Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, partisinin İnegöl İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, 25 Ağustos'ta Diyarbakır'a gittiğini, orada bir çok görüşme yapmasına rağmen bazı kesimler tarafından eleştirildiğini söyledi.
Kamalak, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ı ziyaretine ilişkin, "Sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldik. Valiyi ziyaret ettik. Problemi çözmek için belediyeyi ziyaret ettik. Belirli çevreler bütününü görmezlikten geldi. Kamalak, efendim teröristbaşı diye suçlanan Kışanak'ı ziyaret etti. Yahu insaf. Eğer bir çözüm arıyorsak, diyalog kurmak istedim" dedi.
Diyarbakır'da partisine bağlı 9 ilin yöneticileri, il müfettişleri ve gençlik kollarının katıldığı bir toplantı yaptıklarını hatırlatan Mustafa Kamalak, "Durumu yerinde değerlendirdik. Sonra basın toplantısı yaptık. Sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldik. Valiyi ziyaret ettik. Problemi çözmek için belediyeyi ziyaret ettik. Belirli çevreler bütününü görmezlikten geldi. Kamalak, efendim terörist başı diye suçlanan Kışanak'ı ziyaret etti. Yahu insaf. Eğer bir çözüm arıyorsak, diyalog kurmak istedim" diye konuştu.
Kamalak, bir ilde temsil kabiliyeti olan iki önemli kurumun olduğunu belirterek, "Birisi valilik, diğeri belediye. Vali, o ilde hem devleti, hem hükümeti temsil eder. Ancak vali atanarak oraya gelmiştir. Öbür tarafta da halkın temsilcisi ve halkın idaresiyle seçilmiş olan belediye başkanı var. Sen bunu görmezden mi geleceksin? Eğer barış yoluyla, kardeşlik hukuku çerçevesinde bir sonuca ulaşacaksan muhatabına saygı duymak zorundasın. Onunla irtibat kurma mecburiyetindesin" şeklinde konuştu.
"Çözüm tarihimizdedir, inancımızdadır"
Diyarbakır'daki il yöneticileriyle yaptığı toplantıyla ilgili bilgiler aktaran Kamalak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Devletin kolu oradan çekildiği için halk netice itibariyle eli silahlı terör örgütüne bırakılmıştır. Öbür taraftan devletin yıllardır köylünün mıntıkasını korusun diye eline silah verdiği, millet bütçesinden maaş ödediği köy korucuları eli silahlı örgüte teslim edilmiştir. Peki halk ne yapacak bu durumda? Siz olsanız ne yaparsınız? Halkın teslim olmaktan başka çaresi yoktu. Çözüm tarihimizdedir, inancımızdadır, örfümüzdedir, adetimizdedir, kardeşliğimizdedir. Biz inanıyor ve haykırıyoruz. Diyoruz ki bu milletin Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Alevisi, Sünnisi kardeştir. Bizler kardeşleriz. Çünkü bizim kardeşliğimizi Rabbimiz ilan etmiştir. Müslüman Müslüman'ın kardeşidir. Rabbimiz bir, Peygamberimiz bir, kitabımız bir, kıblemiz bir. Bizim bu birlikteliğimizi mutlak suretle öne çıkartmamız lazım."
AA