Gazetemiz yazarlarından Misbah Eratilla ile yeni yayınlanan “Böyle Buyurdu Babam” adlı kitabı üzerine konuştuk.
*Daha önce Kırmızı Kurdele’nin Sırrı (2019), Kayıp Çocuklar (2020), Öğretmenin Selamı Var (2021) kitaplarınızı yayımlamıştınız. Serinin 4. kitabı “Böyle Buyurdu Babam” isimli öykü kitabınız yayımlandı. Neler söylemek istersiniz?
Aile ve eğitim konularını kapsayan hikâyelerimin serisi devam edecek. İlk kitabımdan itibaren anne-baba, öğretmen, çocuk ve gençlerden birçok olumlu tepki aldım. Kitaplar çocuk ve gençlerin diliyle onları anlatan hikâyeler olduğundan gözle görülür bir okuyucu kitlesi oluştu. Gittiğim okullarda yazar-okuyucu buluşmalarında övgüyle karışık çok soru alıyorum.
*Kitabınızın ismi “Böyle Buyurdu Babam.” Bu başlık bize Nietzsche’nin “Böyle Buyurdu Zerdüşt” kitabını hatırlattı. Bu ismi koymanızın bir hikâyesi var mı?
Geçmişte babaların bilmeden yaptıklarını yanlışları, “Ben bunu senin için yapıyorum.” sözünden yola çıkarak yaşanmış hikâyeler yazdım. Babaların sözleri zamanın en köklü fikirleri gibi değişmediği ve ne dediyse olması gerektiği üzerinden bağlantı kurarak yazdım. Bu değişmez fikirlerin altında kalan çocukların ileriki yaşlarda o baskıyı yaşarken ki duygularını anlatmak istedim.
*Kitaplarınız her çeşit okura hitap ediyor fakat bir öğretmen olmanız nedeniyle daha çok öğrenci hikâyelerinden oluşuyor. ‘Böyle Buyurdu Babam’ kitabınızda hangi hikâyelere öncelik verdiniz?
Bu kitap genel itibariyle gençleri anlatıyor. Gençlerin duyguları ve iradeleri esas alınarak yaşanmış hikâyeleri kaleme aldım. Gencin iradesi yok sayıldığında ileriki hayatlarındaki kırılmaları anlattım.
*Bu kitabı yazmaya sevk eden şey neydi? Okuyuculara hangi mesajları vermek istediniz?
Bu kitapta genellikle ergen ve lise öğrencileri ile ilgili yaşanmış hikâyeler yer alıyor. Hangi yaş olursa olsun hikâyelerin yaşanmış olması ve tecrübeye dayanması okuyucunun ilgisini çekiyor. Özellikle lise öğrencilerinin meslek seçiminde anne-babaların istedikleri okullara çocuklarını zorlaması ileriki meslek hayatlarında isteksizlik ve mesleğini sevmeme olayını yaşayanların dilinden kurgulayarak anlattım.
*Kitapta sizi en çok etkileyen hikâyeler hangisi?
Kitapta farklı problemler ele almış. Her hikâyenin farklı tadı ve çözümü var. Tabi ki her kitabı okuyanın favori bir hikâyesi oluyor. Bu hikâyelerle o kadar haşir neşir oldum ki, “Bu hikâye en iyisidir” diyemiyorum.
*Kitaplarınızda yok ve yoksulluk şartlarında hayatta ve ayakta kalmaya çalışan insanları anlatıyorsunuz. Zorluk ve yokluk genelde insanları, özelde çocukları nasıl etkiliyor?
Toplumun genelinde karamsar bir hava var. Ümit ışığını çok az insanın gözlerinde görebiliyorsunuz. Bu hikâyelerle bir ışık yakmak, bir ümit göstermek istedim. Hikâyelerimde çalışılarak, ümit ederek neler yapılabileceğini yaşanmış hikâyelerle o ışığı okuyucuya göstermek istedim. Hayatta çalışmak ve çabanın, zeki olmaktan daha önde olduğunu ve çalışmanın meyvelerini örnek yaşantılarla anlatmak istedim.
*Bu kitabınızda daha çok lise hikâyeleri var. Gençlik gerçekten de manevi bir bunalım içinde. Bir arayış içinde. Bu kitabınızdan hareketle neler söylersiniz?
Kuşaklar arasındaki yaş farkı gittikçe düşüyor. Gün gelecek bir yıla düşecek. Her kuşağın kendine has özellikleri var. Bu değişimlerde anne-baba ve öğretmenlerin görevi çocukları yakından takip ederek zamana göre davranmaları sağlanmaktır. “Bizim zamanımızda böyleydi.” diye söze başlanmamalıdır. Çocuklarla hiçbir zaman iletişimden vaz geçmemeli. Anne-baba çocuğa baskı kurmadan, sevgi deposunu dolu tutarak ona yakın olmalıdır. Sokaklar ve çevre çocuğu cezp edecek oyun ve eğlencelerle doludur. Anne-baba çocukla iyi zaman geçirmenin yollarını aramalı. Çocuğa manevi değerleri anlatırken örnek olmak en iyi eğitim şeklidir. Evde birlikte belli saatlerde kitap okunmalı ve ibadet edilmelidir. Sonuç olarak her geçen gün çocuk yetiştirmek daha da zorlaşıyor. “Dünyada hâlâ iyi insanlar var. İnsanlık iyi yolda yürüyecek.” diye ümidin kesilmediğini gösteren hikâyeler yazdım.
*Hikâyelerinizde kendi tarzınızı oluşturduğunuzu görüyoruz. Bediüzzaman ve Risale-i Nur sizde nerede duruyor?
Hikâyelerin özünde Risale-i Nur var. Çocuk ve gençlerin akıl ve kalbini birlikte doyurması var. Hayatta iyi sonuçların alınmasında sevginin, sabrın ve iyi iletişimin şiddet kullanmasından daha etkili olduğu ortadadır. Zorla, baskıyla bir şeyin düzeldiği görülmemiş.
*Değişik yerlerde yayımlanmasına rağmen kitaplarınıza girmemiş hikâyeler var. Şimdilerde tezgâhta neler var?
Yaşadığım sürece hikâyelerim devam edecek. Elimde farklı konularda birçok hikâye var. Bunları kitaplaştırmaya devam edeceğim.
*Okurlar kitaplarınızı nereden temin edebilir?
Kitap internet üzerinden temin edilebilir. Bize ulaşırlarsa biz de iletebiliriz.