Lem'alar - page 19

ihtizazatından ve kâinatın kıyamet hengâmında zelzele-i
kübrasından müteellim oluyor. Ve nasıl ki hurdebinî bir
mikroptan korkar; ecram-ı ulviyeden zuhur eden kuyruklu
yıldızdan dahi korkar. Hem nasıl ki hanesini sever; koca
dünyayı da öyle sever. Hem nasıl ki küçük bahçesini se-
ver; öyle de, hadsiz ebedî cenneti dahi müştakane sever.
elbette, böyle bir insanın Ma’bud’u, rabbi, melcei, halâs-
kârı, maksudu öyle bir zat olabilir ki, umum kâinat onun
kabza-i tasarrufunda, zerrat ve seyyarat dahi taht-ı
emrindedir.
(1)
elbette öyle bir insan daima Yunusvari
(
As
)
(2)
n
Ú/
ª p
dÉs
¶dG n
ø p
e o
âr
æ`o
c u
Êp
G n
?n
`fÉn
ër
Ñ°o
S n
âr
`fn
G s
B ’p
G n
¬ '
d p
G '
B’
demeye
muhtaçtır.
(3)
o
º«/
µ n
`?r
G o
º«/
?n
©r
dG n
âr
fn
G n
?s
fp
G BÉn
æ`n
à`r
ªs
?`n
Y Én
e s
’p
G BÉn
æn
d n
ºr
?p
Y '
’ n
?n
fÉn
ërÑ°oS
®
Lem’aLar | 19 |
B
irinci
l
em
a
yıkım, dünyanın eceli, sonu.
ma’bud:
kendisine kulluk edilen
Allah.
maksut:
istenilen şey, gaye.
melce:
sığınılacak yer.
mikrop:
çıplak gözle görülmesi
mümkün olmayan küçük canlı.
müştakane:
şevkle, çok isteyerek.
müteellim olmak:
elem, acı duy-
mak.
noksan:
eksiklik, kusur.
rab:
her şeyin maliki, yaratan,
besleyen, terbiye eden Allah.
seyyarat:
gezegenler.
sıfât:
hâller, özellikler, vasıflar.
taht-ı emir:
emir altında.
tenzih etme:
uzak tutma, temiz
görme, yüce tutma.
umum:
bütün, genel.
Yunusvari:
Hz. Yunus gibi.
zat:
kişi, şahıs; azamet ve ululuk
sahibi olan Allah.
zelzele-i kübra:
en büyük sarsın-
tı.
zerrat:
zerreler, atomlar.
zuhur:
meydana çıkma, görünme.
zulüm:
kötülük, eziyet, haksızlık.
ebedî:
sonsuz, sürekli.
ecram-ı ulviye:
yıldızlar ve ge-
zegenler.
hadsiz:
sınırsız, sonsuz.
hak:
doğru, asıl.
halâskâr:
kurtarıcı.
hane:
ev, mesken.
hengâm:
zaman, an, sıra.
hikmet:
kâinattaki ve yaratı-
lıştaki İlâhî gaye, fayda.
hurdebinî:
gözle görülemeye-
cek kadar küçük, mikrosko-
bik.
ihtizazat:
hafif titremeler, sal-
lanmalar, sarsıntılar.
kabza-i tasarruf:
hüküm ve
idare eden el; yönetimi altın-
da olma.
kâinat:
bütün âlemler, varlık-
lar, evren.
kıyamet:
son derece büyük
1.
Âl-i İmran Suresi: 180; Zümer Suresi: 63; Şûra Suresi: 12; Hadid Suresi: 10.
2.
Senden başka ilâh yoktur. Seni her türlü noksandan tenzih ederim. Gerçekten ben kendi-
ne zulmedenlerden oldum. (Enbiya Suresi: 87.)
3.
Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgi-
miz yoktur Sen her şeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın. (Bakara Suresi: 32.)
1...,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18 20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,...1406
Powered by FlippingBook