Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Bursa Şubesi ve Osmangazi Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen “Doğumunun 400’üncü Yılında NiyÂzÎ-i MısrÎ Dönemi ve Tesirleri” başlıklı anma programıyla yad edildi.
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Bursa Şubesi ve Osmangazi Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen “Doğumunun 400’üncü Yılında Niyâzî-i Mısrî Dönemi ve Tesirleri” başlıklı bir programla anıldı. TYB Onursal Başkanı Mehmet Doğan, Seyyid Usul Dergâhı Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen açılış programında yaptığı konuşmada, şair Mehmet Niyâzî-i Mısrî’nin, mahlasının Mısrî olduğunu, fakat kendisinin 4 asır önce Malatya’da doğduğunu hatırlattı. Doğan, şunları belirtti: “Yetişme çağından sonra Malatya’dan ayrılmış ve buraya geri döndüğüne dair bir bilgi yok maalesef. Bir yeryüzü yolcusu. Diyarbakır, Mardin, Bağdat, Kerbelâ, Kahire’de öğrenim görmüş. Ardından Uşak’ta Ümmi Sinan’la tanışmış. O da mutasavvıf bir şair. Elmalı’da şeyhin hizmetinde 9 sene geçirmiş. 1656’da onun halifesi olmuş. Uşak’ta ve Kütahya’da irşad faaliyetleri yapmış. Bursa ise en uzun kaldığı yer benim bildiğime göre. Önce tasavvufa karşıymış sonra genç yaşta halvetiliği seçmiş. Meslek sahibiymiş, mum imal edip satarmış. Asıl işi şiir değil, fakat onu bugüne getiren esas olarak şiirleridir. Hâlâ bize şiirleri haz vermeye devam ediyor.”
Doğan, Mısrî’nin kabrinin Limni’de olduğuna dair fotoğraflarının bulunduğunu belirterek, “Şimdi o binalar yıkılmış bir tek tevhidhane kaldığını duymuştum. Alış veriş merkezi yapılmış ve kabri de kaldırımların altında kalmış. Ben diyorum ki Niyâzî-i Mısrî’nin sürgünü devam ediyor. Bu sürgünü sona erdirmek için onun türbesini en azından ihya etmemiz lâzım. İnşallah ilgililer bu konuya da el atarlar.” dedi.
Kaside-i Bürde
Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Kemikli de Niyâzî-i Mısrî’nin Ulu Cami’nin gölgesinde irşad hizmetlerini sürdürdüğünü hatırlattı. Mısrî’nin yolunu burada inşa ettiğini anlatan Kemikli, “Eserlerinin büyük bölümünü burada yazdı. Meselâ Kaside-i Bürde Tesbi’i burada yazdı. Verdiği bilgilere göre evi Demokrasi Meydanı’nın arkasında bulunuyordu. Orada gördüğü bir rüya ile Atıcılara gidiyor ve burada bir mecliste rüya âleminde Kaside-i Bürde’yi yazma ruhsatı ona tevdi ediliyor.” ifadelerini kullandı.
Kemikli, kültürlerinde bir makam kavramı olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti: “Yunus Emre’nin pek çok yerde makamı var. Veysel Karani’nin var ve daha başka makamlar var. Bu bakımdan Ulu Cami’nin gölgesinde insanlarımızı irşad eden, yazdığı şiirlerle dilimize, gönül ve zihin dünyamıza yol veren, zihnimizi bir bakıma inşa eden, Yunus mektebinin en önemli temsilcisi olan Niyâzî-i Mısrî’yi unutmamak, genç nesilin onu yeniden hatırlaması, en azından yoldan geçerken bir Fatiha-i Şerif okuması için bir makam ihdas edelim diye düşünüyorum. Dolayısıyla Şehreküstü Camii’nin hemen arkasındaki boş alana Mısrî başta olmak üzere Bursa’nın medarı iftiharı olan, hafızası olan âlimlerin birer mezar taşını koysak bir şey kaybetmiş olmayız. Bilâkis hafızayı inşa etmiş oluruz.”