TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 1151
fi
AHIS
B
‹LG‹LER‹
— A —
ABDULLAH CEVDET:
(1869-1932) Jön Türk hareketini bafllatan son devir fikir ve siyaset
adam›. Arapkir’de do¤du. ‹lk ve orta ö¤renimini bitirdikten sonra Mekteb-i T›bbiye’ye kaydol-
du. Materyalist ve maddeci ak›mlar›n etkisinde kald›. 1904’te ‹çtihat mecmuas› ve yay›nevini
kurdu. 1905 y›l›nda ‹slâm düflman› R. Dozy’in kitab›n› Tarih-i ‹slâmiyet ad›yla tercüme edip ya-
y›nlad›. Hz. Peygambere hakaretlerle dolu olan bu kitab›n yay›nlanmas›, Abdullah Cevdet’in
din düflman› olarak tan›nmas›na sebep oldu ve söz konusu kitap aleyhine birçok tenkit kale-
me al›nd›.
ABDULLAH ÇAVUfi:
As›l ismi Abdullah Yavafler’dir. ‹sparta’n›n E¤irdir ilçesine ba¤l› Barla
beldesinden olan bu zat, askerli¤ini çavufl rütbesi ile yapt›¤›ndan “Abdullah Çavufl” olarak ta-
n›nmaktad›r. Bediüzzaman Hazretlerinin sad›k talebelerinden ve hizmetkârlar›ndan olan Ab-
dullah Çavufl, Denizli Hapishanesinde Üstad Hazretleriyle birlikte bulunmufltu. Bu mahkeme
beraatle neticelenmifl ve di¤er arkadafllar›yla birlikte tahliye olmufllard›. Abdullah Yavafler,
1960 senesinde Hakk›n rahmetine kavuflmufltur.
ABDULLAH ‹BN‹ ABBAS (Ö. 68)/M. 687-688):
Hz. Peygamberin amcas› Abbas bin Abdül-
muttalip’in o¤ludur. Annesinin ad› ilk Müslüman kad›nlardan Ümmü’l-Fazl Lübaba’d›r. Mek-
ke’de do¤mufltur. Tefsir ve f›k›h ilimlerinde otorite kabul edilen ve çok hadis rivayet edenler
aras›nda yer alan Sahabîdir. 1160 tane hadis rivayet etmifltir. Kur’ân-› Kerîm’in inceliklerini an-
lay›p yorumlamas› için Hz. Peygamberin özel olarak dua etti¤i Abdullah bin Abbas’›n tefsir il-
mindeki üstünlü¤ü daha ilk devirlerde, hemen herkes taraf›ndan kabul edilmifltir. Ayetlerin
nüzul sebeplerini, nasih ve mensuhunu çok iyi bildi¤i gibi Arap edebiyat›na olan vukufu da
mükemmeldi. Bu sebeple Ashap devrinden itibaren rü’l-umme, Tercümânü’l-Kur’ân” unvan›y-
la an›lagelmifltir. Eserleri: Tefsiru ibn Abbas, Garîbu’l-Kur’ân, Mesâilü’n-Nâfi b. el-Ezrak, el-Lugât
fi’l-Kur’ân, Kasîdetü’l-Medh.
ABDULLAH YE/‹N:
1926’da Kastamonu’nun Araç kazas›nda do¤du. Bediüzzaman’›
1942’de Kastamonu Lisesinde iken tan›d› ve eserlerini okumaya bafllad›. Said Nursî’ye, “Mual-
limlerimiz bize Allah’tan bahsetmiyor, bize Allah’› tan›tt›r” deyince, O da “Muallimleri de¤il,
okudu¤unuz fenleri dinleyiniz. Çünkü fenler Allah’› tan›tt›r›yorlar” demifltir.
ABDURRAHMAN:
Yirmi alt› yafl›nda vefat eden Abdurrahman, Bediüzzaman Hazretlerinin
a¤abeyi Molla Abdullah’›n o¤ludur. Onun bu kadar genç yaflta vefat› Bediüzzaman’› çok üz-
müfltür. O kadar ki, Bediüzzaman onu unutamad›¤›n› risalelerde ifade etmifltir. Sonraki baz› ta-
lebelerini (Zübeyir Gündüzalp, Hulûsi Yahyagil gibi) onun ismi ile de yad ederek anm›flt›r. ‹kin-
ci Abdurrahman gibi… Bediüzzaman Hazretleri onu, “manevî evlât” s›fat› ile yad etmifl, cesaret
ve zekâvetini övmüfltür. Ayr›ca Risale-i Nur’da ondan, di¤er üstün vas›flar›n› da sayarak bah-
setmifltir.
Bu bahisler, özellikle Yirmi Alt›nc› Lem’an›n On ‹kinci Ricas›nda yer almaktad›r. Bediüzza-
man Hazretleri ile ye¤eni Abdurrahman aras›ndaki iliflki bu bölümde ayr›nt›l› bir flekilde anla-
t›lmaktad›r. Abdurrahman, Bediüzzaman Hazretlerinin Eski Said dönemindeki en yak›n talebe-
si olmakla birlikte, flahsî hizmetlerini de yapm›flt›r.
ABDURRAHMAN fiEREF LAÇ:
1908 y›l›nda do¤du. Uzun süre avukatl›k yapt›. 1952 y›l›nda
Gençlik Rehberi münasebetiyle yap›lan mahkemede Bediüzzaman Hazretlerini müdafa eden
üç avukattan birisidir. Bir dönem TBMM’de milletvekili olarak görev de yapan Abdurrahman
fieref Laç, 1982 y›l›nda Hakk›n rahmetine kavufltu.
TAR‹HÇE-‹ HAYAT fiAHIS B‹LG‹LER‹
