitmesini istedim." dedi.
Bora Coşkun ise yeğeni üzülmesin diye baba rolünü yaptığını ifade ederek, "Ben gittiğimde baba diye sarıldı, yatırdım ve beraber uyuduk. En azından o da bir günlük babasına kavuşmuş oldu. Şimdi ikisi de nasıl oluyor bilmiyorum ama ayırt ediyorlar. Bizi en rahat kızlarımız ayırıyor."
"Ben kliniğimde olmalarından çok memnunum"
SBÜ Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Kazım Emre Karaşahin, Bora ve Buğra Coşkun'u görüşmeye geldiklerinde çok samimi bulduklarını belirterek, "Karşımda iki tane genç, başarılı, ilerlemek isteyen insan gördüm. Ben de onlara kliniğimizin bilimsel imkanlarını sonuna kadar kullanabileceklerini söyledim. İnşallah burada çok başarılı ve mutlu olurlar. Kadın doğum sevinçli olayların, bazen de sıkıntılı olayların beraber gidebildiği yer. Doktorlarımızın pozitif enerjileri yüksek. Hastalar ve arkadaşları onları çok seviyor." diye konuştu.
AA