"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zindan-ı atalete düştüğümüzün sebebi nedir?

Risale-i Nur'dan
21 Ağustos 2022, Pazar
Suâl: Zindan-ı atalete düştüğümüzün sebebi nedir?

Cevap: Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesidir. İşte, himmetiniz şevke binip mübareze-i hayat meydanına çıktığı vakit, en evvel düşman-ı şedid olan yeis rast gelir. Kuvve-i maneviyesini kırar. Siz o düşmana karşı “Lâ taknatû” [Ümidinizi kesmeyiniz. (Zümer Suresi: 53)] kılıcını istimal ediniz.

Sonra müzahemetsiz olan hakkın hizmetinin yerini zapteden meylü’t-tefevvuk istibdadı hücuma başlar. Himmetin başına vurur, atından düşürttürür. Siz “Kûnû lillah” [Allah için olunuz] hakikatini o düşmana gönderiniz.

Sonra da ilel-i müteselsiledeki terettübü atlamakla müşevveş eden aculiyet çıkar, himmetin ayağını kaydırır. Siz, “Vasbirû ve sâbirû ve râbitû”yu [Sabırlı olun, sabır yarışında düşmanlarınızı geride bırakın ve her an cihada hazırlıklı olun. (Âl-i İmran Suresi, 200.)] siper ediniz.

Sonra da medenî-i bittab olduğundan ebna-i cinsinin hukukunu muhafazaya ve hakkını onlar içinde aramaya mükellef olan insanın âmâlini dağıtan fikr-i infiradî ve tasavvur-u şahsî

karşı çıkar. Siz de, “Hayrun nâsi enfeuhüm linnâs” [İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok faydalı olandır. (Hadis-i Şerif)] olan mücahid-i âlîhimmeti, mübarezesine çıkarınız.

Sonra başkasının tekâsülünden görenek fırsat bulup hücum edip belini kırar. Siz de “Alellahi lâ gayrihî fel yetevekkeli’l-mütevekkilûn” [Tevekkül etmek isteyenler, [başkasına değil (müellifin tefsiri)] sadece Allah’a güvensinler. (İbrahim Suresi: 12.)] olan hısn-ı hasîni himmete melce’ ediniz.

Sonra da acz ve nefsin itimatsızlığından neş’et eden tefviz ve işi birbirine bırakmak olan düşman-ı gaddar geliyor. Himmetin elini tutup oturtturur. Siz de “Lâ yedurruküm men dalle ize’htedeytüm” [Siz doğru yolda oldukça, sapıtmış olanlar size zarar vermez. (Mâide Suresi, 105)] olan hakikat-i şâhikayı üzerine çıkarınız. Tâ, o düşmanın eli o himmetin dâmenine yetişmesin.

Eski Said Dönemi Eserleri, Münazarat, s. 218

LÛ­GAT­ÇE:

âmâl: emeller, gayeler.

düşman-ı şedid: şiddetli düşman.

ebna-i cins: aynı cinsten olanlar.

fikr-i infiradî: yalnız kendini düşünme.

hısn-ı hasin: kale gibi sağlam sığınak.

ilel-i müteselsile: birbirine bağlı olan sebepler.

istibdat: baskı, tahakküm.

matiyye: binek.

medenî-i bittab: yaratılış itibarıyla medenî olan.

meylü’t-tefevvuk: üstün gelme arzusu.

mübareze-i hayat: hayat mücadelesi, kavgası.

müzahemet: çekişme.

tefviz: bir işi bir kimseye bırakıp onun yapmasını bekleme.

tekâsül: üşengeçlik, tembellik.

yeis: ümitsizlik.

zindan-ı atalet: tembellik zindanı.

Okunma Sayısı: 4848
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    21.8.2022 10:07:03

    "Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesidir. İşte, himmetiniz şevke binip mübareze-i hayat meydanına çıktığı vakit, en evvel düşman-ı şedid olan yeis rast gelir. Kuvve-i maneviyesini kırar. Siz o düşmana karşı “Lâ taknatû” [Ümidinizi kesmeyiniz. (Zümer Suresi: 53)] kılıcını istimal ediniz." Hareketsizlik adem demektir. Hayat ve harket varsa ümit vardır. Şevki de bir plan ve program doğrultusunda istimal edildiğinde işlerin kolaylaştıpı müşahede edilecektir. Yeter ki pes etmiş bir vaziyette yeise düşmeyelim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı