"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Haşir hakikati, kâinatın en ehemmiyetli bir hakikati

Risale-i Nur'dan
28 Haziran 2024, Cuma
(Dünden devam)

İKİNCİ NOKTA

Hakikat-i haşriyenin hadsiz bürhanlarından, sair erkân-ı imaniyeden gelen şehadetlerin hülâsasından çıkan bir bürhanı, gayet muhtasar bir surette beyan eder. Şöyle ki:

Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın risaletine delâlet eden bütün mu’cizeleri ve bütün delâil-i nübüvveti ve hakkaniyetinin bütün bürhanları, birden, hakikat-i haşriyenin tahakkukuna şehadet ederek ispat ederler. Çünkü bu zatın bütün hayatında, bütün davaları, vahdaniyetten sonra haşirde temerküz ediyor. Hem umum peygamberleri tasdik eden ve ettiren bütün mu’cizeleri ve hüccetleri, aynı hakikate şehadet eder. Hem “ve bi rusulihî [ve peygamberlerine iman ettim]” kelimesinden gelen şehadeti bedahet derecesine çıkaran “ve kütübihî [ve kitaplarına iman ettim]” şehadeti de aynı hakikate şehadet eder. Şöyle ki:

Başta Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın hakkaniyetini ispat eden bütün mu’cizeleri, hüccetleri ve hakikatleri, birden, hakikat-i haşriyenin tahakkukuna ve vukuuna şehadet edip ispat ederler. Çünkü Kur’ân’ın, hemen üçten birisi haşirdir ve ekser kısa surelerinin başlarında, gayet kuvvetli âyât-ı haşriyedir. Sarihan ve işareten binler âyâtıyla aynı hakikati haber verir, ispat eder, gösterir. Meselâ, “Güneş dürülüp toplandığında. (Tekvir Suresi: 1.) Ey insanlar, Rabbinizden korkun. Kıyamet gününün zelzelesi, muhakkak ki pek büyük bir şeydir. (Hac Suresi: 1.) Ne zaman ki yer müthiş bir sarsıntıyla sarsılır. (Zilzal Suresi: 1.) Gök yarıldığı zaman. (İnfitar Suresi: 1.) Gök yarıldığında. (İnşikak Suresi: 1.) Onlar birbirlerine neyi sorup duruyorlar? (Nebe Suresi: 1.) Dehşeti her şeyi kaplayan kıyametin haberi sana geldi mi? (Gaşiye Suresi: 1.)” gibi otuz kırk surelerin başlarında, bütün kat’iyetiyle, hakikat-i haşriyeyi kâinatın en ehemmiyetli ve vacib bir hakikati olduğunu göstermekle beraber, sair ayetler dahi o hakikatin çeşit çeşit delillerini beyan edip ikna eder.

Acaba, bir tek ayetin bir tek işareti, gözümüz önünde, ulûm-u İslâmiyede müteaddid ilmî ve kevnî hakikatleri meyve veren bir kitabın binler böyle şehadetleriyle ve davaları ile güneş gibi zuhur eden iman-ı haşrî hakikatsiz olması, güneşin inkârı, belki kâinatın ademi gibi, hiçbir cihet-i imkânı var mı? Ve yüz derece muhal ve batıl olmaz mı?

Acaba, bir sultanın bir tek işareti yalan olmamak için, bazen bir ordu hareket edip çarpıştığı hâlde; o pek ciddî ve izzetli Sultanın binler sözleri ve vaadleri ve tehditlerini yalan çıkarmak, hiçbir cihette kabil midir? Ve hakikatsiz olmak, mümkün müdür?

Gençlik Rehberi, s. 102

LÛ­GAT­ÇE:

bürhan: delil.

delâil-i nübüvveti: peygamberlik delilleri.

erkân-ı imaniye: imanın rükünleri, şartları.

hakikat-i haşriye: öldükten sonra dirilme ve Allah’ın huzurunda toplanıp hesap verme gerçeği.

sarihan: açıkça.

vacib: gerekli, zorunlu.

Okunma Sayısı: 1079
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı