ÖNCELİKLİ HEDEFİMİZ OHAL’İ HEMEN KALDIRMAK VE OHAL MAĞDURİYETLERİNİ HUKUK ÖNÜNDE TELAFİ ETMEKTİR.
OHAL SOPAYA DÖNÜŞTÜ
“OHAL uygulaması iktidarın vatandaş üzerinde kullandığı bir sopaya dönüşmüş, amacından tamamen saptırılmıştır. OHAL, demokrasi dışı yöntemlerle hak ve hukuktan ayrılarak ülkeyi yönetme aracı olarak kullanılmaktadır. Bir an önce kaldırılmalıdır.”
SESSİZ ÇOĞUNLUĞUN SESİ
“Merkez sağ partilerin anası DP’dir. DP her zaman zalimlerin karşısında, mazlum halkımızın yanında olmuş ve onun sesini dile getirmeyi kendine şiar edinmiştir. DP’nin tekrar Mecliste yer alması sessiz çoğunluğun sesinin duyulmasını sağlayacaktır.”
***
İYİ Parti Tekirdağ ikinci sıra milletvekili adayı Tekirdağ’ın tanınmış efsane simalarından Muhtar Mahramlı ile adaylık sürecini ve projelerini konuştuk.
BİRİNCİ HEDEFİMİZ OLAĞAN HALE GEÇMEK
OHAL’de hak ihlaline uğrayanların durumlarını inceleyip haksızlıkları giderecek tedbirler hemen alınmalıdır. 24 Haziran’dan sonra ilk işlerimizden biri bu olacaktır.
***
DP geleneğine bağlı, İl ve İlçe Başkanlığı ve DYP’de Milletvekilliği, DP Genel Başkan Yardımcılığı yapmış, Parlamento’da birçok önerge ve çalışmalarıyla bilinen bir parlamenter olarak, 24 Haziran seçiminde neden İYİ Parti’den Tekirdağ Milletvekili adayı oldunuz?
Haziran seçimlerinde yüzde 10 seçim barajının getirdiği ve tüm siyasî görüşlerin parlamentoda temsilini engelleyen seçim yasasının, ittifak yasası ile aşılması imkânının doğmuş olması dört siyasî partinin (DP, CHP, İYİ P, SP) “Millet İttifakı” adı altında toplanmasına imkân sağlamıştır. Biz de DP olarak bu ittifakın içinde yer aldık. Ancak ittifak içinde oyların bölünmesini önlemek amacı ile İYİ Parti listelerinde adaylarımızın yer almasını tercih ettik, bir Tekirdağlı olarak Tekirdağ’dan aday olmak en doğru olanı idi ve bunu yaptık.
Neden Millet İttifakı?
Getirilen yeni sistem maalesef parlamentonun yetkilerini önemli ölçüde kısıtlamaktadır. Bilhassa meclisin denetim yetkisini tamamen kaldırıyor. Parlamenter demokrasinin tekrar hayata geçmesi ve her siyasî görüşün parlamentoda hem temsili, hem de denetim yetkisinin olması düşüncesi Millet İttifakı’nın ana sebeplerindendir. Güdümlü değil tam ve kâmil manada demokrasi talebi temel sebeptir. Ayrıca OHAL uygulamaları ve kötü ekonomik gidiş, tek adam rejimi gibi antidemokratik uygulamalar bu ittifakta olmamızın önemli sebeplerindendir.
Demokratların yeniden harekete geçmesi ve demokrat misyonun yeniden mecliste temsil edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
DP 1946’da bir millet hareketi olarak başlamış ve “YETER! SÖZ MİLLETİNDİR” sloganı ile bu günlere ulaşmıştır. Bugün tüm merkez sağ partilerin anası DP’dir. DP zalimlerin karşısında mazlûm halkımızın her zaman yanında olmuş ve onun sesini siyaset arenasında dile getirmeyi kendine şiar edinmiştir. DP’nin tekrar mecliste yer alması sessiz Demokrat çoğunluğun sesinin parlamentoda duyulmasını sağlayacaktır. Bugün halktan kopuk siyaset yapanların göremedikleri, anlayamadıkları çözüm getiremedikleri meseleler DP’li temsilciler vasıtası ile gündeme getirilecek ve çözüm aranacaktır.
Projeleriniz?
Öncelikli hedeflerimiz OHAL’i hemen kaldırmak ve olağan hale geçmektir. Tüm vatandaşlarımızın demokratik hak ve hürriyetlerini tam manası ile kullanmasını sağlamaktır. Terör ile mücadele öncelikli hedefimizdir. İnsanlarımızı rahat bir hayat yaşamaktan alıkoyan terör belâsının her türlüsünün yok edilmesi için her türlü tedbir acilen alınacaktır. Gençlerimizin terör belâsından kurtarılması amacı ile, kapatılan işletmeler tekrar açılacak satılan ve satıldıktan sonra sokağa yayılan ve işçi kıyımı yaşatan, özelleştirilen fabrika ve iş alanlarının durumu tekrar gözden geçirilecektir.
İstikrarlı ve çok yönlü bir dış politika ile gerek AB, gerekse komşu ülkelerle ilişkilerimizi normal düzeye getirip uzlaşmayı temin edeceğiz. Bölgesel güçlerle ve diğer ülkelerle ulusal güvenliğimizi ve millî menfaatlerimizi savunan politikalar izleyecek ve gerçek manada komşularımız ile sıfır sorunu gerçekleştireceğiz.
Bugünkü iktidar gibi göstermelik tedbirlerle yetinmeyip siyasî bağlantıları gerçek manada ortaya çıkarıp gerekli hesabı yüce Türk mahkemeleri önünde soracağız. Kötü niyetli kişilerce suçlanıp mağdur edilen vatandaşlarımızın mağduriyetini hukuk önünde telâfi etmeye çalışacağız. Çocuk istismarını önlemek için en sert tedbirleri alıp ıslah edici ve önleyici özel düzenlemeler getireceğiz. En kısa vadede fert başına millî geliri 16 bin USD seviyesine çıkarmak hedefimizdir. Yatırımların önünü açıp yeni işletme ve fabrikaların açılmasını sağlayarak işsizliği aşağı indirecek her türlü tedbirler alınarak yatırımcı ve sanayicimiz desteklenecektir.
Eğitimde meslekî eğitime özel önem verip gençlerimizi eğitim başlangıcında iş ve meslek sahibi yapmak amacımızdır. Yüksek enflasyonla mücadele ekonomimizin ve yatırımcılarımızın rahatlaması için yapılması gereken en önemli mücadeledir. Türk Lirası’nın güçlenmesi için her türlü ekonomik tedbir alınacak ve Merkez Bankası’nın tam bağımsızlıkla çalışması sağlanacaktır. Vatandaşlarımızı borç batağından kurtarmak için tüketici kredileri ve kredi kartı borçları gibi borçları faizleri silinip yeniden yapılandırılacaktır. Bundan sonra Türkiye’de her türlü iyileştirmeler tüm vatandaşlarımıza yönelik olacak yandaşlar kayrılır fikri çöpe atılacaktır.
Tarımla uğraşan, köylü halkın sıkıntılarını iyi bilen biri olarak çiftçilerimize ve tarıma yönelik projeleriniz neler?
Tarımla uğraşan, bilfiil çiftçilik yapan bir kişi olarak öncelikle çiftçilerimizin her türlü gelirini arttıracak tedbirleri, Allah’ın izniyle hemen alacağız. Mazot, gübre, ziraî ilâç ve ekipmanlar gibi tarımın gerekli her türlü girdilerindeki ÖTV vs gibi dolaylı vergileri kaldırıp çiftçimizin üretim maliyetlerini aşağıya çekerek, ziraî kredi borç faizinin tamamını sileceğiz.
Çiftçimiz yaptığı işten para kazanır hale gelecek, böylece toprağını terk edip şehirlere göç etmeyecektir. Şehirlere göç durdurulur ise belediyelerimiz ve diğer devlet hizmetleri daha rahat yerine getirilebilecektir.
Bugün köylerimizde birçok okul, sağlık ocağı vs gibi vatandaşın ayağının dibinde olan hizmet mekânları kapalı halde atıl dururken kentlerde yenilerini yapıp kaynakları heba ediyoruz. Yeni yerleşim alanlarının hizmet ihtiyaçları artıyor, belediyelerimizin kaynakları yetmemeye başlıyor ve vatandaşa hizmette aksamalar oluyor. Çiftçilerimizin gelirlerini arttırıp köyünde kalmasını sağlayarak bu israftan devleti kurtaracağız. Devlet imkânlarının kullanılmasında hiçbir şekilde dost, akraba yandaş kayırmacılığına müsaade etmeyeceğiz. Muhtarlarımızın belediye yönetim mekanizmalarında yer almasını sağlayarak hizmetlerin çabuklaştırılmasını sağlayacağız ve acil ihtiyaçları için belediye bütçelerinde ödenek tahsis edeceğiz.
20 Temmuz 2016’dan bu yana devam eden OHAL sürecindeki uygulamalar ciddî manada mağduriyetlere yol açıyor. Dolayısıyla yoğun ve vahim hak ihlâlleri var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
20 Temmuz’dan beri devam eden OHAL uygulaması bugün iktidarın, vatandaş üzerinde kullandığı bir sopaya dönüşmüş, amacından tamamen saptırılmıştır. OHAL, demokrasi dışı yöntemlerle hak ve hukuktan ayrılarak ülke yönetme aracı olarak kullanılmaktadır. Kararnamelerin belli bir sürede mecliste kanunlaşması gerekirken vurdumduymazlıkla uygulamalar devam etmekte, Anayasa çiğnenmektedir. Kişi hak ve özgürlüklerini kısıtlayan bu uygulama bir an önce kaldırılmalıdır. Kötü niyetli davranışlarla hak ihlâline uğrayan kişilerin bu durumlarını inceleyip haksızlıkların giderilmesini sağlayacak tedbirler hemen alınmalıdır. 24 Haziran’dan sonra ilk işlerimizden biri bu olacaktır.
Türkiye’nin şu anda içinde bulunduğu ekonomik durumu ve iktidarın izlediği dış politikayı değerlendirir misiniz?
Ülkemiz bugün ekonomik bakımdan felâkete sürüklenmektedir. Dış borçlar artmış, ödenemez duruma gelmek üzeredir. Alacaklı kurum ve devletler neredeyse kapitülasyon dayatacak noktaya gelmiştir. Ülkemiz bugün yurt dışından Libor artı 5 puan gibi faizle borç para bulabilmektedir. Faizler 18,5’a dayanmıştır. Yatırımcı kredi maliyetlerinden dolayı yatırım yapamaz duruma gelmiştir. Her sektör yavaş yavaş çökmektedir. İstihdama yönelik yatırım yapan sektörlere acilen destek sağlanarak işsizliği önceleyecek tedbirler hemen alınmalıdır.
Dış politikamızda ise komşularımız ile sıfır sorundan çok sorunlu hale geldik çevremizde sorunlu olmadığımız hiçbir ülke kalmadı, dünyada birkaç ülke hariç herkesle kavga ediyoruz. Ülkemizi ve insanımızı sıkıntıya sokuyoruz, sadece maddî yardım yaptığımız fakir ülkeler bizim yanımızda, yarın yardımlar kesildiğinde onların da ne yapacağı meçhul.
Ülkemizin kaynaklarını kendi vatandaşlarımız için kullanmamız gerekirken bugün Suriye’den gelen kişiler için 40 milyar dolar harcadığımız söyleniyor. Önce Suriye ile dost ve kardeş olacaksın, sonra ne hikmetse kavga edip milyonlarca insanın ülkemize gelmesine sebep olacaksın ve senin gençlerin, kahve köşelerinde işsiz oturup ailesine ekmek götüremeyen insanların varken kaynaklarını buraya harcayacaksın, böyle dış politika olmaz. Bu padişahlık dönemlerinde bile olmayan bir yönetim anlayışıdır.
Dış politika bir an evvel gözden geçirilip medeni devlet anlayışı içerisinde demokratik hak ve özgürlüklerin tam manasıyla kullanıldığı Avrupa ülkeleri ile diyaloğun bir an evvel kurulması ve bozulan ilişkilerin düzeltilmesi gereklidir. Bu ülkeler ile ilişkiler ülke menfaatlerinin çatışmasından dolayı bozulmamıştır. Bugünkü yöneticilerin davranış ve hitap biçimleri ve o ülkelerin kendi yönettikleri ülke gibi yönetildiğini zannetmelerinden kaynaklanmaktadır. Demokrat olmayan kafa herkesle kavga etmektedir. Ara sıra kendiyle bile kavga ediyor, bu anlayış hemen değiştirilmelidir. Ve değiştirilecektir…
Seçimlere sayılı günler kala seçmenlerinize vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Seçimlere çok az kalan şu günlerde tüm ülkemiz seçmenlerinin sağduyu ile düşünerek ve içinde bulundukları kendi hayat şartlarını göz önüne alarak siyasî tercihlerini yapacaklarına inancım tamdır. İYİ Parti listelerinde yer alan DP adayları mecliste onların sesi olarak yer alacaktır. Seçimlerin ülkemize ve milletimize hayırlara vesile olmasını temenni ederken yaklaşan Ramazan Bayramını da kutlarım.
***
Muhtar Mahramlı kimdir?
1950 yılında Tekirdağ’da doğdu. İlkokulu İnönü İlkokulu’nda, lise tahsilini İstanbul Özel Şişli Koleji’nde tamamladı. MÜ Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu. Siyasî hayata 1969’da AP Tekirdağ Gençlik Kolları’nda başladı.1980 İhtilâli’nden sonra DYP Tekirdağ Merkez İlçe Başkanı olarak 1991’e kadar görev yaptı. 1991’de Tekirdağ’dan milletvekili seçilerek parlamentoda görev yaptı. Millî Savunma Komisyonu Başkan Yardımcılığı, İçişleri Komisyonu Başkan ve Yardımcılığı ile Sanayi Ticaret ve Teknoloji komisyonlarında çalıştı. Karadeniz Ekonomik Topluluğu Parlamenter Asamblesi’nde Komisyon Başkanlığı görevlerinde bulundu. DYP Teşkilât Başkan Yardımcılığı, Genel Sekreterlik ve Genel Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Halen Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor.
Röportaj: Rüstem Garzanlı
[email protected]