Mustafa İsmail, 1977 yılında ise Mescid-i Aksa’ya ziyarette bulundu. Devrin Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat ile Kudüs’e yaptığı ziyarette Mescid-i Aksa’da gözyaşları içinde Kur’ân okudu. Şeyh, bir ara ağlamaya başlayınca kendisini dinleyen Kudüs halkı da gözyaşlarına boğuldu.
İlerleyen yıllarda yurtdışından çok sayıda teklifler geldi. Amerika, Fransa, Kanada, Avustralya, Almanya, Hindistan, Pakistan, Endenozya gittiği başlıca ülkelerdir.
Kur’ân gölgesinde 73 yıl
1978 yılında Mustafa İsmail hastalanarak yatağa düştü. Yurt içi ve yurt dışı her tarafından geçmiş olsun dilekleri yağdı. 1978 yılının Aralık ayında 73 yaşında iken arkasında Kur’ân’a adanan bir hayat bırakarak vefat etti.
Vefatı bütün İslâm âleminde üzüntüyle karşılandı. Cenazesi devlet adamlarının ve askerî komutanın da bulunduğu büyük bir kalabalık tarafından defnedildi.
Ekol oldu
Mustafa İsmail’in okuyuş tarzı Kur’ân tilâvetinde bir ekol oldu. İslâm âleminde en çok beğenilen ekollerin başında gelen bu tarz pek çok hafız tarafından taklit edildi.
Onun okuyuşundaki en dikkat çekici özellikler; âyetlere başlaması, duruşu, mânâdaki derinliği vermesi, onu yansıtması; kısaca Kur’ân okurken onu yaşaması, manaya göre okumasıydı. Onu dinleyenler, sanki Kur’ân yeni iniyormuş gibi hisseder, kendilerinden geçerlerdi. Âyetlerin konusuna göre ses tonunu ayarlıyordu. Özellikle cennet ve cehennem âyetlerinde sesine verdiği üzüntü ve sevinç hâli halkı cezbeye getiriyordu.
Şarkıcılar da onu dinlerdi
Mısırdaki ünlü şarkıcılar da Mustafa İsmail’i dikkatle takip edip onu hayranlıkla dinliyordu. Mısır’ın en ünlü şarkıcılarından Ümmü Gülsüm de onu dinleyenler arasındaydı.
Sanatçılar Mustafa İsmail’i dinlerken “Aaa... Beyati yapıyor. Aaa… Nihavend’e çıkıyor. Şimdi Sabaa’ya başladı. Şimdi de Rastt’a” diyerek adeta kendilerinden geçerlerdi.
Yarım saatte ancak ısınırdı
Onu yakından tanıyıp dinleyenlerin ifadelerine göre Mustafa İsmail, Kur’ân okumaya başlamadan önce yarım saat hiç ses çıkarmadan sadece okumaya odaklanırdı. Adeta ruhen ve kalben de kendisini okumaya hazırlardı: Onun hakkında Mısırlı yazar Faiz Halava şöyle demiştir:
“Şeyh’te Kur’ân-ı Kerim en derin okyanustan daha derindir”
4 saat kesintisiz okurdu
Okumaya başladıktan sonra yarım saatte ancak ısınırdı. Isındıktan sonra dört saat kesintisiz okurdu. Hatta bir gece kendinden geçerek altı saat kesintisiz okudu. Bu süre zarfında sesi ilk başladığı gibi berrak ve netti. Bu okuma sırasında cemaatte huşu içinde altı saat kendisini dinledi.
Kıraatte kutup noktasıydı
Mısır’ın yaşayan büyük hafızlarından Tıp Doktoru Ahmet Naina onun hakkında: “Asrın en büyük karisi. O ulaşılması zor bir kabiliyete sahip. Allah vergisi bir sesi olan zirve bir kari” diyerek ona olan hayranlığını belirtmiştir.
Sekiz yıl talebeliğini yapmış Fethi Melici ise:
“Kıraatte bir kutup noktasıydı. Günler ve şöhret onu aslından hiç değiştirmedi” demiştir.
Yegâne bir yıldızdı
Mısır hafızlarından Şeyh Ali el Dabbaa, Mustafa İsmail’i şöyle tanımlar:
“Asrın hafızları arasında Mustafa İsmail yegâne bir yıldızdı. İklimi, okyanusu, derinlikleri, sesinin yükselmesi, alçalması, yedi kıraatlerin en iyisini bilmesi onun üstünlüğünü sağlayan özelliklerdi. Saatlerce Kur’ân okumadaki huzuru, muhafaza edebiliyordu.”
Mısır’daki karilerin Mustafa İsmail’e karşı saygı ve sevgileri bambaşkaydı. Mısır’ın ünlü hafızları Abdülbasıt Abdüssamet, Muhammed Sıddık Minşevi, Şeyh Kâmil Yusuf onun bulunduğu meclislerde her zaman hürmetkâr tavırlarını muhafaza ederlerdi.
AHMET ERGENEKON