İzmir'de kimyasal maddeye bağlı ayaklarının bir kısmı kopan ve vücudundaki tüyleri dökülen kedi "Şifa Boncuk", hayvansever Meral Örüç'ün vesilesiyle yeniden yürümeye başladı.
Karşıyaka ilçesinde yaşayan 52 yaşındaki Örüç, 2 yıl önce evinin yakınında bulunan bir parkta yürüyemeyen kedi yavrusunu fark etti.
Örüç, kediye önce parkta bakmaya başladı ancak tüyleri dökülen ve kimyasaldan dolayı ayakları kopan hayvanı bir süre sonra evine götürdü.
Hayvansever kadın, "Şifa Boncuk" adını verdiği kediyi sağlığına kavuşması için özel veterinerde ve Karşıyaka Belediyesi Veteriner Müdürlüğünde tedavi ettirdi.
"Şifa Boncuk", 7 aya yakın bir süre devam eden antibiyotik tedavisinin ardından yürümeye başladı ve tüylerine kavuştu.
"O ağladı ben ağladım"
Meral Örüç, yaptığı açıklamada, Şifa Boncuk'un tedavi sürecinde zor günler yaşadığını, onun yeniden yürüdüğünü görünce çok mutlu olduğunu söyledi.
Kedisinin ayağa kalkacağına kimsenin inanmadığını belirten Örüç, "Tedavi süreci boyunca o ağladı ben ağladım. Hiçbir zaman vazgeçmedik. Şifa Boncuk bana çok şey öğretti." diye konuştu.
"Başka kedilerle koşturmaya bile başladı"
Örüç, Karşıyaka Belediyesi'nin, veteriner polikliniğindeki bir muayene odasına "Şifa Boncuk" adını verdiğini dile getirdi.
Kedisinin ilk yürüdüğü günü unutamadığını anlatan Örüç, şunları anlattı:
"Evimde bir koltuk var. O gün onun üzerine çıktı, atlamak istedi. Ben 'Yapma.' dedim. Sonra uçarak geçti. Atladığı yerde koşturmaya başladı. Şimdi son derece güzel yürüyor. Başka kedilerle koşturmaya bile başladı. Tüyleri çıktı, artık sağlıklı bir kedinin yapabileceği her şeyi yapabiliyor. Önümüzdeki günlerde herkese örnek olması için kendisinin verdiği yaşam mücadelesini anlatan bir kitap yazmak istiyorum."
***
Tıklayınız:
Günün 'merhamet' haberi Sinop'tan...
Kim öğretmiş ve nerede öğrenmiş: Güvercin, civcive annelik yapıyor
Hatay'dan tefekküre sevkeden 'merhamet' haberi...
***
Tefekkür Penceresi...
Allah'ın Müzeyyin ((herşeyi eşsiz sanatıyla süsleyen, güzelleştiren Allah)) ve Cemil ((Sonsuz güzellik sahibi Allah)) isminin tarif edildiği Risale-i Nur'dan bir bölüm;
''...Semâyı dinle. Nasıl "Yâ Celîl-i Zülcemâl" diyor. Ve arza kulak ver. Nasıl "Yâ Cemîl-i Zülcelâl"diyor. Ve hayvanlara dikkat et. Nasıl "Yâ Rahmân, yâ Rezzâk" diyorlar. Bahardan sor. Bak, nasıl "Yâ Hannân, yâ Rahmân, yâ Rahîm, yâ Kerîm, yâ Lâtif, yâ Atûf, ya Musavvir, yâ Münevvir, yâ Muhsin, yâ Müzeyyin" gibi çok esmâyı işiteceksin. Ve insan olan bir insandan sor. Bak, nasıl bütün Esmâ-i Hüsnâyı okuyor ve cephesinde yazılı; sen de dikkat etsen okuyabilirsin. Güya kâinat azîm bir musika-i zikriyedir. En küçük nağme, en gür nağamâta karışmakla, haşmetli bir letâfet veriyor. Ve hâkezâ, kıyas et.''
Sözler, 24. Söz, Birinci Dal - Devamını Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/risaleinur/sozler/#534
***
"Ne kadar güzeldir" deme!
''Dünyayı ve ondaki mahlûkatı mânâ-yı harfiyle ((bir şeyin kendisini değil de, san'atkarını, ustasını, sahibini bilip tanıtan mana)) sev; mânâ-yı ismiyle ((birşeyin bizzat kendisine bakan ve kendisini tanıtan manası)) sevme. "Ne kadar güzel yapılmış" de. "Ne kadar güzeldir" deme. Ve kalbin bâtınına, başka muhabbetlerin girmesine meydan verme. Çünkü, bâtın-ı kalb âyine-i Sameddir ve Ona mahsustur.''
Risale- Nur, Sözler, Otuz İkinci Söz, Üçüncü Mevkıf
Risale-i Nur'dan Sözler isimli eserden 32. Söz'ü okumak için tıklayınız;
http://www.yeniasya.com.tr/risaleinur/sozler/#962
***
Okumak için tıklayınız:
Kim öğretmiş ve nerede öğrenmiş: Güvercin, civcive annelik yapıyor
Bu merhamet örnek olsun..
Antalya'dan hem hüzünlendiren hem de tebessüm ettiren 'merhamet' haberi...
İlgi odağı olan zorlu yolculuk... Kim öğretmiş ve nerede öğrenilmiş?
Coğrafyacı gözüyle: Bol tefekkürlü geceler dilerim
Bir sene ibadetten hayırlı amel: Tefekkür
Bir iğne ustasız, bir harf katipsiz, bir robot da 'mühendis'siz olmaz...
Tefekkür saati: Türünün ilk örneği ve Güneş'ten 100 bin kat büyük...
Kara delikler ve kara kabir
Aklın sınırlarını zorlayan bir tefekkür: Güneş’ten 21 milyar kat büyük ‘karadelik’
Bir tefekkür penceresi: Cenab-ı Hakkın şefkatinin sayısız tecellileri her yerde
Bir saat tefekkür...
''Acaba bu serseri yıldız arzımıza çarpmasın mı?''
***
Konuyla benzer haber ve makaleler:
Tefekkürün faziletleri
Risale-i Nur, baştan sona bütün satırlarında tefekkürü ibadet haline getirmiş; “Bir saat tefekkür, bir sene ibadetten hayırlıdır.”6 Hadisinin feyiz ve bereketine mazhar olmuş bir tefekkür ummanıdır.
“Âyet, Hadis ve Risale-i Nur’a göre tefekkürün önemi nedir?”
Konuyla ilgili son derece önemli makalenin devamını okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/suleyman-kosmene/tefekkurun-faziletleri_216654
***
Nurlarla iştigal, tefekkürî ibadet nev’indendir
Aziz, sıddık, sarsılmaz, usanmaz, çekinmez, çekilmez kardeşlerim!
Devamını okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/risale-i-nur-dan/nurlarla-istigal-tefekkuri-ibadet-nev-indendir_429577
***
Yaratılış kavramı nasıl anlaşılmalıdır? İki yaratılış kavramı: İbda ve inşâ
“İbda-ihtira-inşa ne demektir?”
İKİ İŞARET FİŞEĞİ
Bu kavramlar, hilkat mu’cizesinin iki işaret fişeğidir:
1- İhtira ve ibda’
2- İnşa, terkip ve san’at.
Bediüzzaman, müşahede ettiği hilkat sahifelerini bu iki tür kavramla güncelliyor, gündemimize getiriyor.
Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/suleyman-kosmene/iki-yaratilis-kavrami-ibda-ve-insa_336748
AA