ÜçüncüBab
“Allahü ekber”in mertebelerine dairdir.
Otuz üç mertebesinden yedi mertebeyi zikredeceğiz. O
mertebelerden mühim bir kısmı Yirminci Mektubun İkin-
ci Makamında ve Otuz İkinci Sözün İkinci Mevkıfının ahi-
rinde ve Üçüncü Mevkıfının evvelinde izah edilmiştir. Şu
mertebelerin hakikatini anlamak isteyenler o iki Söze mü-
racaat etsinler.
BİrİNCİ merteBe
p
?r
?o
Ÿr
G ?p
a l
?j/
ôn
°T o
¬n
d r
øo
µn
j r
ºn
dn
h Gk
ón
dn
h r
òp
îs
à`n
j r
ºn
d …/
òs
dG ! o
ór
ªn
?r
G p
?o
bn
h
(1)
G k
Ò/
Ñr
µ`n
J o
?r
ôu
Ñ`n
cn
h u
?t
òdG n
øp
e w
?p
dn
h o
¬n
d r
øo
µ
n
j r
ºn
dn
h
lebbeyk ve sa’deyk. Celâli yüce olan Allah, ilmi ve
kudretiyle her şeyden nihayet derecede büyüktür. öyle
ki:
• Hâlık ve Bâri ve Musavvir olan o zat-ı zülcelâl, insa-
nı kudretinin hangi kalem-i kaderiyle küçük bir kâinat gi-
bi tasnî etmiş ve yazmış ise, kâinatı da aynı o kalem ile
yazmıştır.
• Hem nasıl ki şu insan gayet manidar bir mektub-i
rabbanîdir, muntazam bir kaside-i kaderdir; öyle de, şu
kâinat dahi aynı o kalem-i kaderle, fakat büyük bir mik-
yasta yazılmış muntazam bir kaside-i kaderdir.
Lem’aLar | 729 |
Y
irmi
d
okuzuncu
l
em
’
a
mesinin aynası olan şiir, yani dü-
zenli, ölçülü, ve güzel yaratılan
varlık, özellikle insan, kâinat.
kudret:
güç, kuvvet, takat, iktidar.
Lebbeyk:
buyurun, emredin, efen-
dim!
manidar:
nükteli, ince manalı.
mektub-i rabbanî:
Rabbimizin
mektubu, sanatlı yapılışıyla usta-
sını bildiren her bir varlık, ağaç,
hayvan ya da insan.
mertebe:
derece, basamak.
mevkıf:
durak, bölüm.
mikyas:
ölçü.
muntazam:
düzgün, tertipli, dü-
zenli.
musavvir:
yarattıklarını istediği sı-
fât ve seçtiği surette yaratan; Al-
lah.
mühim:
önemli.
münezzeh:
bir şeye ihtiyacı olma-
yan, arınmış, temiz, arı, pak, berî.
müracaat:
başvurma, danışma;
başvuru.
nihayet derece:
son derece, en
çok.
sa’deyk:
buyur, senin emrinle bize
ulaşan bütün iyilikler, mutluluklar
Sendendir
tasnî etme:
düzme, sanatlı bir şe-
kilde yapma, yakıştırma.
tazim:
saygı, hürmet.
Zat-ı Zülcelâl:
celâl ve büyüklük
sahibi zat, Allah.
zikir:
bildirme, anma.
ahir:
son.
allahü ekber:
Allah en büyük
ve en yücedir.
bab:
kısım, bölüm, bahis.
Bâri:
“düzgün ve her yeri bir-
birine uygun yaratan” anla-
mında İlâhî isim.
celâli:
büyüklük ve haşmeti
ifade eden Allah’ın sıfatlarına
ait.
dair:
alâkalı, müteallik, ait, il-
gili.
evvel:
başlangıç.
gayet:
son derece, çok.
hakikat:
gerçek, asıl, esas.
Hâlık:
her şeyi yoktan var
eden, yaratıcı; Allah.
hamd:
şükür, övgü, minnet.
ilim:
bilme, biliş, bilgi.
izah:
bir konuyu ayrıntılarıyla
ortaya koyma, eksiksiz an-
latma.
kâinat:
yaratılmış olan şeyle-
rin tamamı, bütün âlemler,
varlıklar.
kalem-i kader:
kader kalemi;
her şeyin plân ve programının
yazıldığı İlâhî ilim.
kaside-i kader:
kader kasi-
desi; Allah’ın ilminin ve ölçül-
1.
De ki: “Hamd olsun o Allah’a ki, evlât edinmekten münezzehtir, mülkünde ortağı bulunmaz
ve hiçbir şeyden de âciz değildir ki yardımcıya ihtiyacı olsun.” Ve hürmet ve tazimle Onun
yüceliğini an. (İsra Suresi: 111.)