"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cemaatler Kemalizme karşı ortak tavır almalı

09 Ekim 2015, Cuma
Cemaat ve İktidar - Cemaatler ve Toplum, Siyaset, Devlet kitapları üzerine konuştuğumuz Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz, “Türkiye’de devletin cemaatler konusunda takındığı tavır, toplum barışının ve kaynaşımının en büyük engellerinden biri olmuştur” dedi.

Kâzım Güleçyüz’le cemaatlerle ilgili kitaplarını konuştuk

“Devlet, toplumsal barışa engel oluyor”

“Cemaatlerin toplum içindeki fonksiyonunu nasıl değerlendirmeliyiz?” sorusunu cevaplayan Güleçyüz, şunları söyledi: “Cemaat olarak isimlendirdiğimiz yapılar esas itibarıyla uhrevî ve manevî hedeflere yönelik hizmetler verirken, bunun yanında dünyevî boyutuyla ahlaklı insan yetiştirmek, sosyal yardımlaşma gibi dinin kurallarının toplumda daha yaygın şekilde uygulanmasını sağlamak gibi fonksiyonlar da icra ediyor. Cemaatler toplumun sosyolojik gerçekleridir. Ama resmî devlet anlayışında yasadışı yeraltı örgütleri gibi görülmeleri Türkiye’de devlet toplum barışının ve kaynaşmasının en büyük engellerinden birini oluşturmuştur. Onun için ‘demokratik devlet,’ toplumuyla bütünleşen bir devlet, cemaat gerçeğiyle barışmak mecburiyetindedir.” 

“Suçlamak” yerine “anlamaya çalışmak”

“Cemaatlere evham, korku ve birtakım suçlayıcı ön yargılarla yaklaşmak yerine onları anlamaya çalışmak lâzım” diyen Güleçyüz, “ Onların vermiş olduğu hizmetleri görmeye, tanımaya ve bu çerçevede duruşunu düzeltmeye devletin ihtiyacı var” dedi.

Cemaatler –izmler ve iktidar arasına sıkışmış durumda

Türkiye’de hâlâ aşılamayan bir resmî ideoloji gerçeği olduğunu vurgulan Güleçyüz, cemaatlere olan olumsuz bakışın kaynağında resmî ideolojinin olduğunu vurguladı. “Tüm cemaatler başta olmak üzere toplumun, resmî ideolojinin farkına varması lâzım” diyen Güleçyüz, “Darbe anayasasıyla hâlâ korunan ve kurumlarda, eğitimde, ders kitaplarında etkisini sürdüren bir Kemalizm olgusu var. Buna karşı demokratik bir mücadelenin verilmesi lâzım, cemaatlerin öncelikle bunun farkına varması ve bu noktada bir tavır ortaya koyması gerekiyor. Uzlaşmacı, teslimiyetçi yaklaşımlar bu sıkıntıyı daha da uzatmaktan başka bir netice vermiyor” dedi. “Türkiye gerçek anlamda demokratik bir ülke olmak istiyorsa evvela bu sorunu çözmeli” diyen Güleçyüz, Yeni Asya olarak bu konudaki duruş ve söylemlerini kararlı bir şekilde devam ettireceklerini vurguladı.  

“Cemaatler, manevi hizmetler için var”

Cemaatlerin manevî ve uhrevî hizmetler için var olduğunu belirten Güleçyüz, “Eğer cemaatler bu varlık sebeplerini ve hizmetlerini gölgeleyecek boyutta birtakım siyasî mücadelelere, iktidar çekişmelerinin içine aktif oyuncu olarak katılırlarsa orada siyasetin kuralları çok farklı olduğu için her zaman aldatılma, kullanılma, farklı istikametlere götürülme gibi riskler söz konusu olacaktır” ifadelerini kullandı.

“Aldatıldık” dediler...

Bazı cemaat mensuplarının “Aldatıldık, bu iş bize böyle anlatılmamıştı” gibi söylemlerini sorduğumuz Güleçyüz, “İşte bu gibi şeylere de meydan vermemek için cemaatlerin mutlak anlamda kendi hizmet alanlarında kalmaları lâzım. Özellikle siyasetten, aktif siyasetten ve siyasetin aktif oyuncusu rolü üstlenmekten çok uzak durmaları lâzım. Bediüzzaman Hazretleri nur ve topuz örneğiyle bunu çok güzel açıklıyor. Bizim yüz elimiz de olsa ancak nura kâfi gelir, siyaset topuzuyla işimiz yok. Biz imanı kurtarmak ve imanlı nesiller yetiştirmek gibi bir vazifeyle vazifeliyiz. Onun dışındaki dünyevî konular,  iktidar mücadeleleri bizi hiçbir şekilde ilgilendirmeyen konular. Onun için bu noktaya dikkat edilmediğinden ve Üstadın sözlerine riayet edilmediğinden doğan neticelerdir bu  bahsettiğiniz sonuçlar. Bu gibi ifadeler kullanan insanların ve cemaatlerin mutlaka son yaşanan tecrübeler ışığında ders alarak bu yanlışlarını düzeltmesi gerekiyor” dedi. 

“Onlara göre cemaatler iç tehdittir”

Son zamanlarda Türkiye’de ‘O cemaat’ denilen kesim üzerinden yaşanan gerginlikleri değerlendiren Güleçyüz, “Şimdi o cemaat diye siyasî gündemdeki tartışmanın odağında yer alan cemaat kastediliyor, ama gerçekte bütün cemaatler, bahsetmiş olduğumuz anlayışın gözünde düşmandır ve iç tehdittir. 28 Şubat’ta bir numaralı iç tehdit irticadır denilmiş, irtica denildiği zaman da toplumu oluşturan cemaatler hedefe konulup onlarla mücadele edilmişti. Onun sıkıntılarını yaşamıştık, şimdi bu yaşadığımız dönemde de o dönemi hatırlatan bir süreç yaşanıyor” dedi.

‘Ne verdiyseniz geri alın!’

2004 yılındaki MGK kararlarını hatırlatan Güleçyüz, “son gelişmeleri doğru yorumlayabilmek için 2004 MGK’sını sürekli hatırda tutmamız lâzım” dedi. Bu kararlarda özellikle Nurculuk faaliyetleri ve Fethullah Gülen başlığının olduğunu belirten Güleçyüz, “Son dönemde yaşanan gelişmeler o planda detayları yer alan şeyler. Dolayısıyla burada bir cihetiyle biraz evvel bahsettiğimiz siyasetle çok fazla içli dışlı olma hatasının bedeli ödeniyor, Zaman içinde elde edilen kazanımlar kaybediliyor. Daha çok güç toplama, değişik sektörlerde önemli mesafeler alma; eğitimde, medyada, finansta, iş dünyasında, dış dünyaya açılmada ve devlet içinde kadrolaşma  konusundaki kazanımlar elden çıkıyor... Çünkü siyaset çok nankör ve güvenilmez birşey. Bunun çok somut ve çarpıcı bir örneğini daha önce ‘Ne istedilerse verdik’ denirken son gelişmelerden sonra ‘Ne verdinizse geri alın’ sözünde görüyoruz” dedi.

“İstiğna düsturu çok önemli”

Bediüzzaman Hazretlerinin bu konuda ortaya koymuş olduğu genel düsturlardan da bahseden Genel Yayın Yönetmenimiz Güleçyüz, “Bizler Bediüzzaman’ın ortaya koymuş olduğu istiğna düsturu ile hareket ederiz. Hizmetlerimizi tamamen kendi imkânlarımızla, kendi kaynaklarımızla ve hiçbir şaibe düşmeyecek şekilde yaparız. Yapılan işlere şaibe düşmemesi için, her zaman böyle bir hassasiyet içerisinde olmalı” dedi. 

Bu hizmetler pazarlık konusu olamaz

Son zamanda yaşanan olayların istiğna düsturunun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu belirten Güleçyüz, “İşin ihlâs boyutu da bunu gerektiriyor. Özellikle devletten ve birtakım özel kesimlerden bazı şeyler almaya kalkarsanız farklı taleplere de muhatap olacaksınız zaman içinde. Oysa bu hizmetler asla pazarlık kaldırmaz. Bunun için yaşanan bu sıkıntılardan herkesin bu dersi çıkartıp yoluna o şekilde devam etmesi lâzım. Yaşanan sıkıntıları arınma fırsatı görüp kazanca çevirmek lâzım” dedi.

“Kimseden birşey beklemeyiz, almayız”

Siyasete ve siyasîlere karşı hep mesafeli duruş sergilenmesi gerektiğini vurgulayan Güleçyüz, “Bizim siyaset konusundaki mesafemiz ve duruşumuz her zaman aynıdır. Hiç kimseden birşey beklemeyiz, almayız... Evvelce bizim oy desteği verdiğimiz partiler iktidara geldiğinde de ne bir makam, ne başka bir talep veya pazarlığımız asla olmamıştır. AP ve DYP iktidarlarında da bizim çizgimiz hep bu oldu” dedi. 

Hakkın ve haklının yanında, haksızın karşısındayız

Son dönemdeki iktidar-cemaat gerilimiyle ilgili olarak da Güleçyüz, “Yeni Asya’nın yayın ilkeleri vardır. Bunun gereği olarak hukuku esas alır, demokrasiyi savunur, her zaman haksızlığın karşısında ve haklının yanında dururuz. Son dönemdeki tartışmalarda da bu prensibe uygun bir duruş ortaya konulmuştur. Eleştirilerimiz elbette var, bunları yapıcı bir üslûpla dile getirdik ve dile getirmeye de devam edeceğiz. Bu fitnenin söndürülmesi gerektiğine, aksi takdirde büyük vebalinin olduğuna her fırsatta dikkat çektik ve çekmeye de devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“Yeni Asya’nın aktif siyasetle hiçbir zaman alakası olmamıştır”

Yeni Asya camiasının hiçbir iktidar çekişmesiyle alâkası olmadığını belirten Güleçyüz, “Bizler Bediüzzaman Hazretlerinin bize vermiş olduğu ölçüler çerçevesinde yayın yapıyoruz. Yeni Asya olarak bizi siyaset yapmakla itham edenler oluyor, fakat bu eleştiriler haksızdır ve yersizdir. Bunu bir kez daha ifade etmek isterim. Biz hiçbir zaman aktif siyasette yer almadık, bizim yaptığımız Bediüzzaman Hazretlerinin de eserlerinde belirttiği gibi oy tercihiyle sınırlıdır. Bunun ötesinde ve sonrasında bizim oy verdiğimiz parti iktidara gelecek olsa da bizim tutumumuz değişmeyecektir. Müsbet icraatlarda teşvik ederiz, yanlış yapıldığında da her zaman olduğu gibi yapıcı bir dille eleştiririz” dedi. 

“Bu fitne bitmeli”

“Yeni Asya sergilediği duruş ve yayın politikası ile son derece gönlü rahat, ama gidişattan da bir o kadar rahatsızdır” diyen Güleçyüz, “Fitne bitmeli ve Türkiye’nin gündemi artık çok başka şeyler olmalıdır. Aksi takdirde nefret söylemleri ve hedef göstermeler çok ciddî kul hakkı ihlâllerine de sebep olacaktır” dedi.

Röportaj: N. NUR ENER

Okunma Sayısı: 4172
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı