Sevgili çocuklar, bu haftaki tefekkür yolculuğumuz, başlıktan tahmin ettiğiniz gibi “nar”. Geçen hafta ayçiçeğinin muhteşem dizilişi hakkındaki yazıyı okuyunca kızım Hatice Kübra’nın aklına nar geldi ve onun hakkında yazmamı istedi. Severek tükettiğimiz, sağlığımız için çok faydalı, muhteşem bir C vitamini kaynağı olan nar meyvesini tefekkür edelim.
Nar sanki başında taç varmış gibi görüntüsüyle âdeta bütün meyvelerin kralı gibidir. Bu muhteşem meyve Kur’ân-ı Kerîm’de adı geçen meyvelerdendir. Üç ayette geçer. Muhteşem bir şekilde paketlenip içinde sıra sıra elmas bir mücevher gibi dizilmiş nar tanelerini incelediğimizde bizi hayrete düşürür. Rengiyle, tadıyla, kokusuyla, dizilişiyle muhteşem bir sanat eseri gibidir. Narın kabukları ve zarı acı bir tada sahipken; narın tanelerinin tadı çok lezzetlidir. Hiçbir teknoloji veya hiçbir insan bu taneleri yuvarlak bir paketin içine bu şekilde dizemez.
Nar taneleri aynı zamanda nar ağacının tohumudur. Bir narın içinde ortalama 600 adet nar tanesi yani tohumu bulunur. Düşünsenize bir nar meyvesi içinde 600 tane nar ağacı saklıyor.
Narın faydaları saymakla bitmez. Hastalıklara karşı korur, cildimizi güzelleştirir, enerji verir, hatta diş etlerimize bile iyi gelir… Narı doğrudan meyve olarak tükettiğimiz gibi, narın suyunu içecek olarak da tüketebiliriz. Nar ekşisi olarak salatalarımızı lezzetlendirebiliriz. Nar taneleri ile güllaç, aşure gibi tatlılarımızı süsleyebiliriz.
Peygamber Efendimiz (asm) bir hadisinde: “Sizin narlarınızdan bir nar yoktur ki; içinde Cennet narından bir tane bulunmasın” buyurmuştur. Bu hadisten narın bir Cennet meyvesi olduğunu anlıyoruz ve israf etmememiz gerektiğini öğreniyoruz.
Hepimiz bir nar alalım ve ortadan ikiye ayırıp inceleyelim. Sırt sırta vermiş bu elmas tanelerini bir bir çıkarıp tekrar aynı şekilde dizmeye çalışalım. Sonrasında bu güzel meyveyi yerken narda görünen sanat, ilim, kudret ve hikmeti düşünerek narı yaratan sanatkârların en güzeli olan Sânî-i Hakîm’e şükredelim.