Lem'alar - page 749

Allahü teâlâ ilim ve kudretiyle her şeyden nihayet de-
recede büyüktür. zira o öyle bir kadîr, Mukaddir, Alîm,
Hakîm, Musavvir, kerîm, lâtif, Müzeyyin, Mün’im, Ve-
dûd, Mütearrif, rahman, rahîm, Mütehannin, Cemîl-i
zülcemal, kâmil-i Mutlak ve nakkaş-ı ezelî’dir ki, bu kâ-
inatın sahaif ve tabakatıyla, küll ve cüz olarak hakikati ve
bu mevcudatın külliyet ve cüz’iyet ve vücut ve beka itiba-
rıyla hakikati,
• onun kaza ve kader kaleminin ilim ve hikmetle tan-
zim ve takdir ettiği hatları;
• ilim ve hikmet pergelinin sun’ ile tasvir nakışları;
• sun’ ve tasvirinin yed-i beyzasıyla, lütuf ve keremle
tezyin ve tenvir ettiği tezyinatı;
• lütuf ve kereminin ve teveddüt ve tearrüfünün lâtife-
lerinden rahmet ve nimetle tebessüm eden çiçekleri;
• rahmet ve nimetinin ve terahhum ve tahannününün
feyzinden cemal ve kemal ile tezahür eden semereleri;
• ve, âyinelerin fânîliği ve mazharların seyyaliyetiyle be-
raber, onlarda tecelli eden o mücerret ve sermedî cema-
lin bâkî kalarak, gelip geçen mevsimler ve asırlar ve de-
hirler üzerinde tecelliyat ve zuhuratının ve gelip geçen
mahlûkat ve günler ve seneler üzerindeki in’amatının de-
vam etmesinin şahadetiyle, onun cemal ve kemalinin te-
celliyat ve lemaatından başka bir şey değildir.
evet, âyinelerin fânîliği ve mevcudatın zevaliyle bera-
ber tecelliyatın ve füyuzatın devam etmesi, bütün zuhu-
rattan daha zahir bir surette, onlarda görünen cemalin
Lem’aLar | 749 |
Y
irmi
d
okuzuncu
l
em
a
leme sanatı.
Nakkaş-ı ezelî:
her şeyi zatına has
olarak nakış nakış işleyen, evveli
olmayan Allah.
nimet:
Allah’ın bağışladığı maddî
ve manevî lütuf ve ikramlar.
rahîm:
sonsuz merhamet sahibi,
rahmeti gazabını geçmiş, bütün
kâinatı kuşatan acıması ve şefkati
sonsuz olan, Allah.
rahman:
ister mü’min, ister kâfir;
ister iyi isterse kötü olsun; rahmeti
bütün herkese yayılan ve bütün
yaratılmışların rızıklarını ve geçim
şekillerini içine alan rahmetin sa-
hibi Allah.
rahmet:
acıma, merhamet etme,
esirgeme, bağışlama.
sahaif:
sahifeler, sayfalar.
semere:
meyve, netice, sonuç.
sermedî:
sürekli, daimî, ölümsüz.
seyyaliyet:
sel gibi akıcılık.
sun’:
yapış, yapma.
suret:
biçim, şekil.
şahadet:
şahitlik, tanıklık.
tabakat:
tabakalar, sıralamalar.
tahannün:
merhamet edip acıya-
rak nimetlendirme.
takdir etme:
ölçme, ölçüye
vurma, değer biçme.
tanzim:
düzenleme, tertipleme.
tasvir:
resmini yapma, biçimlen-
dirme.
tearrüf:
bilgi, bilme.
tebessüm:
gülümseme.
tecelli:
belirme, bilinme, görünme.
tecelliyat:
tecelliler, yansımalar,
görünmeler.
tenvir etme:
nurlandırma, aydın-
latma, ışıklandırma.
terahhum:
merhamet etme,
acıma, şefkat etme.
teveddüt:
sevgi gösterme, dostluk
etme.
tezahür etme:
ortaya çıkma,
meydana çıkma, belirme.
tezyin etme:
süsleme, ziynetlen-
dirme.
tezyinat:
süsler, süslemeler.
Vedûd:
çok şefkatli olan ve çok
sevgi beslenen, seven ve sevilen
Allah.
vücut:
var olma, varlık.
yed-i beyza:
en beyaz, parlak,
nurlu el.
zahir:
görünen, görünürdeki, açık.
zeval:
sona erme, yok olma.
zuhurat:
birden oluveren şeyler,
görünen hâller.
kemal:
kusursuz, tam ve ek-
siksiz olma; erginlik, mükem-
mellik.
kerem:
cömertlik, lütuf, ihsan,
bağış; bu vasıflara sahiplikten
doğan yardımseverlik, hayır ve
güzel işler.
Kerîm:
“ikram ve ihsanı bol
olan” anlamında Allah’ın bir
ismi.
küll:
bütün, çok, genel.
külliyet:
bütünlük, tümlük,
çokluk.
Lâtif:
Allah’ın güzel isimlerin-
den, lütfedici, iyilik eden, in-
celikle güzel davranan.
lemaat:
parıltılar, parlamalar.
lütuf:
hoşluk, güzellik, ikram
ve yardımda bulunma.
mazhar:
aynalık yapan, gö-
rüntü yeri olan.
mukaddir:
takdir eden, kıy-
met biçen, belirleyen mana-
sında Allah’ın ismi.
musavvir:
yarattıklarını iste-
diği sıfât ve seçtiği surette ya-
ratan; Allah.
mücerret:
maddî varlıklardan
ayrı olarak sadece zihinde dü-
şünülen soyut kavram, yalın,
tek.
mün’im:
nimet veren, ikram
eden, yedirip içiren, nimetlen-
diren Allah.
mütearrif:
araştırarak bilen Al-
lah.
mütehannin:
yarattıklarına
çok merhametli, çok, düşkün,
bol lütuf, kerem ve bereket
sahibi olan Allah.
müzeyyin:
tezyin eden, “her
eserini harika ziynetlerle ve
nakışlarla süsleyen” mana-
sında İlâhî isim.
nakış:
yapılan resim, süs, süs-
1...,739,740,741,742,743,744,745,746,747,748 750,751,752,753,754,755,756,757,758,759,...1406
Powered by FlippingBook