Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, şehit cenazelerinde Frederic Chopin'in Cenaze Marşı yerine Itri'nin Tekbir bestesinin çalınması önerisiyle ilgili, "Tartışma bir yana, bu ülkede şehit cenazelerinin Chopin'in bestesiyle kaldırılması bile başlı başına bir yozlaşmanın tezahürüdür." dedi.
Kamalak, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de, 20 Temmuz'dan bu yana devam eden terör operasyonlarına işaret ederek bu operasyonlar sırasında şehit olanlara Allah'tan rahmet, yaralılara şifa diledi.
Terör olayları, yanlış dış politika hamleleri, gelir dağılımındaki adaletsizlik, içi boşaltılmış hukuk ve bozuk eğitim sisteminin, Türkiye'yi bölünme noktasına getirdiğini savunan Kamalak, "Toprak adeta ayağımızın altından kaymaktadır. Ama en az bunun kadar hatta bundan daha tehlikelisi, gençliğimiz, geleceğimiz, çocuklarımız elimizden kaymaktadır." ifadesini kullandı.
Kamalak, yaşanan durumun temelinde başkanlık sistemi, yeni anayasa, dokunulmazlıklar değil, baştan sona yanlışlarla dolu eğitim sisteminin olduğunu iddia etti. Bir şeyin başına "milli" kelimesi koymakla, o şeyin milli olamayacağını vurgulayan Kamalak, "Zira milli eğitimimiz ancak Milli Piyango kadar millidir. Milli Piyango ise bir kumar kuruluşudur." diye konuştu.
"Başlı başına bir yozlaşmanın tezahürü"
Şehit cenazelerinde Frederic Chopin'in Cenaze Marşı yerine Itri'nin Tekbir bestesinin çalınması önerisini değerlendiren Kamalak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Malum, son günlerde yeni bir tartışma var. 'Şehit cenazeleri Frederic Chopin'in marşıyla mı kaldırılsın, Itri'nin bestesiyle mi?' Tartışma bir yana, bu ülkede şehit cenazelerinin Chopin'in bestesiyle kaldırılması bile başlı başına bir yozlaşmanın tezahürüdür. Bir milleti kendi tarihine, kendi değerlerine, kendi inancına yabancılaştırma çabasının bir tezahürüdür. Devletin kendi milletinden kopukluğunun bir göstergesidir. Çünkü bu millet, binlerce yıldır bütün cenazelerini, tekbirlerle, Fatihalarla, Yasinlerle uğurlamış ve uğurlanmaktadır, ne Chopin'le ne de Mozart'la. Arif Nihat Asya'nın ölümsüz beytinde dediği gibi biz de diyoruz ki, 'Konsun yine pervazlara güvercinler, hu hulara karışsın aminler. Mübarek akşamdır, gelin ey Fatihalar, Yasinler."
"Suni gündemlerle milleti oyalamaktan vazgeçin"
Hükümete çağrı yapan Kamalak, şunları söyledi:
"Suni gündemlerle milleti oyalamaktan vazgeçin. Gelin, bu ülkenin evlatlarına Chopin'i, Mozart'ı, Galile'yi değil hiç değilse onların yanı sıra Itri'yi, Dede Efendi'yi, Gazali'yi öğretecek bir milli eğitim sistemini kurun. Gelin, bu ülkenin evlatlarına Avrupa'yı bir medeniyet projesi olarak anlatmak yerine, kendi tarihimize, kendi değerlerimize uygun gerçek bir milli eğitim sistemini kurun. Gelin, bu ülkenin evlatlarına helal olan üçün, haram olan beşten daha büyük olduğunu öğretecek bir eğitim sistemini kurun. Biz de, size bütün gücümüzle destek verelim, bütün gücümüzle sizi alkışlayalım. Çünkü ancak o zaman mutlu, huzurlu, barış ve kardeşlik içinde yaşayan bir Türkiye mümkün olacaktır."
"Herkes fiilinin karşılığını bulmak durumunda"
Açıklamanın ardından bir gazetecinin, "AKP, MHP, CHP dokunulmazlıkların kaldırılmasına 'evet' dedi. Siz ne diyorsunuz?" sorusu üzerine Mustafa Kamalak, dokunulmazlık müessesesinin, milletvekilleri millete daha fazla hayırlı hizmet yapsın diye getirildiğine dikkati çekti. Kamalak, "Kökenleri aşağı yukarı 1215'e dayanır, Büyük Şart (Magna Carta) diye bilinen, o şarta dayanır. Elbette milletvekillerinin aziz milletimize daha fazla hizmet edebilmesi için korkusuzca... Kimden korkuyor, krallığa karşı kazanılmıştı o şeyler, halk temsilcileri meclise giderken İngiltere'de tutuklanıyordu. İşte o mücadelenin sonunda dokunulmazlık müessesesi gelişmiştir. Biz şunu söylüyoruz, halkın lehine konulmuş olan bir müessese halkın aleyhine kullanılamaz. Yani millete hizmet için geliştirilmiş olan müessese aksine çevrilerek, milletin aleyhine suç işlemek için kullanılmaz. Herkes fiilinin karşılığını bulmak durumundadır ancak bugünkü uygulamada bir terslik var." değerlendirmesini yaptı.
AA