Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Türkiye'nin bir taraftan mülteci kampına dönüştüğünü, diğer taraftan da batının sınır karakolu vazifesini üstlendiğini belirtti.
Müslümanların aynı çatı altında toplanması gerektiğini de söyleyen Kamalak, "Gelin bir olalım, İslam Birliği'ni kuralım" dedi.
Mustafa Kamalak, Kahramanmaraş'ta partisinin il başkanlığı tarafından bir otelde verilen iftar yemeğine katıldı. Kur'an-ı Kerim okunup dua edilen iftarda yemek sonrası konuşan Mustafa Kamalak, Müslüman ülkelerdeki karışıklıkları dikkat çekerek birlik çağrısı yaptı. Müslümanların imamesinden koparılmış tespih tanesi gibi darmadağın edildiğini söyleyen Kamalak, batılı ülkelerin Müslümanları kobay gibi kullandığını söyleyerek şöyle dedi:
"Bir taraftan mülteci kampı durumuna gelmişiz, öbür taraftan da batının sınır karakolu, sınır bekçisi vazifesini üstlenmişiz. Batının toplama kampı, sınır karakolu olduğumuz yetmiyormuşuz gibi, bir de bizi günah keçisi ilan ediyorlar. Katillikten, seri katillikten daha ağır bir suçla itham ediyorlar, soykırımla. Almanya yüzünden biz Birinci Dünya Savaşı'na girdik. 625 yıllık muhteşem bir devletimizi kaybettik. Devletimizi başımıza yıktılar, özü bu. Evimizi değil, devletimizi başımıza yıktılar. Şu an Osmanlı yerine 64 devletçik vardır. Her biri göğsümüzde, sinemizde kanayan yara gibidir. Kıbrıs, Keşmir, Arakan, Mescid-i Aksa bugün işgal altındadır. Ne yapmak lazım; bir araya gelmemiz lazım. Nerede bir araya geleceğiz; rehberin gösterdiği yolda. O yüzden biz gelin kardeşlerim 'Bir olalım' diyoruz. Ecdadımızın yaptığı gibi bir çatı altında buluşalım."
'TERÖR PROBLEMİNİ DE BİZ ÇÖZECEĞİZ'
Müslümanların aynı çatı altında toplanarak İslam Birliği'ni kurması gerektiğini ifade eden Kamalak, Türkiye'deki terör problemini de çözebilecekleri yolu anlattı. Mustafa Kamalak, şöyle konuştu:
"625 yıllık devletimiz paramparça edildikten sonra hilafet makamı da lağvedilmiştir. Müslümanlar imamesinden koparılmış tespih gibi taneleri gibi darmadağın bir hale getirilmiştir. Şu an batı İslam coğrafyasını sömürmekle kalmıyor. Batının ölümcül silahları, kahredici bombaların etkinliğini Müslümanların üzerinde deniyor, kobay gibi kullanılıyor. Bu oyuna 'Dur' demek zorundayız. Bu münasebetle Anadolu'yu adım adım, karış karış dolaşıyorum. Yapmamız gereken şey gayet basit; 'Rabbim bir, kitabım bir, peygamberim bir, kıblem bir' diyen Müslümanların bir araya gelmesi lazım. Terör problemini de biz çözeceğiz. Nasıl çözeceksin diyorlar? Dün Artvin'deydim sordular; dedim ki; Müslümanların ortak kitabı Kuran-ı Kerim mi, Evet. Kuran-ı Kerim'de bahşedilen hakları kısıtlamaya hiç kimsenin hakkı yok. 'Müslüman'ım diyen bir kimsenin de Kuran'ın dışına çıkmaya yetkisi yoktur. Hakem Kuran-ı Kerim'dir. O münasebetle diyoruz ki; gelin bir olalım, İslam birliğini kuralım tıpkı ecdadımızın yaptığı gibi. Osmanlı'da dünyanın neresinde olursa olsun bütün Müslümanlar halifeye bağlıydı, halife de İstanbul'da. Ama yazık ki bugün Müslümanların etrafında birleştikleri bir imam, bir halife yoktur. Gelin İslam birliğini kuralım."
DHA